Cuma Sohbetleri

Hayırlı Cuma'lar RFC...:eyv
 
Hayırlı cumalar..
 
27.09.2013


DAVET HEPİMİZE, HEP BİRLİKTE CAMİYE!
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz: “Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin velileri, yardımcılarıdır.” buyuruyor.
Okuduğum hadis-i şerifte de Sevgili Peygamberimiz (s.a.s): “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescitlerinden alıkoymayın” uyarısında bulunuyor.
Muhterem Müminler!
Yeryüzünün ilk mabedi olan Kâbe’nin temellerini İbrahim (a.s), oğlu İsmail’le birlikte atmış, mü’minlerin kıblegâhı olan bu mekân onların ellerinde semaya yükselmiştir. İbrahim Peygamber’in sevgili eşi, İsmail Peygamber’in annesi Hz. Hacer’in Beytullah’ın harcında emeği vardır. Hacer validemizin Safa ve Merve’de ayaklarının izi, Hicr’de hatırası vardır. Zemzem suyu, onun sa’yinin hürmetine ikram edilmiştir. Hac ve umre ibadetini yerine getirirken hepimiz Safa ve Merve tepelerinde onun izinde yürürüz.
İsa (a.s)’ın annesi Hz. Meryem de gönlünü Rahman’ın evlerine bağlamıştır. Kadınların mabetlere alınmasının yasak kabul edildiği bir dönemde Meryem’i mabede en güzel şekilde kabul eden ve mihrapta eğiten Rabbimizdir. Mabede adanmış bir kadın olan Hz. Meryem, bu mukaddes mekânda rükû edenlerle birlikte rükû etmiş, arınmış ve iffetin timsali olmuştur. Ömrünü Beytülmakdis’te Rabbinin himayesinde, O’na ibadet ve taatle geçirmeye adamış ve bu sebeple bulunduğu mabette nice ilahi lütuflara mazhar olmuştur.
Hacer ve Meryem validemiz gibi kalbi mescitlere bağlı olan hanımlar, Allah’ın mabetlerinde O’nun lütuf ve kereminden faydalanmaya devam etmişler, Mescid-i Nebî’de Sevgili Peygamberimizin ardında saf tutma mutluluğuna erişmişlerdir. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.s) ile birlikte kıyama durmuşlar, rükûya eğilmişler, secdeye varmışlardır.
Kardeşlerim!
Saadet asrında hanım sahabiler, Cuma namazlarına katılarak bu mübarek vaktin feyiz ve bereketinden yararlanmış, Allah Resûlü’nün dilinden hutbe dinlemişlerdir. Aynı şekilde bayram namazlarını Medine’nin namazgâhında coşkuyla eda etmişler, tekbirlere ortak olmuşlar, dualara hep birlikte amin demişlerdir.
İslam’ın ilk hanım talebeleri, kendilerine Mescid-i Nebevî’nin ilim halkalarında yer bulmuş, mescidin bereketli ve feyizli ortamından mahrum kalmamışlardır. İşte bu sebepledir ki Müslümanlar, dinleriyle ilgili pek çok hususu bu hanım sahabilerden öğrenmişlerdir. Onlar, İslâm’ın ilim ve irfanını sonraki nesillere taşımışlardır. İslâm medeniyetinin inşasında bu kutlu neslin, Hz. Âişe’lerin, Fâtımaların, Esma’ların, Âtikelerin, Hala Sultanların eşsiz çaba ve gayretleri vardır.
Değerli müminler!
Ancak saadet asrıyla aramızdaki mesafeler arttıkça, Sevgili Peygamberimizin hutbemin başında okuduğum hadis-i şerifi adeta unutulmuştur. Hanım kardeşlerimiz zaman zaman Allah’ın mescitlerine yabancılaşmış, eşleriyle çocuklarıyla ibadet edebilme neşesinden mahrum kalabilmişlerdir. Aynı kubbe altında müminlerle birlikte Rablerine el açıp âmin demekten, kadın-erkek, yaşlı-genç, büyük-küçük hep birlikte ümmetçe Allah’a secde etmekten uzak kalabilmişlerdir. Mescitlerdeki huzuru yuvalarına taşıyamaz olmuşlar, cami özlemlerini Ramazan gecelerinde teravihlerle gidermeye çalışmışlardır.
Kardeşlerim!
Bugünün Müslüman hanımları, kalabalıklardan sıyrılarak ruhlarını dinlendirecekleri, bir an olsun soluklanacakları manevi mekânlara ihtiyaç duymaktadır. Bugün hayatın hemen her alanında var olan kadına Rahmanın evlerinin kapıları da ardına kadar açıktır. Camilerimiz Müslüman hanımların nezaketinden, zarafetinden mahrum bırakılmamalıdır. Allah’ın kadın kulları İslam’ın temel ilkeleri doğrultusunda, camilerde kıymetlerine yakışan yerlerde misafir edilmelidir. Onlar, mermerlerin nabzında çarpan tekbirleri hissedebilmeli, kubbelere dolan âminlere şahit olabilmelidir. Bu mukaddes mekânlarda hissettikleri huzuru yuvalarına taşıyabilmeli eşleriyle çocuklarıyla birlikte aynı kıbleye yönelip aynı Rabbe secde etmenin sevincini yaşayabilmelidir. Müslüman aile, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla huzurun, huşûnun, muhabbetin, maneviyatın tadına mescitlerde varabilmelidir.
Kardeşlerim!
Geliniz! Camilerimizi tıpkı saadet asrında, Peygamber Mescidinde olduğu gibi hayatımızın merkezine taşıyalım. Huzur taşsın dünyamıza. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla sıradağlar gibi tek vücut olup Rabbimizin huzurunda kıyama duralım. Ailece aynı kubbe altında rükûlarda, secdelerde buluşalım. Eşlerimizle, çocuklarımızla hep birlikte camilerde hayat bulalım. Unutmayalım ki camiler, ancak bu şekilde Rabbimizin istediği gibi imar edilmiş olacaktır.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın bu seneki temasını “Cami, Kadın ve Aile” olarak belirlemiştir. Hafta boyunca vaazlarda ve düzenlenecek çeşitli etkinliklerde konu kapsamlı bir şekilde ele alınacaktır. Böylece konuyla ilgili toplumsal şuur oluşmasına ve camilerimizin Resulullah dönemindeki fonksiyonuna kavuşmasına katkı sağlanacaktır. Bu vesileyle söz konusu haftanın hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Hayırlı Cumalar

