BİR YILIN MUHASEBESİ
Kıymetli Kardeşlerim!
Zaman ve bu zamana bağlı olan ömür, su misali akıp gitmekte. İşte, acısıyla, tatlısıyla, sevinç ve kederiyle, ömrümüzün büyük bir parçası olan koca bir seneyi daha geride bıraktık. Hayattan bir sene daha uzaklaşırken, ölüme de bir sene daha yaklaşmış olduk.
Şöyle geriye dönüp bir bakalım! Dün, gelecek arzusu ve yaşa sevinciyle dopdolu olan, hayat yolculuğunda beraber yürüdüğümüz nicelerini, zaman aramızdan ayırdı. Her birerimiz de aynı şekilde, bu hayattan her an kopmaya aday kimseleriz. Onlar için artık geçmiş adına bir muhasebede bulunmak ve geleceğin hesabını yapmak mümkün değil. Pişmanlıkların ve ah-u vah edişlerin bir kıymeti yok. Düşülen hataların ve girilen zararların telafi imkânı artık kalmadı.
Aziz Kardeşlerim!
Ancak, bizler eriştiğimiz şu günümüzde henüz, geçmişin ve geleceğin hesabını yapma, geçmişin hata ve eksikliklerini görerek, geçmişten ders çıkarma ve geleceğe iyi hazırlanma imkânına sahibiz. Hayatın neresinde olduğumuzu iyi değerlendirebilmek, ömür sermayemiz olan zamanın kıymetini kavrayabilmek için durup, hayatımızın bir muhasebesini yapmalıyız. Hz. Ömer’in dediği gibi, hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeli, tartılmadan önce amellerimizi tartmalıyız. Çünkü bizler, sonu hesap olan bir imtihan yurdunda yaşıyoruz. Ve insanoğlu, “Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” ilahi beyanının muhatabı olarak sorumluluk sahibi kılınmıştır.
Muhterem Kardeşlerim!
Bizler bu geride kalan bir sene içerisinde, her şeyden önce Yaratana karşı nasıl bir kulluk ve ibadet hayatı içerisinde olduk? Ailemize, çevremize, içerisinde yaşadığımız topluma ve diğer yaratılmışlara karşı sorumluluklarımızı yerine getirebildik mi? Yarınımız için ihtiyaç duyacağımız ameller işleyebildik mi? Yoksa hesabı kolay verilemeyecek bir yaşantının altına mı imza attık? bunun hesabı içerisinde olmalıyız. Zira Hz. Ali’nin, ‘bu gün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok.’ dediği bir güne doğru, ister istemez hızla yol alıyoruz.
Değerli Müminler!
Bir Müslüman, zamana gereken değeri vermeli ve geçen zamanın hayrına mı, zararına mı geçtiğine dikkat etmelidir. Çünkü geçen her an, mümin için, hesabı verilecek olan ve ömür sermayesinden eksilen bir nimettir. Koca bir yılın sona erdiği ve yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde bizler, zamana aynı anlayışla bakmalı; dinimizin emir ve yasaklarına ters düşmeden, milli ve manevi değerlerimizde yeri olmayan şeylere iltifat etmeden, kendimiz, ailemiz, milletimiz ve bütün insanlık için hayır duada bulunarak gelen yeni yılı karşılamalıyız.
Aziz Kardeşlerim!
Son olarak, ebedi hüsrana uğramamak ve girdiğimiz zararlardan dönebilmek için, Kur’an’ın çağrısına ve Sevgili Peygamberimizin uyarısına, gelin birlikte kulak verelim!
Asr suresinde Yüce Rabbimiz buyuruyor ki: “Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak iman edip de salih ameller işleyenler, birbirine hakkı tavsiye edenler ve birbirine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir). Sevgili Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyuruyor: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini arzu ve hevâsına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören)dır.”
Hayırlı Cumalar RFC