- Katılım
- 9 Eki 2010
- Mesajlar
- 397
- Tepkime puanı
- 25
- Puanları
- 0
19.04.2013
Muhterem Müminler!
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in, tüm insanlığa örnek olan şefkati, merhameti ve müminlere olan düşkünlüğü, özellikle çocuklar üzerinde daha yoğun bir şekilde görülmekteydi. Efendimiz (s.a.v.) hem kendi çocukları, hem de ashabının çocukları ile yakından ilgilenmiş; isimlerinin konmasından sağlıklarına, eğitimlerinden oyunlarına kadar pek çok alanda çocuklarla meşgul olmuş, yeri geldiğinde onlarla çocuk olmuştur. Onun çocuklara olan şefkati o kadar güçlü idi ki, hiç bir çocuğun ağlamasına dayanamaz, ağlayan bir çocuk sesi duyduğunda, uzunca bir şekilde kılmaya niyetlendiği namazlarını dahi kısa keserlerdi. Hatta secdede iken omuzlarına binen torunlarının hatırı için secdesini uzattığı dahi olurdu.
Kıymetli Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in çocuklara karşı olan anlayış ve tavrını, çocuk yaşta Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hizmetine verilen Enes (r.a)’ın şu sözleri en iyi şekilde ifade edecektir. Diyor ki Enes (r.a.); "Rasûlüllah (s.a.v)'e on yıl hizmet ettim. Bir kere bile canı sıkılıp, öf, niçin böyle yaptın, neden şunu yapmadın, diye beni azarlamadı. O, insanların en güzel huylusuydu."
Efendimiz (s.a.v.) bir çocuk gördüğünde, mübarek yüzünü neşe ve sevinç kaplar, çocuğu kollarının arasına alır, kucaklar ve öpüp koklardı. Karşılaştığı her çocuğa selam verir, halini hatırını sorardı. Eğer Efendimiz (s.a.v.), bir binitin üzerindeyse, çocuğu terkisine alır, gezdirir ve gideceği yere kadar götürürdü.
Aziz Müminler!
Efendimiz (s.a.v.); “Küçük çocuğu olan onun hatırı için çocuklaşsın.” buyurarak, çocuğun seviyesine inilerek, onun duygularını paylaşmak gerektiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde; “Çocuklar cennet bahçesinin çiçeği ve dünya hayatının güzel kokulu reyhanlarıdır.” buyururken de çocukların, hem nazlı bir çiçek gibi sevgi ve ilgiye muhtaç olduklarını, hem de hayatının süsü ve güzellikleri olduğunu dile getiriyordu.
Bir gün Rasûl-i Ekrem (s.a.v.), torunu Hz. Hasan (r.a.)'ı öpüyordu. O sırada yanında bulunan Akra bin Hâbis: - Benim on çocuğum var. Fakat onlardan hiçbirini öpmedim, dedi. Peygamber Efendimiz, (evlat şefkatinden yoksun olan bu adama baktı ve): "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." buyurdular.
Değerli Kardeşlerim!
Çağımız insanı, çocukların sevgi yoluyla eğitilmesi metodunu yeni yeni keşfederken, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) asırlar öncesinden sunduğu bu davranışlarla en güzel örneğimiz olmuştur. Bu örnek davranışlardan çıkarmamız gereken sonuç, sevmenin ilgilenmeyi gerektirdiği gerçeğidir. Bundan dolayı, çocuklarımıza vakit ayıralım, onları dinleyip, anlamaya çalışalım, yeri geldiğinde onlarla çocukça vakit geçirelim. Unutmayalım ki sevgi, ilgi ister, fedakârlık ister. Fedakârlık gösterilmeye en fazla hak sahibi olan yavrularımızı, dinimizin gereklerine ve asrın idrakine uygun bir şekilde yetiştirip; yavrularımızın ailemize, milletimize ve memleketimize faydalı birer fert olmaları için gayret gösterelim.
