11.01.2013
KİBİR HARAMDIR
Muhterem Müminler!
Büyüklük taslamak, yücelik iddia etmek, kedini başkalarından üstün görmek manalarına gelen kibir; aslında, insanın kendisine verilen nimetleri yanlış değerlendirmesi, hakkına razı olmaması ve haddi aşmasıdır.
Kibir şeytanın bir vasfı olup, onun Allah’ın emrine karşı gelmesine ve Allah’ın huzurundan kovulmasına sebep olmuştur. Nitekim Cenabı Hak Kur’anı Kerim de; “Hani meleklere, ‘Adem için saygıyla eğilin’ demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştu.” buyurarak bizleri uyarmakta; kibirde şeytanca bir karakterin ve inkara götüren bir yolun bulunduğunu bizlere açıklamaktadır.
Değerli Kardeşlerim!
Kibirlenmek bir anlamda, insanın sahip olduğu değerlerin gerçek sahibini bilmemesi ve kendini tanımamasıdır.
Sevgili Peygamberimiz bir seferinde; “ Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez. buyurdular. Bunun üzerine bir sahâbî; ‘İnsan elbise ve ayakkabısının güzel olmasını arzu eder.’ deyince Resûl-i Ekrem de şöyle dedi; “Allah güzeldir, güzeli sever. Kibir ise hakkı kabul etmemek ve insanları küçümsemektir.”
Bir müminin kendinde bir büyüklük görüp, din kardeşini hor ve hakir görmesi kendisine günah olarak yetecektir. Kibirlenip büyüklenmede Allah’a isyan, hakkı inkar ve mümini hakir görmek olunca; böyle kötü bir huy, sahibini cennetten mahrum edeceği gibi, kişinin ateşe sürüklenmesine de sebep olabilecektir.
Zira Allah Rasulü Efendimiz (a.s.)’ın; “Size cehennemliklerin kimler olduklarını söyleyeyim mi? Katı kalpli, kaba, cimri ve kurularak (kibirlenerek) yürüyen kimselerdir.” şeklindeki tarifleri de, kibirlenip büyüklük taslamanın cehennem ehlinin bir özelliği olduğunu açık olarak ifade etmektedir.
Değerli kardeşlerim!
Mahlûkatın en şerefli varlığı olmakla birlikte; dünyaya geldiğimiz anda ve ileriki zamanlarımızda, hatta en güçlü olduğumuz gençlik çağımızda bile, kendi kendine yetemeyen, aciz ve noksan varlıklarız. Ölüm gibi veya ufacık bir rahatsızlık gibi en küçük bir imtihan karşısında, hemen ümitsizliğe kapılıp, en kuvvetli bir şekilde acizliğimizin ve zayıflığımızın farkına varıyoruz. Öyleyse şu fani ve ölümlü dünyada, alemlerin rabbinin huzurunda, kardeşlerimize karşı kibirlenecek neyimiz var?
Sohbetimi Lokman suresinin 18. ayetinin mealiyle bitiriyorum; “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri sevmez.”
Hayırlı Cumalar RFC İşlerinizde başarılar dilerim.