- Katılım
- 9 Eki 2010
- Mesajlar
- 12,738
- Tepkime puanı
- 530
- Puanları
- 113
- Yaş
- 56
Hileli gıda imalatı ve satışı neredeyse bir sektör haline geldi. Gıda üretimi yapan kayıtlı ve denetlenen 21 bin 600 firma içinden sadece 9 bin 100'ü olumlu rapor alabilirken, birçok ürünün içinde hileli ve zararlı maddelerin yer aldığı tespit edildi. Hileli gıda imalatının ve satışının artık bir sektör haline geldiğini belirten Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, ''Türkiye'de yaklaşık 43 bin kayıtlı gıda üreticisi var. Gıda üreten ve satan kayıt dışı firmaların sayısı ise bunun en az on katı 450 ile 500 bin olarak tahmin ediliyor'' dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde bu işletmeleri denetlemekle görevli gıda denetçisi sayısının sadece 5 bin civarında olduğunu belirten Yetkin, "Bu denetçi arkadaşlarımız gerçekten de üzerlerine düşen görevi ellerinden geldiği kadar yerine getirmeye çalışmaktadır. Ancak söz konusu olan yeri yurdu belli ve denetime açık işletmeler olmadığı için bir denetçinin samanlıkta iğne arar gibi kayıtdışı işletmeleri bulması ve denetlemesi çok güçtür. Kaldı ki kayıtlı işletmelerde de büyük sorunlar vardır. Bizzat gıda sektöründeki kuruluşlardan alınan bilgiye göre gıda üretimi yapan kayıtlı ve denetlenen 21 bin 600 firma içinden ancak 9 bin 100'ü olumlu rapor almıştır'' diye konuştu.
SAHTE ÜRÜN PAZARI 6 MİLYAR DOLAR BÜYÜKLÜĞÜNDE
Denetim elemanlarının sayısının artırılması gerektiğini vurgulayan Yetkin, sektörü büyüten önemli sebeplerden birinin de satılan ürünlere düşük gelir grubu tüketicilerin talep göstermesi olduğunu ifade etti.
YEŞİLE BOYANMIŞ BEZELYE, ŞEKERLEME DİYE HAYVAN YEMİ
Marka Koruma Grubu'nun yaptığı bir araştırmaya göre, tüketicilerin yüzde 58'inin sahte, taklit veya kaçak malı tercih ettiğini kaydeden Yetkin, ''Bunların yüzde 31'i sahte malları işportadan, yüzde 22'si semt pazarlarından, yüzde 16'sı ise sosyete pazarları olarak anılan lüks semtlerdeki açık pazarlardan alışveriş yapıyor. Yine Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın (KOM) hazırladığı raporlara göre, Türkiye'de sahte ürün pazarı 6 milyar dolara yaklaşıyor. Yaptığımız bir araştırmanın sonucunda ise çok sayıda gıdanın hileyle insan sağlığına zararlı maddelerle karıştırıldığını gördük.
Örneğin şekerlemelerin içine domuz jelatini, tekstil boyası, hayvan yemi katılıyor. Küf tutmuş ve bayatlamış peynirler, eritilerek eritme peynir olarak piyasaya sürülüyor. Atık yağ olarak anılan kullanılmış kızartmalık yağ çeşitli gıda maddelerine karıştırılıyor. Tatlılarda Antep fıstığı yerine bezelye ve yeşile boyanmış yer fıstığı kullanılıyor. İncirler hidrojen peroksitle ağartılıyor. Bozuk, ezik ve kurtlu incirlerden incir lokumu gibi ürünler yapılıyor. Kuru üzümler kurutulmadan önce mazota bulanarak haşerelere karşı önlem alınıyor.''
AA