- Katılım
- 9 Eki 2010
- Mesajlar
- 17,869
- Tepkime puanı
- 188
- Puanları
- 0
- Yaş
- 46
Mustafa Kemal Atatürk denize büyük bir sevgi duyar ve deniz sevgisini tüm Türk ulusuna aşılamaya çalışırdı.Florya'da bulunuğu zamanlarda ya kürek çeker ya da denize girerdi.İstanbul'da bulunduğu zamanlarda özelikle Moda Koyu'nda yapılan yelken ve kürek yarışlarını Acar Motoru ve Ertuğrul yatından izlemekten büyük keyif alırdı.1 Temmuz denizcilik ve kabotaj bayramı nedeniyle Moda Koyu'nda yapılan denizcilik şenlikleri başta olmak üzere önemli yarış günlerinde Acar Motoru ve Ertuğrul Yatı,Atatürk'ün yarışları en iyi biçimde izleyebileceği yere getirilirdi.Büyük önderin bu yarışları izlemeye gelmesi hiç kuşkusuz denizciler içinde ayrı bir heyecan şevk ve gurur kaynağı olurdu. Denizi medeniyet olarak gören Atatürk, denizciliğin gelişmesi için de deniz sporlarının temel olduğunu düşünürdü.
Büyük Atatürk’ün bilfiil yaptığı üç spor vardır. Askerlik hayatında başladığı ve ömrünün son yıllarına kadar fırsat buldukça sürdürdüğü binicilik, İstanbul’da geçirdiği yaz tatillerinde devamlı olarak uğraştığı yüzme ve zaman zaman da kürek sporları.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Atatürk, Florya'da sandal gezintisinde (1934)
Yaz aylarında, Florya Köşkünde istirahatte bulunduğu günlerde, sandala binerek kürek çekerdi. Özellikle Moda koyunda yapılan yelken ve kürek yarışlarını, “Acar” motorundan veya “Ertuğrul” yatından izlemekten de büyük haz duyardı. Yat, koyda demirler, Atatürk ve beraberindekiler bütün günü, burada yarışı izleyerek geçirirlerdi. Yarışmaları dürbünle izleyen Atatürk, kazananları küpeşte kenarından alkışlar, onlara taktirlerini belirtirdi. Özellikle kabotaj bayramı yarışmalarında, Anadolu ve Rumeli fenerleri tahlisiye istasyonlarının kürek ekipleri arasındaki ezeli rekabetten doğan, iddialı ve çekişmeli yarışmayı izlemek Atatürk’ün pek hoşuna giderdi.
[/FONT]Atatürk, İstanbul Florya’da bulunduğu zamanlarda her gün denize girmekte, kürek çekmekte, halkla haşır neşir olmaktadır. İsmet İnönü’nün yüzmeyi öğrenmesi Atatürk’ün direktifiyle olmuştur.
Atatürk Florya’da yüzerken Başbakan İsmet İnönü gelir.
Atatürk Seslenir:
“İsmet gel! Gelde yarışalım” der İsmet İnönü kollarını açarak
“Paşam, ben yüzme bilmem ki “ Bunu duyan Atatürk
“Sana bir hafta süre. Bir hafta sonra birlikte yarışacağız” der İsmet İnönü Heybeliada’daki Deniz Askeri Lisesi Sınıf Subayı Ulvi Tekeş’le tanışır. Kısa bir süre içinde yüzme öğrenmek istediğini bildirir. Heybeliada ile Kaşıkadası arasındaki derin bir yere deniz motoru ile gidilir.
Ulvi Tekeş İsmet İnönü’ye
“Sayın Paşam atlayın” der
“Nasıl atlayacağım”
“Çivileme atlayacaksınız” İsmet İnönü anlatıldığı şekilde çivileme atlar. Bu İsmet İnönü’nün meşhur çivilemesidir. İlk atlayışıdır. Suyun yüzüne çıkınca kendini subayın kollarında bulur. Çırpınmaya başlar. Sonrada yüzme kurallarına uyarak birkaç gün içinde yüzmeyi öğrenir ve Florya’nın yolunu tutar.
Atatürk 1937 yılında hükümet programını açıklarken,denizciliğe verdiği önemi çok net bir biçimde bu sözlerle belirtmiştir.
