- Katılım
- 7 Şub 2011
- Mesajlar
- 944
- Tepkime puanı
- 43
- Puanları
- 0
Evet sevgili dostlar, abilerim, kardeşlerim (20-25 yaş aralığında olmak ne zormuş yahu
) yine, yeni bir makalemsi konuyla karşınızdayım 
Uzun Yol Şarkıları
Bu zamana kadar pek çok kez yazılıp çizilmiştir, tartışılıp konuşulmuştur ancak genelde şu şarkı iyidir gibi önerilerle geçilmiştir diye düşünerekten biraz da şarkıların altyapısına inerekten biraz makalemsi bira da esprili bir biçimde önerilerimi sunmak niyetindeyim sizlere. Tabi hangi şarkıların hangi süratlerde daha iyi gidecekleri hakkında da yorumlarımı sunacağım efendim
Konuya Çekme Kaset diye başlayan bir başlık koyma fikri de tamamen nostalji yapmak
Baştan belirtmekte fayda görüyorum; sıkı bir rock & metal müzik dinleyicisiyim. Teorik ve pratik bilgiye sahibim ve hala müzikle ilgilenmekteyim. Burada önereceğim şarkılarıda nacizane kendi zevklerimi de ön plana alarak tavsiye edeceğim. Beğenilir ise ne mutlu bana
Şimdi hem alıntılar ile hem de kendi metinlerimle her telden çekme kasetlerimizi doldurmaya
Efendim; ilk alıntımızı benim de beyaz symbol'ün orijinal kasetçalarında zevkle dinlediğim bir kasedi hazırladığım bir blogdan aldım. Yavaş yavaş buraya kendi CD'lerimi de yazacağım. Dedim ya; her telden eserler olacak
Saygı ve de sevgilerimle


Uzun Yol Şarkıları

Bu zamana kadar pek çok kez yazılıp çizilmiştir, tartışılıp konuşulmuştur ancak genelde şu şarkı iyidir gibi önerilerle geçilmiştir diye düşünerekten biraz da şarkıların altyapısına inerekten biraz makalemsi bira da esprili bir biçimde önerilerimi sunmak niyetindeyim sizlere. Tabi hangi şarkıların hangi süratlerde daha iyi gidecekleri hakkında da yorumlarımı sunacağım efendim

Konuya Çekme Kaset diye başlayan bir başlık koyma fikri de tamamen nostalji yapmak

Baştan belirtmekte fayda görüyorum; sıkı bir rock & metal müzik dinleyicisiyim. Teorik ve pratik bilgiye sahibim ve hala müzikle ilgilenmekteyim. Burada önereceğim şarkılarıda nacizane kendi zevklerimi de ön plana alarak tavsiye edeceğim. Beğenilir ise ne mutlu bana

Şimdi hem alıntılar ile hem de kendi metinlerimle her telden çekme kasetlerimizi doldurmaya

