Cuma Sohbetleri

Hayırlı, bereketli, bol kazançlı, mutlu, sevgi dolu cumalar.. qw
 
Hayırlı Cumalar RFC :eyv
 
Cumanız mübarek olsun RFC.
cuma-g-n-n-n-m-sl-manlar-a-s
 
hayirli cumalar...
 
Hayırlı, bereketli, mutlu, huzurlu cumalar güzel ailem..
 

25.01.2013

ALLAH’IN SEVMEDİĞİ DAVRANIŞ: İSRAF
Kardeşlerim!
Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), abdest almakta olan Sa’d b. Ebi Vakkas’ın yanına uğramıştı. Derken onun suyu fazla kullandığını görmüş olmalı ki “Bu ne israf?” buyurdu. Sa’d, “Abdestte de israf olur mu ya Resulallah?” diye sorunca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “Evet, akan bir nehirden bile abdest alsan israf olur” şeklinde karşılık verdi.
Kıymetli Kardeşlerim!
Hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz, müminlerin vasıflarını tanıtırken şöyle buyuruyor: “Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar.” Yine bir başka ayette Cenab-ı Hak, “Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa haklarını ver! Malını israf ile saçıp savurma! Zira saçıp savuranlar, şeytanın dostları, kardeşleridir.” buyuruyor.
Yüce Rabbimizin bu ayetleri, bizlerden, bütün eylemlerimizde iktisatlı ve ölçülü olmamızı ve de israftan uzak durmamızı istiyor.
Sevgili Peygamberimiz de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: “İnsanoğlu kıyamet günü beş şeyden hesaba çekilmedikçe yerinden kımıldayamayacaktır; Ömrünü nasıl tükettiğinden, gençliğini nasıl yıprattığından, malını nerede kazanıp nereye harcadığından ve öğrendiği bilgilerle nasıl amel ettiğinden”
O halde ahiretteki hesap vereceğimiz konulardan biri de, maddî-manevî bize hangi nimetler bahşedilmişse, onların israf edilip edilmediği ile ilgili olacaktır.
Değerli Kardeşlerim!
Modern zamanlar ne yazık ki bizi kendi dünyamıza hapsetti. Bireyselleştik. Bencilleştik. Kendimizden başkasını düşünmez olduk. Merhameti, diğerkâmlığı, kanaatkârlığı unuttuk. Amansız bir şekilde her şeyi tüketir olduk; zamanı da, mekânı da, malı da, serveti de, tabiatı da, çevreyi de bilinçsizce tüketiyoruz. Hayatımız ve ömrümüz akıp giderken gençliğimizi, sağlığımızı, zenginliğimizi, geleceğimizi, her şeyimizi israf ediyoruz. İsraf ve savurganlık, bugün hayatımızın hemen her tarafını kuşatmış durumda. Ancak öyle bir nimeti israf ediyoruz ki, bu nimetin bizim medeniyetimizde apayrı bir yeri vardır. İsraf ettiğimiz bu nimet, nimetlerin büyüğü, değerlisi ve yücesi olan ekmek nimetidir. Bizim kültürümüzde ekmek, rızıkların kıymetlisi, hürmete şayan olanıdır. Bu sebeple biz bir ekmek kırıntısını yerde gördüğümüzde hemen onu alır ve öperiz; Sonra alnımıza koyarız; Ardından özenle bir duvarın kovuğuna yerleştiririz. Ekmek kırıntısını çiğnemekten dahî kaçınırız. Ayrıca ekmekle bizim gönül bağımız vardır. Halk irfanımız ekmeğe yemin eder, ekmek hakkı için; Kur’ân’a yemin eder, Kur’ân hakkı için.
Kardeşlerim!
Üzülerek ifade edelim ki nimetlerin sultanını israf ediyoruz. Sofralarımızın baş tacını israf ediyoruz. Bereketin timsali ekmeği çöpe atıyoruz. Dünyada bir milyar insan sefalet ve yokluk içerisinde yaşarken; milyonlarca insan bir lokma ekmeğe muhtaçken, her gün 6 milyon ekmeği çöpe atıyoruz. Dünyada her yıl 10 milyon insan açlıktan ve yetersiz beslenmekten hayatını kaybederken; kardeşlerimiz Suriye’de, Somali’de, Arakan’da ve dünyanın muhtelif yerlerinde bir ekmeğe muhtaç durumda iken her gün milyonlarca ekmeği israf ediyoruz. Bu davranışımızla hakikatte dünyadaki aç insanların hakkını saçıp savuruyoruz. Bu hâlimiz, Sevgili Peygamberimizin “Birinizin elindeki lokma yere düşerse ondaki toz toprağı gidersin ve onu yesin...” , “Kibirsizce ve israfa kaçmadan yiyiniz, içiniz, giyininiz ve sadaka veriniz.” şeklindeki nebevî öğütlerinden ne kadar da nasipsiz kaldığımızı göstermektedir. Gerçekte israf ettiğimiz sadece ekmek değildir. Çiftçinin emeğini ve alın terini çöpe atıyoruz. Servetimizi saçıp savuruyoruz. Yıllık 1.5 milyar liramızı çöpe atıyoruz.
Yüce Rabbimizin bahşettiği bütün nimetleri israf etmek günahtır. Ancak ekmeği israf etmek daha da günahtır. Aslında aldığımız terbiye ve mensup olduğumuz inanç, kültür ve medeniyet gereği, hiç ama hiç yapamayacağımız bir şey vardır. O da ekmeği çöpe atmaktır.
Kardeşlerim!
“Allah israf edenleri sevmez.” Çünkü israf, Rezzâk olan Allah’ın nimetine karşı bir saygısızlıktır. O halde bizler, “O gün size verilen bütün nimetlerin hesabı sorulacak” ilahi fermanına göre bize bahşedilen hiçbir nimeti israf etmemeliyiz.
Sohbetimi peygamberlerin yanında mücadele veren Allah erlerinin duasıyla bitirmek istiyorum:
“Ey Rabbimiz! Günahlarımızı, işimizdeki israf ve taşkınlığı bağışla!”