"......Denizcilik sadece ulaştırma işi değil, ikitisadi iş olarak anlaşılacak ve tersaneler, gemiler, limanlar ve iskeleler inşaa edilecek, deniz sporları kulüpleri kurulacak ve korunup geliştirilecektir. Çünkü: Toprakların ucu deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer. En uygun coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri bir denizci ulus yetiştirmek yeteneğindedir. Bu yetenekten yararlanmasını bilmeliyiz. Denizciliği Türk'ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız....."
12 Eylül 1936, Florya'daki iskele üzerinde
Savarona
Atatürk,1938 yılına kadar Ertuğrul Yatını Cumhurbaşkanlığı Yatı olarak kullanmıştır.Ertuğrul Yatı ile Florya'ya gitmiştir,Moda ve Adalar çevresinde turlamıştır.Fakat 1938 yılında Kral VII. Edward İstanbul’u ziyaret ettiğinde Ertuğrul Yatı'nın bacasından dökülen kurum Majestelerinin beyaz pazenlerini kirletince, Atatürk Ertuğrul’un hurdaya gönderilmesine karar vererek yeni bir cumhurbaşkanlığı yatı araştırılması için emir vermiştir.24 Mart 1938 yılında Alman yapımı Savarona Yatı alındı.Fakat Atatürk,hastalığının ilerlemesi nedeniyle bu yatı çok kullanamamıştır.
Atatürk Florya'da deniz suyunun sıcaklığına bakarken.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Marmara Denizi kıyısında, Yeşilköy ile Küçükçekmece arasında bir yerleşim bölgesi olan Florya’nın 19. yüzyılda sönük bir avcı uğrağı konumunda olduğu bilinmektedir. Atatürk’ün buraya olan ilgisiyle önem kazanan Florya giderek yazlık bir dinlenme merkezine dönüşmüştür.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Atatürk için İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında mimar Seyfi Arkan’a projelendirilen köşk, yazlık bir konut olarak yapılmış ve aynı yıl 14 Ağustos tarihinde kullanıma açılmıştır.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]
Ulu Önder, 1936 yılının Haziran ve Temmuz aylarında uzunca bir süre burada yaşamış, siyasal ve bilimsel toplantılar için köşkü özellikle kullanmış, aralarında İngiliz Kralı VIII. Edward ve Madam Simpson’un da bulunduğu kimi önemli konukları burada ağırlamıştır.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]
28 Haziran 1935 günü özel treniyle İstanbul'a gelen Atatürk o gün Haydarpaşa dan Dolmabahçe'ye oradan da Florya'ya geçerek İstanbullun bu güzel plajında kendisi için İstanbul belediyesi tarafından yaptırılmakta olan Deniz köşkü inşaatını gezmiş ve beğenmişti. 1/7 Temmuz 1935 tarihleri arasında İstanbul'da 1 hafta kalan Atatürk moda deniz yarışlarını takip etmiş ve Florya'dan halkın arasında birkaç kere denize girmiştir. Kısa bir süre sonra tamamlanan Florya deniz köşkü İstanbul belediyesince Atatürk'e armağan edilmiştir. Atatürk 16 Haziran 1936 günü motorla Dolmabahçe sarayından Florya'ya giderek 28 Temmuz 1936 tarihine kadar 42 gün çalışmalarını bu köşkte sürdürmüştür 29 Temmuz 1936'da birkaç günlüğüne Ankara'ya gelen Atatürk TBMM'de (Montreux Antlaşması ) nın görüşmelerinde bulunduktan sonra 3 Ağustos 1936 günü tekrar İstanbul'a gelmiş birkaç gün daha dinlenmiştir. Atatürk ayrıca 13 Haziran 1937'de 6 gün 28 Haziran - 25 Temmuz 1937 tarihleri arasında da 28 gün daha Florya deniz köşkünde çalışarak dinlenmiş gerektikçe denize girmiştir. Onun Florya'yı son ziyareti 28 Mayıs 1938 tarihine rastlamaktadır. Florya Atatürk Deniz Köşkü sahilden 70 metre ileride kazıklar