- Katılım
- 30 Eyl 2014
- Mesajlar
- 2,979
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 36
İLİ : GENEL
KARDEŞLİĞİ KÖRELTEN AFETLER:
TECESSÜS, SU-İ ZAN…
Kardeşlerim!
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Zannın
çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı
günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın.
Kimse kimseyi arkasından çekiştirmesin…”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Efendimiz (s.a.s)
şöyle buyuruyor: “… Birbirinizin kusurunu
araştırmayın. Birbirinizin özel hallerinin peşine
düşmeyin. Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize
sırt çevirmeyin. Birbirinize karşı kin beslemeyin.
Ey Allah’ın kulları, kardeş olun!”2
Kardeşlerim!
Dinimizde insanın haysiyetini rencide eden ve
onurunu zedeleyen her türlü tutum ve davranış haram
kılınmıştır. Çünkü insanı insan yapan en büyük değer,
onun izzeti ve itibarıdır. İnsanın, kendisi ve diğer
insanların saygınlığını her daim göz önünde
bulundurarak hareket etmesi, insanca bir yaşamın
gereğidir.
Yüce Yaratan’ın mükerrem kıldığı insanoğlu,
iman ile kemale ulaşır. Peygamberimiz (s.a.s), bu
imanın bir sonucu olarak müminin “güvenilir insan”
olduğunu söyler. Kutlu Nebi’nin tarifine göre mümin,
gıybetle, arkadan çekiştirmekle, olur olmaz sözlerle
dilini zehirli bir ok haline getirmez; zihnini su-i zanla
kirletmez; ayıp ve kusurları ortaya dökmez; insanlarla
alay etmez; kendisinin ve başkalarının saygınlığına
gölge düşürecek davranışlar sergilemez.
Kardeşlerim!
Yüce dinimiz, müminler arasındaki kardeşliği
bizlere eşsiz örneklerle takdim eder. Bu kardeşlik, bir
bedenin ahenk içinde çalışan organları gibi yekvücut
bir kardeşliktir. Bu kardeşlik, bir binanın birbirine
kenetlenmiş yapı taşları gibi sapasağlam bir
kardeşliktir. Bu kardeşlikte kardeşimizin canı bizim
canımızdır, kardeşimizin onur ve haysiyeti bizim onur
ve haysiyetimizdir; onun yokluğu yokluğumuz, varlığı
varlığımızdır. Bu kardeşlikte kardeşin canı, malı, izzet
ve şerefi saygındır, dokunulmazdır. Kardeşimiz,
nazargâh-ı ilâhi olan bir gönle sahiptir. Ve bu gönül,
en ufak bir îma ile dahi incitilmeyecek kadar
değerlidir.
Kardeşlerim!
Günlük hayatımızda zihinlerimiz türlü haberlerle
yorgun düşmektedir. Kulaklarımız, arzu edilen
edilmeyen nice sözler işitmektedir. Kimi zaman
dillerimizden, farkında olmadan yerli yersiz ifadeler
dökülebilmektedir. Ancak, Peygamberimiz (s.a.s), her
duyduğunu söylemesinin kişiye günah olarak
yeteceğini;3
insanların, düşünmeksizin ağızlarından
çıkan sözler sebebiyle cehenneme
sürüklenebileceklerini bildirmiştir.4 Allah Resûlü
(s.a.s), konuşurken çok titiz davranmış ve hiç kimse
hakkında isim zikrederek kötü söz söylememiştir.
Bunun yerine, insanların olumsuz davranışlarını
gördüğü zaman onları düzeltmek için, “İnsanlara ne
oluyor da şöyle şöyle yapıyorlar?” gibi genel
ifadeler kullanmıştır. Efendimiz (s.a.s), gıybet,
dedikodu, su-i zan, laf taşıma, özel halleri araştırma
gibi mümine yakışmayan durumlardan uzak durmayı,
“Ya hayır söylemeyi ya da susmayı” emretmiştir.
Aziz Müminler!
Yüce Rabbimiz, “Hakkında bilgin
bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak,
göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.”5
buyurmaktadır. Bu âyet bizlere sorumluluğumuzu, her
bir işimizin, sözümüzün, bir gün hesabının
sorulacağını hatırlatmaktadır. Bu gerçeğe rağmen
günümüzde birtakım asılsız haberler yüzünden
haysiyetler zedelenebilmekte, aileler dağılabilmekte,
kardeşlik ve dostluklar zarar görebilmektedir.