Hayırlı Cumalar RFC, Kutlu Doğum Haftamız bütün İslam Alemine Hayırlar getirmesini niyaz ederim.
Muhterem Müminler!
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in, tüm insanlığa örnek olan şefkati, merhameti ve müminlere olan düşkünlüğü, özellikle çocuklar üzerinde daha yoğun bir şekilde görülmekteydi. Efendimiz (s.a.v.) hem kendi çocukları, hem de ashabının çocukları ile yakından ilgilenmiş; isimlerinin konmasından sağlıklarına, eğitimlerinden oyunlarına kadar pek çok alanda çocuklarla meşgul olmuş, yeri geldiğinde onlarla çocuk olmuştur. Onun çocuklara olan şefkati o kadar güçlü idi ki, hiç bir çocuğun ağlamasına dayanamaz, ağlayan bir çocuk sesi duyduğunda, uzunca bir şekilde kılmaya niyetlendiği namazlarını dahi kısa keserlerdi. Hatta secdede iken omuzlarına binen torunlarının hatırı için secdesini uzattığı dahi olurdu.
Kıymetli Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in çocuklara karşı olan anlayış ve tavrını, çocuk yaşta Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hizmetine verilen Enes (r.a)’ın şu sözleri en iyi şekilde ifade edecektir. Diyor ki Enes (r.a.); "Rasûlüllah (s.a.v)'e on yıl hizmet ettim. Bir kere bile canı sıkılıp, öf, niçin böyle yaptın, neden şunu yapmadın, diye beni azarlamadı. O, insanların en güzel huylusuydu."
Efendimiz (s.a.v.) bir çocuk gördüğünde, mübarek yüzünü neşe ve sevinç kaplar, çocuğu kollarının arasına alır, kucaklar ve öpüp koklardı. Karşılaştığı her çocuğa selam verir, halini hatırını sorardı. Eğer Efendimiz (s.a.v.), bir binitin üzerindeyse, çocuğu terkisine alır, gezdirir ve gideceği yere kadar götürürdü.
Aziz Müminler!
Efendimiz (s.a.v.); “Küçük çocuğu olan onun hatırı için çocuklaşsın.” buyurarak, çocuğun seviyesine inilerek, onun duygularını paylaşmak gerektiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde; “Çocuklar cennet bahçesinin çiçeği ve dünya hayatının güzel kokulu reyhanlarıdır.” buyururken de çocukların, hem nazlı bir çiçek gibi sevgi ve ilgiye muhtaç olduklarını, hem de hayatının süsü ve güzellikleri olduğunu dile getiriyordu.
Bir gün Rasûl-i Ekrem (s.a.v.), torunu Hz. Hasan (r.a.)'ı öpüyordu. O sırada yanında bulunan Akra bin Hâbis: - Benim on çocuğum var. Fakat onlardan hiçbirini öpmedim, dedi. Peygamber Efendimiz, (evlat şefkatinden yoksun olan bu adama baktı ve): "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz." buyurdular.
Değerli Kardeşlerim!
Çağımız insanı, çocukların sevgi yoluyla eğitilmesi metodunu yeni yeni keşfederken, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) asırlar öncesinden sunduğu bu davranışlarla en güzel örneğimiz olmuştur. Bu örnek davranışlardan çıkarmamız gereken sonuç, sevmenin ilgilenmeyi gerektirdiği gerçeğidir. Bundan dolayı, çocuklarımıza vakit ayıralım, onları dinleyip, anlamaya çalışalım, yeri geldiğinde onlarla çocukça vakit geçirelim. Unutmayalım ki sevgi, ilgi ister, fedakârlık ister. Fedakârlık gösterilmeye en fazla hak sahibi olan yavrularımızı, dinimizin gereklerine ve asrın idrakine uygun bir şekilde yetiştirip; yavrularımızın ailemize, milletimize ve memleketimize faydalı birer fert olmaları için gayret gösterelim.
Hayırlı Cumalar RFC, Kutlu Doğum Haftamız bütün İslam Alemine Hayırlar getirmesini niyaz ederim.