üzerindedir. Köşk bir iskele yolu ile kıyıya bağlanmaktadır. Projeler Y. Mimar Seyfi Arıkan tarafından hazırlanmıştır. Bugün Milli Saraylar İdaresinin elinde Cumhurbaşkanlığı köşkü olarak kullanılan Florya deniz köşkünün geniş bir salonu kütüphanesi dinlenme ve yatak odaları, banyosu vardır. Florya'da ayrıca eski Ayastafonos Manastırına ait kalıntıların bulunduğu geniş alanda Atatürk'ün emriyle bir koruluk meydana getirilmiş, çamların süslediği bir koruluğa (Atatürk korusu) adı verilmiştir. Florya bahçesi de halka açık park olarak düzenlenmiştir
http://img.blogcu.com/uploads/aylinksahin2_ata218_jpg_jpg.jp
[/FONT][/FONT][/FONT][/FONT]
Büyük Atatürk’ün bilfiil yaptığı üç spor vardır. Askerlik hayatında başladığı ve ömrünün son yıllarına kadar fırsat buldukça sürdürdüğü binicilik, İstanbul’da geçirdiği yaz tatillerinde devamlı olarak uğraştığı yüzme ve zaman zaman da kürek sporları.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Atatürk, Florya'da sandal gezintisinde (1934)
Yaz aylarında, Florya Köşkünde istirahatte bulunduğu günlerde, sandala binerek kürek çekerdi. Özellikle Moda koyunda yapılan yelken ve kürek yarışlarını, “Acar” motorundan veya “Ertuğrul” yatından izlemekten de büyük haz duyardı. Yat, koyda demirler, Atatürk ve beraberindekiler bütün günü, burada yarışı izleyerek geçirirlerdi. Yarışmaları dürbünle izleyen Atatürk, kazananları küpeşte kenarından alkışlar, onlara taktirlerini belirtirdi. Özellikle kabotaj bayramı yarışmalarında, Anadolu ve Rumeli fenerleri tahlisiye istasyonlarının kürek ekipleri arasındaki ezeli rekabetten doğan, iddialı ve çekişmeli yarışmayı izlemek Atatürk’ün pek hoşuna giderdi.
[/FONT]Atatürk, İstanbul Florya’da bulunduğu zamanlarda her gün denize girmekte, kürek çekmekte, halkla haşır neşir olmaktadır. İsmet İnönü’nün yüzmeyi öğrenmesi Atatürk’ün direktifiyle olmuştur.
Atatürk Florya’da yüzerken Başbakan İsmet İnönü gelir.
Atatürk Seslenir:
“İsmet gel! Gelde yarışalım” der İsmet İnönü kollarını açarak
“Paşam, ben yüzme bilmem ki “ Bunu duyan Atatürk
“Sana bir hafta süre. Bir hafta sonra birlikte yarışacağız” der İsmet İnönü Heybeliada’daki Deniz Askeri Lisesi Sınıf Subayı Ulvi Tekeş’le tanışır. Kısa bir süre içinde yüzme öğrenmek istediğini bildirir. Heybeliada ile Kaşıkadası arasındaki derin bir yere deniz motoru ile gidilir.
Ulvi Tekeş İsmet İnönü’ye
“Sayın Paşam atlayın” der
“Nasıl atlayacağım”
“Çivileme atlayacaksınız” İsmet İnönü anlatıldığı şekilde çivileme atlar. Bu İsmet İnönü’nün meşhur çivilemesidir. İlk atlayışıdır. Suyun yüzüne çıkınca kendini subayın kollarında bulur. Çırpınmaya başlar. Sonrada yüzme kurallarına uyarak birkaç gün içinde yüzmeyi öğrenir ve Florya’nın yolunu tutar.
Atatürk 1937 yılında hükümet programını açıklarken,denizciliğe verdiği önemi çok net bir biçimde bu sözlerle belirtmiştir.
"......Denizcilik sadece ulaştırma işi değil, ikitisadi iş olarak anlaşılacak ve tersaneler, gemiler, limanlar ve iskeleler inşaa edilecek, deniz sporları kulüpleri kurulacak ve korunup geliştirilecektir. Çünkü: Toprakların ucu deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer. En uygun coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri bir denizci ulus yetiştirmek yeteneğindedir. Bu yetenekten yararlanmasını bilmeliyiz. Denizciliği Türk'ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız....."