Unutulmamalıdır ki, doğruluğunu araştırma gereği
duymadan bu tür haberlerin peşine düşenler de en az
bunları çıkarıp yayanlar kadar sorumludur.
Kardeşlerim!
Gıybet, yalan, iftira ve kötü zan gibi ahlaki
zaaflar, insanlar arasındaki güven, sevgi ve saygıyı
yok eder; kin, nefret, düşmanlık gibi İslam’ın ruhuyla
asla bağdaşmayan durumlara neden olur.
Unutmayalım ki, her şeyin en ince ölçüyle
tartılacağı, hiçbir pişmanlığın fayda vermeyeceği o
büyük günde her sözümüzden ve zannımızdan
sorgulanacağız. Yine unutmayalım ki; o gün ebedi
nimetlere kavuşacak olanlar, zihnine, gönlüne, diline,
eline, hâsılı bütün bedenine sahip çıkan ve hayata
mümince bakanlardır.
KARDEŞLİĞİ KÖRELTEN AFETLER:
TECESSÜS, SU-İ ZAN…
Kardeşlerim!
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Zannın
çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı
günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın.
Kimse kimseyi arkasından çekiştirmesin…”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Efendimiz (s.a.s)
şöyle buyuruyor: “… Birbirinizin kusurunu
araştırmayın. Birbirinizin özel hallerinin peşine
düşmeyin. Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize
sırt çevirmeyin. Birbirinize karşı kin beslemeyin.
Ey Allah’ın kulları, kardeş olun!”2
Kardeşlerim!
Dinimizde insanın haysiyetini rencide eden ve
onurunu zedeleyen her türlü tutum ve davranış haram
kılınmıştır. Çünkü insanı insan yapan en büyük değer,
onun izzeti ve itibarıdır. İnsanın, kendisi ve diğer
insanların saygınlığını her daim göz önünde
bulundurarak hareket etmesi, insanca bir yaşamın
gereğidir.
Yüce Yaratan’ın mükerrem kıldığı insanoğlu,
iman ile kemale ulaşır. Peygamberimiz (s.a.s), bu
imanın bir sonucu olarak müminin “güvenilir insan”
olduğunu söyler. Kutlu Nebi’nin tarifine göre mümin,
gıybetle, arkadan çekiştirmekle, olur olmaz sözlerle
dilini zehirli bir ok haline getirmez; zihnini su-i zanla
kirletmez; ayıp ve kusurları ortaya dökmez; insanlarla
alay etmez; kendisinin ve başkalarının saygınlığına
gölge düşürecek davranışlar sergilemez.
Kardeşlerim!
Yüce dinimiz, müminler arasındaki kardeşliği
bizlere eşsiz örneklerle takdim eder. Bu kardeşlik, bir
bedenin ahenk içinde çalışan organları gibi yekvücut
bir kardeşliktir. Bu kardeşlik, bir binanın birbirine
kenetlenmiş yapı taşları gibi sapasağlam bir
kardeşliktir. Bu kardeşlikte kardeşimizin canı bizim
canımızdır, kardeşimizin onur ve haysiyeti bizim onur
ve haysiyetimizdir; onun yokluğu yokluğumuz, varlığı
varlığımızdır. Bu kardeşlikte kardeşin canı, malı, izzet
ve şerefi saygındır, dokunulmazdır. Kardeşimiz,
nazargâh-ı ilâhi olan bir gönle sahiptir. Ve bu gönül,
en ufak bir îma ile dahi incitilmeyecek kadar
değerlidir.
Kardeşlerim!
Günlük hayatımızda zihinlerimiz türlü haberlerle
yorgun düşmektedir. Kulaklarımız, arzu edilen
edilmeyen nice sözler işitmektedir. Kimi zaman
dillerimizden, farkında olmadan yerli yersiz ifadeler
dökülebilmektedir. Ancak, Peygamberimiz (s.a.s), her
duyduğunu söylemesinin kişiye günah olarak
yeteceğini;3
insanların, düşünmeksizin ağızlarından
çıkan sözler sebebiyle cehenneme
sürüklenebileceklerini bildirmiştir.4 Allah Resûlü
(s.a.s), konuşurken çok titiz davranmış ve hiç kimse
hakkında isim zikrederek kötü söz söylememiştir.