Hayırlı Cumalar RFC İşlerinizde Kolaylıklar Başarılar Dilerim.
 
Hayırlı Cuma'lar RFC...:eyv
 
01.02.2013

ZİNA HARAMDIR

Aziz Kardeşlerim!
Dinimiz, ferdin, ailenin ve toplumun huzuruna büyük önem vermiş; bunlara zarar verecek olan bütün yollar dinimizce yasaklamıştır. Yasaklanan bu yolların başında, ‘aralarında meşrû bir evlilik olmayan ve nikâh bağı bulunmayan kimselerin cinsî münasebette bulunmaları’ şeklinde tarif edilen zina gelmektedir. İslam dini, kadın ve erkek birlikteliğini nikahla kayıt altına almış; nikah dışı her türlü birlikteliği, zina kabul etmiş ve haram kılmıştır.

Kıymetli Müminler!
Kuran-ı Kerim’de Allah-ü Teala bu konuyla ilgili olarak; ”Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.” Ve "Allah, fuhşiyatı (ve hayâsızlığı) yasaklar." buyruğu ile zinaya ve fuhşa giden bütün yolları müminlere kapamıştır.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz de bir hadislerinde; "Allah Teâlâ'dan daha çok, müminleri fenalıklardan koruyan kimse yoktur. Zira Allah Teâlâ açık kapalı (bütün) fuhşiyati (zinayı) haram kılmıştır.'' buyurmuşlar ve bu yasak kılınışın, müminler için bir rahmet olduğunu ifade etmişlerdir.

Değerli Kardeşlerim!
Bu kötü yoldan sakındırma noktasında da Yüce Yaratan; “Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. emriyle önce mümin erkekleri harama bakmaktan sakındırıyor, sonra da mümin kadınlara aynı uyarıda bulunuyor.
Peygamberimizin hadis-i şeriflerine baktığımızda ise; fuhuş ve zinanın kötülüklerinden korunma noktasında “Ey gençler! Kimin, evliliğe gücü yeterse evlensin. Çünkü evlilik, gözü (haramdan) sakındırır ve iffeti en iyi şekilde korur." buyurarak, bu kötü yola düşmekten korunma noktasında nikahlanıp evlenmeyi

tavsiye buyurduğunu görüyoruz. Zina eden bir kimsenin kamil bir imana sahip olamayacağını ifade ederken de, zina ile imanın bir arada bulunamayacağını ve dolayısıyla gerçek bir müminin zina edemeyeceğini belirtmiş oluyor. Yine Mü’minun suresinin ilk ayetinde, müminlerin gerçekten kurtuluşa erdikleri belirtildikten sonra, kurtuluşa eren müminlerin vasıfları sayılırken, 5. ayette, bu kimselerin iffet ve namuslarını kuruyan kimseler oldukları ifade edilir.

Kıymetli Müminler!
Dinin kesin olarak yasakladığı bu yol, sadece insanın ırz ve namusunu, izzet ve şerefini zedelemekle kalmayıp; aile yuvaların dağılıp parçalanmasına, kadının ve çocuğun ortada kalmasına sebep olmaktadır. Bunun sonucu olarak, sıcak bir aile ortamında yetişmesi gereken gelecek nesil, anne-babadan ve onların sevgi ve şefkatinden mahrum bir şekilde yetişmektedir.
Anne rahmine düşen nice yavruların daha dünyaya gelmeden öldürülmelerinin, dünyaya gelenlerin ise, aile ortamından ve aile terbiyesinden uzak bir şekilde yetişmeleri sonucu toplum hayatına zararlı bireyler olmalarının sebebi yine zinadır. Böylece zina, hem bireyde, hem ailede, hem de toplumda ahlaksızlığın yaygınlaşmasına, nesillerin ve toplumun felakete sürüklenmesine yol açmaktadır.

Kıymetli Kardeşlerim!
Bu sebepledir ki, inancımıza zarar veren, ferdin, ailenin ve toplumun karşısında en büyü tehdit ve tehlike olan zinadan ve zinaya giden yollardan uzak duralım. Özellikle yetişmekte olan çocuk ve gençlerimizi, fuhuş ve zinaya davet eden zararlı neşriyattan, televizyon ve internetin zararlı yayınlarından korumalı ve bu konuda bilinçli ve sorumlu hareket etmeliyiz.
Sözlerimi Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Veda hutbesinde, biz ümmetinden söz aldığı şu hususları hatırlatarak bitirmek istiyorum; “Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız. Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allah’ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı haksız yere öldürmeyeceksin. Zina etmeyeceksin ve hırsızlık yapmayacaksın.”

Hayırlı Cumalar RFC İşlerinizde Kolaylıklar Başarılar Dilerim.
 
Geri
Üst