Arkadaşlar merhaba,
hayatımı Volvo iş makinalarında servis müdürlüğü yaparak kazanıyorum ve makine mühendisiyim, işim gereği 13 yıldır dizel motorları üzerinde artık bir nebze bilgi sahibi olduğumu söylemek yanlış olmasa gerek, yılda ortalama 40 adet büyük hacimli dizel motorlarını rektifye ediyor , yüzlercesinide tamir ediyoruz.
öncellikle burada yazacaklarımın sizlere yardımcı olabilmesi adına yazıldığını bildirmek isterim, bazı arkadaşlar gibi çok bilmiş vs kelimelerini duymak istemiyorum beğenmeyen yapmaz kardeşim,bildiğini okur.
örnek olarak şunuda belirtmek isterimki 2013da filo halinde gelen şirket araçlarımızdan benimkini ben önerdiğim şekilde rodaj süresini atlattım meslekdaşım ise genelde bilinen tekniklerle ve ikimiz 6000km sonra test amaçlı karşılaştırdığımızda aynı kg olan ikimiz direksiyon başında, depolar ful, lastikler tam ayarda, adana-Gaziantep yolunda aynı koşullarda arka arkaya insan hatasına maruz bırakmadan cruise kontrol kullanarak sabit hızda araçlarımızı denedik , onunkisi 5.2lt yakarken benimkisi 4.9lt yaktı, onun azami hızı yokuş aşağı 192ken benimkisi 196idi.
gelelim konuya:
öncellikle rodaj nedir, ve gerçektende yeni araçlarda rodaj diye bir şey artık yokmudur?
rodaj aracınızın motor bloğunda bulunan piston, segman ve piston yuvası/duvarı arasındaki kaynaşma süresidir.
pistonlarınız yukarıdan aşağı çalışırken kendisi ile piston yuvası/duvarı arasındaki yüzeydeki boşluğu segman doldurur.
bu segman pistonun etrafına sarılı ve yanma,patlama sırasında oluşan basınç altında piston yuvasına doğru yaylanarak açılır.
bu boşluğu doldurarak motor yağının segmanın altında kalmasını, yanma odasına girmemesini sağlar yani süpürme işlevi görmektedir.
istenilen, arzulanılan piston yuvası tertemiz bir yüzeye sahip olsun, segmanlar piston yuvasına mikron değerindeki boşlukları bile doldurarak çalışsın.
sıfır motorların piston yüzeyi mükkemmel bir yuvarlak olamaz, aynı şekilde pistonlarda, aynı şekilde segmanlarda, bunların her birinde ufak tefek (gözle görülemeyen mikron büyüklüğünde) boşluklar vs bulunur ve hepsi birleşince çalışan bir motordaki basınç altında yağın yanma odasına geçebilmesine sebeb olurlar.
işte rodaj burada devreye girmektedir, mühendislerin bu durumu önleyeibilmek adına bulduğu yöntemin adı rodajdır ve çalışma prensibi şu şekildedir.
piston yuvası yüzeyine kasti olarak mühendisler zımparamsı bir madde uygularlar, bu madde et kalınlığı bol olan segmanları motor çalıştıkça, yukarı aşağı indikçe ve segmanlar basınç altında bu zımparamsı yüzeyli piston yuvasına bastırdıkça traşlarlar.
bu süre zarfında hem segmanlar o zımparamsı maddeyi yoketmeye başlar piston yüzeyini temizlerle, hem o zımparamsı madde segmanı traşlar ve zamanla birbirlerine uyuşarak jük diye oturmalarını sağlarlar.
bu sayede başta döküm olan motor bloğu,piston ve segmanlardaki mikron olan boşluklar kapanmış olur,tam anlamıyla sızıntısız sağlıklı motor elde edilir.
peki yeni araçlarda bize rodaj artık yok deniliyor, bu doğrumu?
HAYIR! HEMDE KESİNLİKLE HAYIR BU YANLIŞ!!
piston yüzeyinde bulunan bu zımparamsı madde kullanım tarzına,motor karekteristiğine göre 1000-1500km boyunca orada kalır ve işlev görür.
yine bu zımparamsı maddenin temizlenmesi için gerekli olan şey segmanlara gelecek olan basınçtır, bu basıncın oluşabilmesi için motora yük binmesi gerekir.
bu sebeb ile hiçbir fabrika ne motorunuzu araca takıp aracınızı sürerek yük bindirecektir nede hiçbir fabrika sırf rodaj süresini atlatabilmek için 1000-1500km kadar yakıt yakacaktır.
fabrikaların yaptığı rodaj süresini sizin insan hatanıza mahruz kalmadan profosyonelce rodaj süresini sadece başlatmaktır,bu makinalara motorun bağlanıp 20dk çalıştırılmasından öte bir şey değildir. yani rodajın kalbi bu ilk andır ama daha çok fazlası vardır,
işleminiz bitmemiştir burada 1000-1500km sizede düşecek olan görev vardır. bu sebebtendirki kullanım kılavuzunda talimatlar vardır aksi takdirde olmazdı.
RODAJ Süresinde yapılmaması gerekenler:
1) 1000km dolmadan 2500rpm üzerine çıkmaktan sakınmak
2) boş vitesde yada park halinde çalış vaziyetde aracı bırakmak
3) sabit hızda aracı sürmek
burada istediğiniz segmanlara o zımparamsı madde ile uyum sağlayabilmektir, bunun için yukarıdada bahsettiğim gibi 1000km vaktiniz vardır hatta en kritik olan süresi ilk 250-500kmdir. segmanlara gerekli olan basınçtır, basınç olmadan segmanlar dışarı doğru yaylanmaz, piston yüzeyine teması az olur ve zımparamsı madde hiçbir işlev yapamadan kendiliğinden yağ ile yok olur.
YAPILMASI GEREKENLER:
1) motoru yük altında bırakmak, bu gidin araca 500kg yük koyun demek değildir, bu gaz pedalı ile olur.
aracı bu ilk kritik süre zarfında ne kadar vites atar, düşürür, hızlanır, yavaşlarsanız vede bu hızlanmaları tam gaz yada verebildiğiniz kadar gaz ile 2500rpmi yakalar sonra bir üst vitese geçiş yaparsanız o kadar iyidir.
2) 1000km'ye gelindiğinde aracın segmanları ile zımparamsı maddesi artık birbiri ile kaynaşmıştır, bu süreçten sonra zımparamsı maddesi olmayıp yinede kaynaşması gereken rulmanlarada fırsat vermeniz gerekir.
bunun için araç 1000kmdeyken aracı bulabildiğinize uzun bir yokuş bulup, mümkünse araçta yük olup, klima,far vs açıp aracı sağ alıp
sıfırdan o yokuşu 1-2-3 çıkabildiğiniz kadar vitesi kullanark çıkabildiğiniz kadar yüksek hıza vitesleri 4000rpmde atarak çıkmalısınız.
emin olun çok fazla araca sahip oldum,hepsini bu şekilde açtım ve hepsininde motoru çok sağlıklıca birkez bile arıza çıkarmadığı gibi meslektaşlarıma verilen aynı araçlara göre benimkisi hep daha az yaktı,daha seriydi.