Bunun yerine, insanların olumsuz davranışlarını
gördüğü zaman onları düzeltmek için, “İnsanlara ne
oluyor da şöyle şöyle yapıyorlar?” gibi genel
ifadeler kullanmıştır. Efendimiz (s.a.s), gıybet,
dedikodu, su-i zan, laf taşıma, özel halleri araştırma
gibi mümine yakışmayan durumlardan uzak durmayı,
“Ya hayır söylemeyi ya da susmayı” emretmiştir.
Aziz Müminler!
Yüce Rabbimiz, “Hakkında bilgin
bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak,
göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.”5
buyurmaktadır. Bu âyet bizlere sorumluluğumuzu, her
bir işimizin, sözümüzün, bir gün hesabının
sorulacağını hatırlatmaktadır. Bu gerçeğe rağmen
günümüzde birtakım asılsız haberler yüzünden
haysiyetler zedelenebilmekte, aileler dağılabilmekte,
kardeşlik ve dostluklar zarar görebilmektedir.
Unutulmamalıdır ki, doğruluğunu araştırma gereği
duymadan bu tür haberlerin peşine düşenler de en az
bunları çıkarıp yayanlar kadar sorumludur.
Kardeşlerim!
Gıybet, yalan, iftira ve kötü zan gibi ahlaki
zaaflar, insanlar arasındaki güven, sevgi ve saygıyı
yok eder; kin, nefret, düşmanlık gibi İslam’ın ruhuyla
asla bağdaşmayan durumlara neden olur.
Unutmayalım ki, her şeyin en ince ölçüyle
tartılacağı, hiçbir pişmanlığın fayda vermeyeceği o
büyük günde her sözümüzden ve zannımızdan
sorgulanacağız. Yine unutmayalım ki; o gün ebedi
nimetlere kavuşacak olanlar, zihnine, gönlüne, diline,
eline, hâsılı bütün bedenine sahip çıkan ve hayata
mümince bakanlardır.
1 Hucurât, 49/12.
2 Buhârî, Edeb, 57.
3 Ebu Davud, Edeb, 80.
4 Müslim, Birr ve Sıla, 105.
5
İsrâ, 17/36.
H
2 Buhârî, Edeb, 57.
3 Ebu Davud, Edeb, 80.
4 Müslim, Birr ve Sıla, 105.
5
İsrâ, 17/36.
H
HAYIRLI GÜL KOKULU CUMALAR DİLERİZ - RFC
CUMA MESAJLARI
*Duaların geri çevrilmeyeceği bugünde rabbim dualarımızı kabul etsin. Bizleri rahmetinden mahrum bırakmasın güzel Mevlam.
* Allahım! Bilerek veya bilmeyerek isledigimiz hatalarimizi, günahlarimizi bagsla. BizlereMerhamet buyur. süphesiz Sen merhametlilerin en merhametlisisin.
*Cuma gibi günümüz var. İslam gibi dinimiz var. Muhammed gibi sahimiz var. Allah dedim, dostum dedim, 99 ismine mühür vurdum, üstüne.
*İnsan; Geçmişin Hasretçisi, Geleceğin Özlemcisi, Yaşadığı Anın Şikayetçisidir! ALLAH bizi şikayet değil Şükredenlerden eylesin. (Amin) Hayırlı Cumalar.
*Gökten ne yağdıda yer kabul etmedi. Toprağa ne ekildi de bitmedi. Bu dünya'ya kim geldi de gitmedi. Hangi dert hangi sıkıntı bitmedi. Allah'ın rahmeti, mağfireti kime yetmedi. Kim Allah dedi de O yetişmedi. Kim gizli gizli yalvardı da O işitmedi. Kim Rabbim dedi de O buyur kulum demedi. Rabbimizin buyur kulum hitabıyla müşerref olanlardan olmamız dileğiyle...Hayırlı Cumalar!
