Diriltmece

[mstdem]

1984 Ekiminden 1990 İlkbaharına kadar bu şey(!) bende idi. Yani söylemesi ayıp, o günün bir yerinde 17 yaşını henüz tamamlamak üzere bir genç iken benim arabam vardı.
Onu "ruhumdaki kehribarda saklanmış uğursuz genetiğinden dirilttim" demeliyim.
Gençliğimdeki hayat hikayesinin karanlığıyla örtüştüğünden "uğursuz" saydım.
Hiç hayra alamet olmasa da 35 yıldan sonra şu ülkenin şöyle günlerinde tutup bununla bir-iki gün kendimce uğraştım.
"Amcası maşallaaa bizim uğlanın da bilgisayaı vaaa o da yapıyo öyle şeyleee" şeklinde son 15-20 yılda daha da rafine olmuş diyar klasiklerine alışkınım. Yani buna rağmen...
20-25'indeki gençten bir kardeş gibi oturup modelle uğraşacak günlerim çok gerilerde kaldı. Fakat ben bu arabanın günlerinde de "fotoğrafçı" idim. O sebeple, buna "fotoğraf çekmek" de denebilir.
Elbette onunla onun yıllarından gerçek fotoğraflarım da var.
Bugün 58 yaştayım. Bana bazen hayat tezgahının alengilleriyle alakalı olmak üzere laf itelemeye çalışanlar olur: Herşeyin zamanında olması gerekir, derler.
Evet, benim "olması gereken zamanlarımda" arabam vardı...