- Konuyu Başlatan
- #721
bilalrx
Bilgi Girilmemiş
Hayat; acı yüzünü göstermekten zevk alan bir bencilliktir
Hayat, sadece gereksiz bir kavramdır
Hayat denilen kavramın anlamı kişiliği biz insanların yaptığı yorumlarla kılıktan kılığa girer
Onu iyi yapan da, kötü yapan da tek bir kiş var insan
İnsanla ARMUT PİŞ, AĞZIMA DÜŞ deyimini uygulamaktan büyük zevk alırlar
Çaba göstermek, acı çekmek, üzülmek, olumsuz birşey ile karşılaşmak, ağlamak, dert çekmek, kısacası onları bitirip tüketecek hiç birşeyi istemezler
Neden mi ? Çünkü bunlar olunca kendileri hayat Pamuk İpliği ile bağlanmış zannederler
Halbuki;
Hiç bilmezler ki ; Çaba göstermeden bir yere ulaşırlarsa ondan zevk almayacaklarını, acı çekmeden mutlu olurlarsa mutluluğun ne olduğunu anlamayacaklarını, üzülmezlerse sevincin ne olduğunu anlamayacaklarını, ağlamazlarsa nasıl nasıl içten gülüneceğini bilmezler
daha doğrusu bilemezler
Hayat Çatlak Bir Bardakta ki Suya Benzer; Siz O suyu içsenizde Biter İçmesenizde Siz Hayatı Yaşasanız da Biter Yaşamasanız da
Hayat, doğruları ile yanlışları ile bize sunulmuş bir armağandır
hayatı Dün olarak yada Yarın olarak hatta Bugün olarak görmeyin Hayat sizin her saniyenizdir
Yanlış yada doğru yaşayın yanlışlarınızı azaltarak yaşayın çünkü sizde biliyorsunuz ki Yanlış yapınca size konuşacak kişi çoktur
ama doğru yapınca sizi destekleyecek kişi azdır
yeri gelince üzülün kırılın gerekirse kırın ama yapıcı olmaktan asla vazgeçmeyin yanlış yapmadan doğruyu bulmanız zordur
imkansız demiyorum ama zordur
zoru başarmakta büyüklüktür
şunu asla unutmayın hayat felsefeniz de bu sözde yer alsın ;
İyiliğe iyilik her kişinin ; Kötülüğe iyilik Er kişinin hakkıdır
hayatı size sunulmuş bir armağan olarak görmekten asla vazgeçmeyin o, sizin hediyeniz ona sahip çıkın....
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama... Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin... Penceri aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin... Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin... Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin... Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin... Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile... Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, ohhh şöyle bir hafifle... Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de... Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık... Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa... Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak... Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al... Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok darda iken kimler seni ferahlattı... Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara... Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor... Günün güzeldi değil mi?... Akşamın da güzel olsun... Saklama tabakları, bardakları misafire sizden ala misafir mi var bu dünyada... Lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının... Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?... Ama en önce ve illaki sağlık olsun...
(alıntılardır) (konuya uygun alıntı bulmak da zahmet ve marifetmiş)
İnsanla ARMUT PİŞ, AĞZIMA DÜŞ deyimini uygulamaktan büyük zevk alırlar
Hiç bilmezler ki ; Çaba göstermeden bir yere ulaşırlarsa ondan zevk almayacaklarını, acı çekmeden mutlu olurlarsa mutluluğun ne olduğunu anlamayacaklarını, üzülmezlerse sevincin ne olduğunu anlamayacaklarını, ağlamazlarsa nasıl nasıl içten gülüneceğini bilmezler
Hayat Çatlak Bir Bardakta ki Suya Benzer; Siz O suyu içsenizde Biter İçmesenizde Siz Hayatı Yaşasanız da Biter Yaşamasanız da
Hayat, doğruları ile yanlışları ile bize sunulmuş bir armağandır
İyiliğe iyilik her kişinin ; Kötülüğe iyilik Er kişinin hakkıdır
hayatı size sunulmuş bir armağan olarak görmekten asla vazgeçmeyin o, sizin hediyeniz ona sahip çıkın....
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama... Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin... Penceri aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin... Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin... Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin... Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin... Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile... Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, ohhh şöyle bir hafifle... Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de... Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık... Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa... Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak... Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al... Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok darda iken kimler seni ferahlattı... Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara... Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor... Günün güzeldi değil mi?... Akşamın da güzel olsun... Saklama tabakları, bardakları misafire sizden ala misafir mi var bu dünyada... Lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının... Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?... Ama en önce ve illaki sağlık olsun...
(alıntılardır) (konuya uygun alıntı bulmak da zahmet ve marifetmiş)