*Allahım Sen benim Rabbimsin; Senden başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın; ben senin kulunum ve gücüm yettiğince Sana olan ahdime ve vaadime bağlıyım. İşlediklerimin (kötülüklerin) şerrinden Sana sığınırım. Üzerimdeki nimetlerini itiraf eder; günahlarımıda ikrar ederim. Beni Affet. Zira günahları bağışlayan ancak Sensin. Cumamız kutlu olsun. Hayırlı Nurlu Cumalar...
*Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çoksa Salavat u Selam getiriniz. Zira sizisin Salat u Selamlarınız bana sunulur. Selam ve Dua ile Hayırlı Cumlar!
*Rabbim, yarar getirmeyen bilgiden, korkmayan kalpten, duyulmayan duadan, doymak bilmeyen nefisten, açlıktan ki o kötü bir arkadaştır hıyanettenki o ne kötü sırdaştır tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, kocamaktan, ezel-i ömre döndürülmekten, deccal fitnesinden kötülüğünden, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden Sana sığınırım.
*Ya Rabbi; sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana bükülen boyunları, sana yalvaran dilleri, ne olur boş çevirme. Hayırlı cumalar.
*Rabbim, yarar getirmeyen bilgiden, korkmayan kalpten, duyulmayan duadan, doymak bilmeyen nefisten, açlıktan ki o kötü bir arkadaştır hıyanettenki o ne kötü sırdaştır tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, kocamaktan, ezel-i ömre döndürülmekten, deccal fitnesinden kötülüğünden, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden Sana sığınırım.
*Ya Rabbim! Bu mübarek cuma günün yüzüsuyu hürmetine biz aciz kulların ne derdi varsa, ne sıkıntısı varsa; dertlilere deva, hastalara şifa, borçlu kullarına edalar nasip et Ya Rabbim. Biz kulların dualarını kabul et. Amin. Hayırlı nurlu cumalar.
*Yüce Allah mübarek Cuma-ı şerif hürmetine hayatın şereflisini, rızkın bereketlisini, vücudun sıhhatlisini, ahlakın faziletlisini, evladın edeplisini nasip ve müesser eylesin.
*Bazı müminler cennete hasret yaşar. Bazı müminler de vardır ki cennet onları hasretle bekler. Cennetin hasrete beklediği müminlerden olmak duasıyla, hayırlı cumalar.
*Ettiğin her dua derdine deva, sağlığına şifa, gözüne nur, gönlüne huzur, ailene ve sevdiklerine huzur getirsin. Hayırlı cumalar dilerim.
*Yakınlık ne zamanla ne mekenla sınırlıdır.Eller Allah'a açıldığında akla ilk gelen sevilenlerdir.Aklımda yürüğimde ve duamdasınız.
*"Ey Rabbimiz! Bizi Sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de Sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibâdet usûllerimizi göster, tevbemizi kabul et. Zîrâ, tevbeleri çokça kabul eden ve çok merhametli olan ancak Sen"sin." (Bakara, 128) Alemlerin efendisine selatu selam(a.s.m) ile … Hayırlı Cumalarr Dua ie…
*Bizi dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan ve sabreden ve şükredenlerden eyle! İşinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan, doğru konuşanlardan eyle Ya Rabbim. Amin. Hayırlı Cumalar dilerim.
* Bildirdiğin ve gizlediğin tüm isimlerini ve Kur"an-ı Kerim"i, kalbimizin baharı, gönlümüzün nuru, sıkıntımızın ilacı yap Hayırlı Cumalar
*Yüce Allah mübarek Cuma-ı şerif hürmetine hayatın şereflisini, rızkın bereketlisini, vücudun sıhhatlisini, ahlakın faziletlisini, evladın edeplisini nasip ve müesser eylesin.
*Bazı müminler cennete hasret yaşar. Bazı müminler de vardır ki cennet onları hasretle bekler. Cennetin hasrete beklediği müminlerden olmak duasıyla, hayırlı cumalar.
*Ettiğin her dua derdine deva, sağlığına şifa, gözüne nur, gönlüne huzur, ailene ve sevdiklerine huzur getirsin. Hayırlı cumalar dilerim.
*Yakınlık ne zamanla ne mekenla sınırlıdır.Eller Allah'a açıldığında akla ilk gelen sevilenlerdir.Aklımda yürüğimde ve duamdasınız.