12 Eylül 1936, Florya'daki iskele üzerinde
Savarona
Atatürk,1938 yılına kadar Ertuğrul Yatını Cumhurbaşkanlığı Yatı olarak kullanmıştır.Ertuğrul Yatı ile Florya'ya gitmiştir,Moda ve Adalar çevresinde turlamıştır.Fakat 1938 yılında Kral VII. Edward İstanbul’u ziyaret ettiğinde Ertuğrul Yatı'nın bacasından dökülen kurum Majestelerinin beyaz pazenlerini kirletince, Atatürk Ertuğrul’un hurdaya gönderilmesine karar vererek yeni bir cumhurbaşkanlığı yatı araştırılması için emir vermiştir.24 Mart 1938 yılında Alman yapımı Savarona Yatı alındı.Fakat Atatürk,hastalığının ilerlemesi nedeniyle bu yatı çok kullanamamıştır.
Atatürk Florya'da deniz suyunun sıcaklığına bakarken.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Marmara Denizi kıyısında, Yeşilköy ile Küçükçekmece arasında bir yerleşim bölgesi olan Florya’nın 19. yüzyılda sönük bir avcı uğrağı konumunda olduğu bilinmektedir. Atatürk’ün buraya olan ilgisiyle önem kazanan Florya giderek yazlık bir dinlenme merkezine dönüşmüştür.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Atatürk için İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında mimar Seyfi Arkan’a projelendirilen köşk, yazlık bir konut olarak yapılmış ve aynı yıl 14 Ağustos tarihinde kullanıma açılmıştır.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]
28 Haziran 1935 günü özel treniyle İstanbul'a gelen Atatürk o gün Haydarpaşa dan Dolmabahçe'ye oradan da Florya'ya geçerek İstanbullun bu güzel plajında kendisi için İstanbul belediyesi tarafından yaptırılmakta olan Deniz köşkü inşaatını gezmiş ve beğenmişti. 1/7 Temmuz 1935 tarihleri arasında İstanbul'da 1 hafta kalan Atatürk moda deniz yarışlarını takip etmiş ve Florya'dan halkın arasında birkaç kere denize girmiştir. Kısa bir süre sonra tamamlanan Florya deniz köşkü İstanbul belediyesince Atatürk'e armağan edilmiştir. Atatürk 16 Haziran 1936 günü motorla Dolmabahçe sarayından Florya'ya giderek 28 Temmuz 1936 tarihine kadar 42 gün çalışmalarını bu köşkte sürdürmüştür 29 Temmuz 1936'da birkaç günlüğüne Ankara'ya gelen Atatürk TBMM'de (Montreux Antlaşması ) nın görüşmelerinde bulunduktan sonra 3 Ağustos 1936 günü tekrar İstanbul'a gelmiş birkaç gün daha dinlenmiştir. Atatürk ayrıca 13 Haziran 1937'de 6 gün 28 Haziran - 25 Temmuz 1937 tarihleri arasında da 28 gün daha Florya deniz köşkünde çalışarak dinlenmiş gerektikçe denize girmiştir. Onun Florya'yı son ziyareti 28 Mayıs 1938 tarihine rastlamaktadır. Florya Atatürk Deniz Köşkü sahilden 70 metre ileride kazıklar üzerindedir. Köşk bir iskele yolu ile kıyıya bağlanmaktadır. Projeler Y. Mimar Seyfi Arıkan tarafından hazırlanmıştır. Bugün Milli Saraylar İdaresinin elinde Cumhurbaşkanlığı köşkü olarak kullanılan Florya deniz köşkünün geniş bir salonu kütüphanesi dinlenme ve yatak odaları, banyosu vardır. Florya'da ayrıca eski Ayastafonos Manastırına ait kalıntıların bulunduğu geniş alanda Atatürk'ün emriyle bir koruluk meydana getirilmiş, çamların süslediği bir koruluğa (Atatürk korusu) adı verilmiştir. Florya bahçesi de halka açık park olarak düzenlenmiştir
[/FONT][/FONT][/FONT][/FONT]