 
Hayırlı Cuma'lar RFC...:eyv
 
  • Beğen
Tepkiler: Onur Gönüllü
Şaban abi bu konuya verdiğin destek için bizi bilgilendirdiğin için teşekkür ederiz :eyv

Cumamız mübarek olsun
 
İLİ : GENEL
TARİH : 04/10/2013


KURBANLARIMIZLA PEKİŞSİN KARDEŞLİĞİMİZ
Kardeşlerim!
Kerȋm Kitabımız, insanlığın yeryüzü serüvenini Hz.
Adem’le başlatırken, bilvesile haberdar kılar bizi
yeryüzünün ilk kurban hikayesinden: İki “Ademoğlu”,
Habil ile Kâbil, birer kurban takdim eder Yaratana. Biri
reddedilir dergah-ı ulȗhiyette, diğeri kabul olunur. Ve ilahi
alemden hepimize duyurulur: “Kurban ancak takva
sahiplerinden kabul olunur.”1
Yüce Kur’an’ımız, takva elbisesine bürünmüş bir
gönül üzerinden bir başka kurban hikayesiyle buluşturur
bizi: Uzun yıllar evlat hasretiyle tutuştu Hz. İbrahim’in
yüreği. Dua edip Mevla’dan bu hasretin bitmesini diliyor ve
katından “salih bir evlat” istiyordu. Ve işte beklenen ilâhî
müjde gelmiş, malıyla, canıyla sınanıp muhabbetullahını
ağır bedeller ödeyerek ispat eden Halilinin duasını Rabbi
kabul buyurmuştu. İsmail’di müjdelenen… Hakkında: “O
halim, selim bir oğuldur.”1
buyrulan. Büyüyüp ergenlik
çağına geldiğinde, çok sevgili babasının; “Yavrucuğum
rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Ne dersin?”
sualine, “Babacığım emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah
beni sabredenlerden bulacaksın.”2
cevabını veren
İsmail’di o…
İşte böylesine derin hatıraları bünyesinde barındıran,
kulu Rabbine yaklaştıran kurban günlerinin heyecanı bir kez
daha sardı inanan gönülleri.
Muhterem Mü’minler!
Kurban, et ihtiyacı nedeniyle hayvan kesimi değil,
aksine “Allah’a onların ne etleri, ne de kanları ulaşır;
fakat sizden Allah’a ulaşan yalnızca takvanızdır.”3
ilahî
hitabı gereği Allah rızası ve kurbiyyeti gözetilerek bir
ibadetin yerine getirilmesidir. Kurban, İbrahimȋ bir
sadakatin, İsmailȋ bir teslimiyetin, Muhammedȋ bir
muhabbetin ortaya konmasıdır. Tam bir yönelişle Hakka
iltica eyleyiştir kurban.
4 Zira kesilen hayvanların ne etleri ne
kanlarıdır Hak katında arzulanan. Hakikatte canın, sahibine
sunulmasıdır kurban.
Değerli Kardeşlerim!
Kurban, dünyevileşmeye karşı ilahi bir uyarıdır aynı
zamanda. Modern hayatın bireyciliğe ve ben merkezli
anlayışa mahkûm ettiği insanı, "İnsan insanın cennetidir"
inancına götüren bir ibadettir. Ve kurban, Rahmet
Peygamberi (s.a.s)’nin tesis ettiği sevgi medeniyetinin
çocukları olan bizlerin,
“Ben gelmedim kavga içün
Benim işim sevi içün
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim ”
dizeleriyle hiçbir etnik, dini ve mezhepsel fark
