- Katılım
- 9 Eki 2010
- Mesajlar
- 12,738
- Tepkime puanı
- 530
- Puanları
- 113
- Yaş
- 56
Atatürk; milletlerin doğuşu, sürekliliği, bağımsızlığı ve yükselişi ile dil arasındaki bağı çok iyi gördüğü içindir ki tarih konusuna olduğu gibi dil konusuna da büyük önem vermiştir. Dili, siyasal bağımsızlığın bir parçası sayan Büyük Önder, Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet kuruluşlarının dikkatli ve ilgili olmasını istemiştir.
Milli kültürün geliştirilmesi için milleti oluşturan kişiler arasında konuşulan dilin sade, anlaşılır ve zengin olması gerektiğine inanan Atatürk, Türk dilinin yabancı sözcük ve kuralların istilasından kurtarılıp milli ve çağdaş bir dil haline getirilmesi amacıyla 12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu)’ni kurmuştur. Cemiyetin kuruluşuyla birlikte çalışmalara hızla devam edilmiş, 26 Eylül 1932’de İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda Birinci Türk Dil Kurultayı toplanmıştır. Kurultaya, çok sayıda bilim adamı, yazar, öğretmen, gazeteci, sanatçı ve devlet adamı katılmış, Atatürk, kurultayı baştan sona kadar izlemiştir.
Türk Dil Kurultayı’nın toplandığı tarih olan 26 Eylül, ülkemizde Türk Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Bizi birbirimize bağlayan, bize kim olduğumuzu hatırlatan, bizi tanımlayan mâna ve zihniyet dünyamızın temel taşıyıcısı olan Türk dilini yalın, yozlaşmalardan arınmış, yabancı kültürlerin kuşatmasından uzak ve saygın bir dil olarak görmek hepimizin isteği ve özlemidir.
Türk dilinin korunmasının, Vatanın ve Bayrağın korunması kadar önemli olduğundan hareketle, herkesin bu konuda üzerine düşen görevleri büyük bir sorumluluk bilinci içerisinde layıkıyla yerine getirmesi milli bir görevdir.
Asırlar boyunca, Türk milletinin kutlu varlığının vücut bulmasında belirleyici unsurlardan olan; yurt birliği, dil birliği, soy ve köken birliği, tarihsel yakınlık, ahlak ve din birliği arasında en dikkat çekici ve etkili katkıyı tartışmasız Türkçe sağlamıştır. İşte bu yüzden Türk dili, milletimizin eşsiz bir hazinesi, yeryüzünün en zengin dilidir. Kültürel etki alanı itibariyle de, geniş bir coğrafyada kullanılan ve sahiplenilen dilimiz, Türk kültürünün ne kadar yaygın, ne denli derin ve kapsayıcı olduğunu da ortaya koymaktadır.