Artık yaşlanıyor muyuz nedir, son zamanlarda “Ahh ah, eskiden kasetler vardı. Bir albümü alırdın, baştan sona dinler, her şarkıyı sevmesen de albümün ne olduğu hakkında bir fikre sahip olurdun.” diye nostalji yapmaya başladık. Ama kaset döneminin en unutulmaz tarafı, orijinal albümü ancak Akmar, Hayri Müzik gibi yerlerde bulabilmemiz, oraların da öğrenci cebi için ateş pahası olması hasebiyle alınmak istenen albümlerin sağlam bir örgütlenme ile farklı kişilerce alınması, daha sonra da değiş tokuş yöntemi ile çoğaltılması idi. Korsancılık kanımızda var…
Hatırlıyorum da, çekme kasetler bir kültürdü. Raks’ından Maxell’ine, şimdi bazıları cd markası olan bir dolu marka vardı. 30’luk, 60’lık, 75’lik, 90’lık… Silver, gold, black gibi kayıt kalitesine göre bir dolu adları vardı. Hangisi daha kaliteli kayıt yapıyor hiçbir zaman karar verememiştim.
Kaset döneminin kapanmaya başladığı, mp3 bile çalan cd playerların taa Amerikalardan getirtildiği dönemde hiç unutmam, bilgisayarımdaki 40 gb’lık mp3’lerle övünür dururdum da cd playerım olmadığı için onları dışarıda dinleyememenin acısını çekerdim. Sonra bir gün rüyamda mı gördüm nedir, evdeki bilimum jakları ucuca bağlayıp eski model müzik seti ile bilgisayar arasında bir şekilde bağlantı kurmuştum ve mp3’leri kasete çekmeyi başarmıştım. Dünyalar benim olmuştu. Bağlantıyı nasıl kurduğumu hatırlamaya çalışayım: Arkadaştan alınma elektro gitarı, amfi olmayınca müzik setine bağlamak için, bir tarafı gitar jakının girebileceği şekilde dişi, diğer tarafı eski model müzik setinin “aux”una uygun (bu ne demek bilmiyorum ama gitarı müzik setine bağlayınca, aux seçeneği ile sesi müzik seti hoparlöründen çıkıyordu) çift audio erkek jack olan bir kablo yaptırmıştım Ankara Ulus’taki elektronikçilere. Ayrıca bilgisayardan ses çıkışı alınabilecek bir kablo daha vardı (işte bu kablo nerden çıkmıştı onu hiç hatırlamıyorum) ve sonuç itibariyle toplamda 3 kabloyu birleştirerek öğrenci kesesine uygun mp3 playerımı yaratmıştım. Gerçi winampta bir liste hazırlayıp kasede çekmek saatler alıyordu ama olsun. İlk mp3 playerımı alana kadar uzun bir süre idare etti. Babam da "Kızım, manyak mısın?" dercesine bakmıştı bu Mac Gyver düzeneğini görünce, ama ben kendimi Einstein gibi hissediyordum o sırada.
Evet, şimdi 60’lik silver Maxellimizi alıyoruz ve ilk kasedimizi doldurmaya başlıyoruz. Yalnız hatırlatmak isterim, bu şarkılar yolcu değil şoför şarkılarıdır. Mekan da öyle üstü açık 64 model Chevrolet ile çölde dümdüz bir yol değildir. Olsun olsun Fiat marka dizel Albea ile en iyi ihtimal İç Anadolu’nun buğday tarlası manzaralı düzlükleri:
YOL ŞARKILARI
A YÜZÜ
1. MEGADETH – Symphony of Destruction (4:02): Cın cın cın, cın cın cın, cın cın cın, cın cın cın the world starts to rumble (böyle yazınca bi şeye benzemedi, bilenler anladı) Hız: 110-150 km/saat arası
2. METALLICA – Broken, Beat & Scarred (6:25): Yol şarkısı deyince şöyle cın cın gitar rifi olmazsa olmaz. Öyle power metal de olmaz. Onlar at binerken dinlenir. Trash gruplarının eskilerinden, yol şarkısı ünvanını hak edecek yüzlerce çıkar belki ama listeye yeni şarkılar eklemek de kaçınılmaz. Metallica’nın son albümünden en(belki de tek) sağlam şarkı olarak BBS olmazsa olmaz… Hız: 140 km/saat
3. SCORPIONS & BERLİN FİLARMONİ – Hurricane (6:04): İtiraf ediyorum, keman sevdam ve 25,5.’uncu saniyedeki keman cın cınları için bu şarkıyı listeye aldım. Ama yani tadından yenmiyo… Hız: Yol mol bahane, müzik şahane…
4. WASP – Wild Child (5:12): Genel cın cın rif havasına uymasa da sırf davulları ve Blackie Lawless’ın yırtık sesi için bu şarkı bu kasedi hak eder… Hız: 120 km/saat
5. MEGADETH – Countdown to Extinction (4:16): Nakaratta gerideki 10 notalık gitar solo için değmez mi… Hız: 150 km/saat
B YÜZÜ
1. DIABLO SWING ORCHESTRA – Balrog Boogie (3:53): Yol dümdüz uzuyordur ve artık gözler ağırlaşıyordur. Bir anda Balrog Boogie zilleriyle, baslarıyla girer ve 16. saniyede olay kopar. Şoför o anda zıplayarak kendine gelir, direksiyonu döverek ritm tutar ve 58. saniyede vokalle birlikte çığlık atarak yolu pek de görmeden devam eder. Hız: 80 km/saat
2. HAGGARD – Per Aspera Ad Astra (6:40): 16. saniyedeki atak ile şoförün kafa sallamaya başlamayacağını umalım da kaza bela olmasın akşam akşam… Hız: 120 km
3. VEGA – K9 (3:51): Bu albümü ilk dinlediğimde “Vay be! Tam yol şarkısı.” demişliğimden kelli, Vega’nın en sıkı şarkısı kasetteki yerini alır. Hız: 110-150 km/saat arası değişiyor.
4. BULUTSUZLUK ÖZLEMİ – Yine Düştük Yollara (6:04): Kasedin olmazsa olmazı. BÖ, BÖ olalı böyle şarkı yapmadı. Yolumuz Konya ovasından Olimpos’a döndü bir anda. Toroslardan Antalya’ya doğru inen, iki yanı çamlık o muhteşem yoldayız şimdi. (Ve akla o anda gelir: Ah bir de Güneye Giderken olsaymış şu kasette...) Hız: Keyif km/saat
5. DIO – Don’t Talk to Strangers (4:55): Karışık kasetler hazırlanırken hep bir falso olur. Çok sevdiğim bu şarkıyı muhtemelen Dio hazretlerine ayıp olmasın diye koymuşumdur. Tamam, gazdır, rifler şahanedir ama ne bileyim, sound mu eksik kaldı, ses mi fazla yırtıcı… Hız: Tırıs tırıs km/saat
6. BLIND GUARDIAN – Mirror Mirror (5:05): Şarkı dinleyeyim, yolun tadını çıkarayım derken saat epey geç olmuştur. Artık gidilecek yere varılmalıdır. Evet, pratikte Albea ile bu hıza ulaşmak oldukça zor. Yol şarkıları kasedine hafif geldi bu araba… Ama ne yapalım, çıkacağız o hıza. Şarkı öyle emrediyor. Hız: 170 km
İki yüzden birinin son şarkısı kesin yarım kaldı. Oldum olası tutturamam şu hesabı, saniyeden şaşar… 75’lik kasete çekseydim keşke…
Sizin yol şarkılarınızı da bilmek isteriz...
By Gand
Efendim; ilk alıntımızı benim de beyaz symbol'ün orijinal kasetçalarında zevkle dinlediğim bir kasedi hazırladığım bir blogdan aldım. Yavaş yavaş buraya kendi CD'lerimi de yazacağım. Dedim ya; her telden eserler olacak

Saygı ve de sevgilerimle
Moderatör tarafında düzenlendi: