Cuma Sohbetleri

419322_465127946892798_477223925_n.jpg
 

22.02.2013

ZAMAN BİLİNCİ

Muhterem Müminler!
Geçip giden zaman, Allah’ın insanlara bahşettiği en büyük nimetlerinden biridir. İnsan; kendisine bahşedilen bu sınırlı ve sonlu sermayeyi, sınırsız ve sonsuz mükâfatları kazanabilmek dünya hayatında da başarılı olabilmek için, bilinçli kullanmak zorundadır. Dolayısıyla zamanını; iş, ibadet ve istirahat saatlerine bölerek bir disiplin dâhilinde harcamalıdır. Bunun dışında, müslümanın boşa harcayacak zamanı yoktur. Yüce Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim de; “Biz geceyi ve gündüzü (kudretimizi gösteren) iki alâmet yaptık. Rabbinizden lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabını bilesiniz diye gece alametini giderip gündüz alametini aydınlatıcı kıldık. İşte biz her şeyi açıkça anlattık.”

Değerli Kardeşlerim!
Asr suresinde de; zamanın önemine şu şekilde dikkat çekilmiştir“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir.” Çünkü insan, geçen zamanı kazanç zanneder. Oysa her an onun ömrünü götürmekte, ahiret hesabını yaklaştırmaktadır. Ama insan, bunun farkında olmadığı için zamanın geçmesiyle sevinir. Ancak insan Asr suresinin devamındaki tavsiyeye uyarak Allah’a inanır sonrada ömrünü yararlı iş, hakkı ve sabrı tavsiye ederek geçirirse, yaptığı yararlı işler kendine kar kalır. Aksine böyle yararlı işler yapmaz, zamanını tembellikle, boş işlerle ve zararlı alışkanlıklar edinerek geçirirse vaktini ziyan etmiş olur.

Atalarımız da; “Bugünün işini yarına bırakma!” uyarısında bulunarak zamanın önemine dikkat çekmişlerdir.

Değerli Müminler!
Genelde insan ömrü; çocukluk, gençlik, olgunluk, ihtiyarlık ve düşkünlük olmak üzere beş safhaya ayrılmıştır. Bu safhaların her birinde ayrı görev ve sorumluluklarımızın olduğu şu hadisi şerifte açıklanmıştır.‘‘Kişi kıyamet gününde şu hususlardan sorulacaktır. Bunların cevabını vermeden hiçbir yere adım atamayacaktır. Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini ne işte harcadığından, malını nereden kazanıp nerelere harcadığından, öğrendiği ile ne amel ettiğinden.’’

Kıymetli Kardeşlerim!
O halde; geliniz önce kendimizden başlayarak, hem Dünyada hem de Ahirette kazançlı olmak için hep birlikte çalışalım ve zamanı iyi değerlendirip hiçbir anımızı boş geçirmeyelim. Yüce Rabbimizin inşirah süresinde Peygamberimize ve O’nun şahsında biz mü’min kullarına‘‘Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul’’ buyurması, geçip giden zamanın kıymetini bizlere açıklayan çok anlamlı bir uyarı olduğunu, asla aklımızdan çıkarmayalım.
Sohbetimi bir hadisi şerifle bitirmek istiyorum; ‘‘Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin! Ölüm gelmeden önce hayatın, hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin.”



Hayırlı Cumalar RFC işlerinizde kolaylıklar başarılar dilerim.
 
Hayırlı Cuma'lar RFC...:eyv
 
Hayırlı Cumalar:eyv
 
Cümletten hayırlı cumalar
 
Cumamız Mübarek olsun Rfc...

525309_494125207290827_1416110165_n.jpg
 
Hayırlı Cuma'lar RFC...:eyv
 
İÇKİ BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR

Muhterem Müminler!

Yüce dinimiz İslam, insan sağlığına büyük önem vermiş, beden ve ruh sağlığımıza zarar veren şeylerin yenilmesini, içilmesini ve kullanılmasını kesinlikle yasaklamıştır.

Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçmez misiniz?”(1). Peygamberimiz(s.a.v) ise “İçkiden sakının, çünkü o, bütün kötülüklerin anasıdır.”(2) buyurarak pek çok kötülüğün ortaya çıkmasının sebebinin alkollü içkiler olduğunu belirtmektedir.
Değerli Mü’minler!

Kur’an içki yasağının hikmetini ve gerekçesini özlü bir şekilde ifade etmiştir. Esasen içkinin; akıl, beden ve ruh sağlığına zararlı olduğu; aile ve toplumda derin yaralar açtığı hususunda tıp doktorları, psikologlar ve toplum bilimciler de dâhil bütün insanlık görüş birliği içindedir. İçki günahları artırır, kalbin kararmasına sebep olur. Melekleri insandan uzaklaştırır, tüm kötülüklere ve tehlikelere kapı açar; ferdi, ailevi ve toplumsal huzursuzluklar doğurur. İntiharlara kadar götüren ruhi bunalımlara yol açar…

Hz. Peygamber “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse, üzerinde içki bulunan sofraya asla oturmasın” buyurarak (3) müslümanı mümkün olduğu ölçüde içkiye karşı tavır almaya, bulunduğu mecliste onu önlemeye, bu mümkün değilse,o toplantıda bulunmamaya çağırmaktadır.
Dinimiz, hangi isim altında olursa olsun içkinin her çeşidinin içilmesini yasaklamıştır. “Her sarhoşluk veren şaraptır ve her sarhoşluk veren de haramdır.” ölçüsünü koymuştur.

Açıkça anlaşıldığı üzere günümüzde, rakı, likör, konyak, cin, votka, bira gibi çeşitli isimlerle anılan, sarhoşluk veren içkilerin hepsi haramdır. Adlarının değişik olması hükmü değiştirmez. Yine Peygamberimiz: “Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.” (4) buyurarak, sarhoşluk veren şeyin azı ile çoğu arasında haram olması bakımından bir fark olmadığını açıklamıştır.

Kardeşlerim!

İnsanın, kendi sağlığını kendi elleriyle bile bile tahrip etmesi ne kadar acıdır. “Bir kere kullanmakla bir şey olmaz” diyerek her türlü kötülüğün anası; maddi ve manevi hastalıkların sebebi;ferdi, ailevi ve toplumsal huzursuzlukların kaynağı olan içki ve uyuşturucu gibi zararlı maddelerin pençesine düşenlerin bir daha bunlardan kurtulması kolay olmamaktadır. Bu bakımdan zararlı maddelerden uzak duralım. Dünyada ve ahirette huzur ve mutluluğun ancak Yüce Rabbimizin emir ve tavsiyelerine uymakla mümkün olduğunu unutmayalım.

sohbetimizi bir Hadis-i Şerif mealiyle bitirelim: “Şu muhakkak ki hamr, (içki) deva değildir, bilakis hastalık vericidir.” (5)

(1) Maide,90,91
(2)Nesai,Eşribe,44
(3) EbuDavudEt’me,18
(4) İbnMace,Eşribe,10
(5) İbnMace,Tıp,27

Hayırlı Cumalar RFC işlerinizde kolaylıklar başarılar dilerim.
 
Hayırlı cumalar RFC bu hafta es geçmişiz??
 
Geri
Üst