Cuma Sohbetleri

Allah Kabul etsin RFC..
 
cümleten hayırlı cumalar arkadaşlar.

19928_470944252942256_1310441952_n.jpg
 
Hayırlı Cuma'lar RFC...:eyv
 

11.01.2013

KİBİR HARAMDIR

Muhterem Müminler!
Büyüklük taslamak, yücelik iddia etmek, kedini başkalarından üstün görmek manalarına gelen kibir; aslında, insanın kendisine verilen nimetleri yanlış değerlendirmesi, hakkına razı olmaması ve haddi aşmasıdır.
Kibir şeytanın bir vasfı olup, onun Allah’ın emrine karşı gelmesine ve Allah’ın huzurundan kovulmasına sebep olmuştur. Nitekim Cenabı Hak Kur’anı Kerim de; “Hani meleklere, ‘Adem için saygıyla eğilin’ demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştu.” buyurarak bizleri uyarmakta; kibirde şeytanca bir karakterin ve inkara götüren bir yolun bulunduğunu bizlere açıklamaktadır.

Değerli Kardeşlerim!
Kibirlenmek bir anlamda, insanın sahip olduğu değerlerin gerçek sahibini bilmemesi ve kendini tanımamasıdır.
Sevgili Peygamberimiz bir seferinde; “ Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez. buyurdular. Bunun üzerine bir sahâbî; ‘İnsan elbise ve ayakkabısının güzel olmasını arzu eder.’ deyince Resûl-i Ekrem de şöyle dedi; “Allah güzeldir, güzeli sever. Kibir ise hakkı kabul etmemek ve insanları küçümsemektir.”

Bir müminin kendinde bir büyüklük görüp, din kardeşini hor ve hakir görmesi kendisine günah olarak yetecektir. Kibirlenip büyüklenmede Allah’a isyan, hakkı inkar ve mümini hakir görmek olunca; böyle kötü bir huy, sahibini cennetten mahrum edeceği gibi, kişinin ateşe sürüklenmesine de sebep olabilecektir.
Zira Allah Rasulü Efendimiz (a.s.)’ın; “Size cehennemliklerin kimler olduklarını söyleyeyim mi? Katı kalpli, kaba, cimri ve kurularak (kibirlenerek) yürüyen kimselerdir.” şeklindeki tarifleri de, kibirlenip büyüklük taslamanın cehennem ehlinin bir özelliği olduğunu açık olarak ifade etmektedir.

Değerli kardeşlerim!
Mahlûkatın en şerefli varlığı olmakla birlikte; dünyaya geldiğimiz anda ve ileriki zamanlarımızda, hatta en güçlü olduğumuz gençlik çağımızda bile, kendi kendine yetemeyen, aciz ve noksan varlıklarız. Ölüm gibi veya ufacık bir rahatsızlık gibi en küçük bir imtihan karşısında, hemen ümitsizliğe kapılıp, en kuvvetli bir şekilde acizliğimizin ve zayıflığımızın farkına varıyoruz. Öyleyse şu fani ve ölümlü dünyada, alemlerin rabbinin huzurunda, kardeşlerimize karşı kibirlenecek neyimiz var?
Sohbetimi Lokman suresinin 18. ayetinin mealiyle bitiriyorum; “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri sevmez.”

Hayırlı Cumalar RFC İşlerinizde başarılar dilerim.
 
Hayırlı Cuma'lar RFC...:eyv
 
Az kaldı bilgilenelim dedim.

Mevlit ;Mevlid, doğum zamanı demektir. Mevlid gecesi, Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir.
Peygamber efendimizin doğum günü, bütün Müslümanların bayramıdır
Mevlid Kandili Nedir Anlamı bilgi ; İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Bu mübarek geceye "Mevlid Kandili" denir.

O'nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti.

Sevgili Peygamberimizin tebliğ ettiği İslâm dini ile dünya aydınlandı, tek Allah inancı ile kalpler nurlandı. Eşitlik, adalet ve kardeşlik geldi. O'na inanan toplumlar gerçek huzura kavuştu. O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır.

Bu gece, müslümanlar arasında yüzyılllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Büyük Türk Alimi Süleyman Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı "Vesiletün'necat" olan mevlid kitabı O'nun doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en güzel bir şekilde dile getiren değerli bir eserdir.

Peygamberimizin doğum yıldönümlerinde okunan mevlidleri saygı ile dinlemek, O'nun mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç şüphesiz büyük milletimizin Sevgili Peygamberimize olan engin sevgi ve bağlılığının bir ifadesidir.

Bununla beraber, O'nun ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize örnek almak başta gelen görevlerimizdendir. Asıl o zaman O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.
Mevlidin dinimizdeki yeri nedir?
Mevlid Peygamberimizden (a.s.m.) üç dört asır sonra icad edilen İslâmî bir âdet olmakla birlikte, bid’atın hasene (güzel) kısmına girmektedir. Büyük hadis ve fıkıh âlimi olan İbni Hacer, mevlid merâsiminin meşrûiyeti hakkında şu hadisi zikreder:

İbni Abbas’ın rivayetine göre, Resûl-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) Medine’ye hicret ettiklerinde Aşure gününde Yahudilerin oruç tuttuklarını öğrenir. Oruç tutmalarının sebebini sorduğunda Yahudilerden şu cevabı alır:

“Bu çok büyük bir gündür. Bugünde Allah, Mûsâ ile kavmini kurtardı. Firavun ile kavmini suda boğdu. Mûsâ da buna şükür için oruç tuttu. İşte biz de bugünün orucunu tutuyoruz.”

“Bunun üzerine Peygamberimiz, ‘Öyleyse biz Mûsâ’ya sizden daha yakın ve evlâyız’ buyurdu. O günden sonra hem kendisi oruç tuttu, hem de tutulması için tavsiyede bulundu.” ( Müslim, Sıyam 127)


hayırlı cumalar
 
Hayırlı Cumalar qw qw
 
Geri
Üst