- Katılım
- 11 Ara 2013
- Mesajlar
- 4,686
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 41
[h=2]Hazine’nin 1 Haziran’dan itibaren yürürlüğe koyduğu trafik sigortasındaki yeni şartlar, beklendiği gibi zorunlu trafik sigortaları prim yenilemelerinde yüzde 100’e yakın zam yapılmasına yol açtı[/h]
Kamuoyunda zorunlu trafik sigortası olarak bilinen, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda 1 Haziran 2015’ten itibaren başlayan yeni düzen, beklendiği şekilde sigorta primlerinde fahiş artışlara yol açtı.
Kusursuz araç sahibinin aracında meydana gelecek hasar sonucunda oluşacak değer kaybının da dava açılmasına gerek kalmadan, eksper raporuyla karşılanmaya başlaması, sigorta şirketlerinin maliyetini yükseltince, özellikle ikinci el araçlarda Zorunlu Trafik Sigortası primlerini neredeyse kasko primlerine yaklaştırdı.
1 Haziran’da yürürlüğe giren yeni şartlarda, Maddi Zararlar Teminatı başlığı altında değer kaybının nasıl hesaplanacağına ilişkin bilgiler yer aldı. Buna göre, sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilecek.
Eksperler, araçta değişen her parça için bir puanlama yaparak, araçtaki toplam değer kaybını, genel esaslarda belirtilen çerçevede hesaplayacak. Aynı düzenlemede, hasar gören araçların tamiratında, orijinal parçanın yanı sıra, yan sanayi ürünleriyle de değişim yapılabileceği hükme bağlanıyor.
Sigorta primlerinde yüksek oranlı artış
Öte yandan sigorta piyasası uzmanları, yeni şartların çok acele yürürlüğe konulduğunu ve bazı hassas noktalara dikkat edilmediğini belirterek, prim fiyatlarının aşırı yükseldiğini bildirdiler.
Yaşına bakılmadan tüm araçlara yönelik değer kaybı tazminatının önünün açılmasının, sigorta şirketlerinin maliyetini arttırdığını belirten uzmanlar, bunun da poliçe fiyatlarına yansıtıldığını kaydettiler.
Geçen yıl 180 lira olan primin bu yıl 300 liraya çıktığını, bazı ikinci el araçlarda prim miktarının kasko bedeline yakın bin liraya kadar yükseldiğini belirten uzmanlar, Hazine’nin tüm araçlara yönelik değer kaybı şartı yerine, en fazla 3 yaşına kadar olan araçlarda böyle bir uygulama yapmasının daha doğru olacağını dile getirdiler.
Kamuoyunda zorunlu trafik sigortası olarak bilinen, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda 1 Haziran 2015’ten itibaren başlayan yeni düzen, beklendiği şekilde sigorta primlerinde fahiş artışlara yol açtı.
Kusursuz araç sahibinin aracında meydana gelecek hasar sonucunda oluşacak değer kaybının da dava açılmasına gerek kalmadan, eksper raporuyla karşılanmaya başlaması, sigorta şirketlerinin maliyetini yükseltince, özellikle ikinci el araçlarda Zorunlu Trafik Sigortası primlerini neredeyse kasko primlerine yaklaştırdı.
1 Haziran’da yürürlüğe giren yeni şartlarda, Maddi Zararlar Teminatı başlığı altında değer kaybının nasıl hesaplanacağına ilişkin bilgiler yer aldı. Buna göre, sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilecek.
Eksperler, araçta değişen her parça için bir puanlama yaparak, araçtaki toplam değer kaybını, genel esaslarda belirtilen çerçevede hesaplayacak. Aynı düzenlemede, hasar gören araçların tamiratında, orijinal parçanın yanı sıra, yan sanayi ürünleriyle de değişim yapılabileceği hükme bağlanıyor.
Sigorta primlerinde yüksek oranlı artış
Öte yandan sigorta piyasası uzmanları, yeni şartların çok acele yürürlüğe konulduğunu ve bazı hassas noktalara dikkat edilmediğini belirterek, prim fiyatlarının aşırı yükseldiğini bildirdiler.
Yaşına bakılmadan tüm araçlara yönelik değer kaybı tazminatının önünün açılmasının, sigorta şirketlerinin maliyetini arttırdığını belirten uzmanlar, bunun da poliçe fiyatlarına yansıtıldığını kaydettiler.
Geçen yıl 180 lira olan primin bu yıl 300 liraya çıktığını, bazı ikinci el araçlarda prim miktarının kasko bedeline yakın bin liraya kadar yükseldiğini belirten uzmanlar, Hazine’nin tüm araçlara yönelik değer kaybı şartı yerine, en fazla 3 yaşına kadar olan araçlarda böyle bir uygulama yapmasının daha doğru olacağını dile getirdiler.