gözetilmeksizin kardeşçe yaşamamız gerektiği inancını salık
veren bir ibadettir.
Kardeşlerim!
Kurban, cimriliğimizi tedavi eder, merhamet
pınarımızı coşturur. Vermeyi, paylaşmayı yaşatır gönülden.
Hesapsız dağıttıkça kurbanımızın etinden, tuttukça
komşularımızın, yoksul ve yetimlerimizin ellerinden,
kurbanımız da tutar bizim elimizden. İhlâsımızı,
sadakatimizi, teslimiyetimizi gösterir kurbanlarımız.
Cennette bir merasime dönüşür böylece bayramlarımız.
Hasılı kardeşlerim; kurban yeryüzünün insanlıkla
yaşıt en eski, ama eskimeyen ibadetidir. Kurban; görünüşü
itibariyle kan akıtmak olsa da, ruhu takva olan ibadettir.
Kulluğumuzun inşasında ve âhiretimizin imarında ise bütün
ibadetler birer vasıtadır, amaca ulaştıran araçtır. Gaye; rızayı
bâriye erişmektir.
O halde kardeşlerim geliniz; Resulullah Efendimiz
(s.a.s.)’in şu sözüne kulak verelim; “Âdemoğlu, kurban
bayramı günlerinde Allah için kurban kesmekten daha
sevimli bir iş yapmış olamaz.”5
Kıymetli Kardeşlerim!
Diyanet İşleri Başkanlığımız, halkımızın kurban
ibadetini kolaylıkla yerine getirebilmesi amacıyla Türkiye
Diyanet Vakfı işbirliği ile yirmi yıldır vekâlet yoluyla
kurban kesim organizasyonu düzenlemektedir. Bu
organizasyonda, bağışlanan kurbanların bir bölümü
ülkemizde, bir bölümü de bedelleri gönderilerek yurtdışında
görevlilerimiz nezaretinde kestirilmektedir. Kesilen
kurbanlar, büyük bir titizlikle ihtiyaç sahiplerine
dağıtılmaktadır.
Başkanlığımız, böylesine ulvi bir ibadette
kardeşlerimize aracı olmanın mutluluğunu yaşarken inanan
gönüller arasında sevgi, kardeşlik, birlik ve beraberlik
köprüleri kurulmasına da vesile olmaktadır.
Organizasyona katılan kardeşlerimiz kurbanlarıyla
Yüce Allah’a yaklaşırken diğer yandan da Afrika, Asya ve
Balkanlar’daki milyonlarca Müslümana sevgi ve kardeşlik
mektubu göndermektedir. Kesilen kurbanlar, bir mümin için
aş, tebessüm, mutluluğa diğer bir mümin için de huzura ve
kazanca dönüşmektedir.
Bu yılki vekaletle kurban kesimi organizasyonuna
14 ekime kadar katılımlar devam edecektir. Siz değerli
cemaatimizin bu organizasyona destek vermesini arzu
ediyoruz. Konuyla ilgili müftülüklerimizden ve cami
görevlilerimizden bilgi alabilirsiniz. Bu vesileyle Rabbim
hep birlikte bizleri bayrama ulaştırsın. Keseceğiniz
kurbanları şimdiden kabul eylesin.
1
Saffât, 37/101.
2
Saffât, 37/102.
3 Hacc, 22/37.
4 Müzzemmil, 73/8.
5 Tirmizi, Edahi, 1.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
 
Hayırlı cumalar:eyv
 
Cuma Duası (Cumanız Mübarek olsun )

Lailahe illallah Cuma’nın sebebiyle, Muhammedün Resullullah gerek yüzün gölgesiyle dünya ve ahiret muradımı ver.

Melekler duasıyla, Ya vedüdüm, entel maksudum, Kulhüvellahü ehad, bin bir kere ya samed, cennet kapılarını aç, benim günahımdan geç.
Benim günahım varsada senin gibi halikim var. Muhammed Aleyhisselam dostum var.
İlahi kabre vardığım gece lütfeyle, yalnız kaldığım gece bilmediğimi bildir. Kabrimi nur ile doldur. Kevser şarabına daldır, ulu cemalini göster.
Gece gündüz yalvarırım sana dünya ve ahiret muradımı ver bana.
Rabbim Allah, fikrim zikrullah, kalbimin nuru Resullullah, evvelim Allah, ahirim Allah, La ilahe illallah Muhammedün Resullullah.
Cuma gibi günümüz var. İslam gibi dinimiz var. Muhammed gibi şahımız var. Allah dedim, dostum dedim, 99 ismine mühür vurdum, üstüne.
Sırrım sübhanım Allah, derdim dermanım Allah, gafil kuluna gam düşmüş, yetiş imdadımıza ya Muhammed.
Kulhüvellahü ehad, bin bir kere ya samed, ya Allah, ya Muhammed umarız senden şefaat.
Lailahe illallahtır özüm, Muhammed Mustafadır sözüm, ihlas-ı şerif ile yıkadım yüzüm. Ayetele kürsü için sen kabul eyle sözüm.
Bugün Cuma günüdür. Dinim İslam dinidir. Dinimin İslam dini olduğuna, yetmiş binin nısfına, mühürledim üstüne.
Lailahe illallah üç muradım var, biri cennet, bir ırmak diyarını görmek. Aç cemalini göster diyarını.
Ya Resullullah! Aman yarabbi ya rabbena her halimiz malumdur sana, gece gündüz yalvarırım sana. Her zaman sana muhtacım, cemalini göster bana.
Cennetine davet et Allahım kabrimizde rahatlık, sıratta selamet, tatlı canımız sana emanet, son nefesimizde selametler ihsan eyle.
Kabir suallerimiz ahsan eyle, cennetinle cemalini cümleyle beraber bana da nasip eyle.
Lailahe illallah selalar duası için, Muhammedün Resullullah arşı ala gölgesi için hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara edalar ihsan eyle Ya Rabbim.
Elif Allah, Nur Muhammed tez selamet.
Ya Celil, etme zelil, gönder delil. İlahi Yarabbi hacetimi rahmet deryasını ulaştır, duaya açılan elleri icabete eriştir.
Allahım senden başka kimsemiz yoktur. Lailahe illallah arşı alaya Muhammedün Resullullah şükür Mevlaya.
Yarabbi yarabbena her halim malumdur sana, cenneti alada cemalini göster bana.
Lailahe illallah günahlarımız af eyle, Muhammedün Resullullah makamımı nur eyle.
İlahi Yarabbi son nefesimde kendime malik olmadığım zaman bu duamı sana emanet ederim.
Selatü selaya yolladım Mevlaya, sen cümlemizin muradını ver gelecek Cuma’ya.
Lailahe illallah ve cellehü edası ile, Rabbim muradımızı ver melekler duası ile.
Lailahe illallah kalbimizi karartma, rızkımızı azaltma, kabrimizi, daraltma, senden başka kapı aratma, muhannete muhtaç etme.
Lailahe illallah imanla sabır, Muhammedün Resullullah azapsız kabir.
Allahım beni af eyle, her derdimi def eyle, rızkımızı bol eyle, kabrimizi nur eyle, sual meleklerinin cevabını muktedir eyle.
Evvelim Allah, ahirim Allah, kalbimde beytullah Lailahe illallah Muhammedün Resullullah. “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü” diyerek çene kapatmak nasip eyle Yarabbi.
Allahım şeytanın şerrinden, kabirdeki yılanlardan, çıyanlardan, ölümün dehşetinden, kabirin azabından, sıratın zulmetinden muhafaza eyle Allahım.
Ölümün hayırlısını, üç ayların birisini, Yasinin yarısını okurken ölmeyi nasip eyle Yarabbi.
Amin.
 
Amin.. Hayırlı cumalar:eyv
 
Geri
Üst