Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Sakarya’nın Karasu İlçesinde haftasonu denize giren kadınlara cübbeli ve sarıklı kişilerin “kapanın” diye telkinde bulunmalarıyla ilgili İsmailağa Cemaati’nden açıklama geldi.
Sakarya’daki halk plajında cübbeli ve sarıklı kişilerin güneşlenen kadınlara ’kapanın’ diye telkinlerde bulunması İslam dünyasını da ayağa kaldırdı.
Dün Adana müftüsünün yaptığı açıklamanın ardından bugün de İsmailağa Cemaati açıklamalarda bulundu.
Sabah gazetesine konuşan İsmailağa Vakfı’nın tebliğ işlerinden sorumlu başkanı Ramazan İlhan; “Plajda tebliğ yapan bu arkadaşımız belki kötü niyetli biri değildir ama işin ehli olmadığı anlaşılıyor. Gazetecilere de İsmailağa Cemaati’nden olduğunu söylemiş. Bir camianın ismini kullanarak böyle bir şey yapması çok büyük bir hata. Biz bu tebliğ yöntemini savunmuyoruz. Her şeyin bir usülü adabı var. Biz davet üzerine gidiyoruz. İllerden ilçelerden çağrılıyoruz. Esnafları ziyaret ediyoruz. Kahvehanelere, Meyhanelere giderek dinden imandan haberdar ediyoruz. Gittiğimiz yerlerde çok olumlu neticeler alıyoruz. Ben 35 yıldır Mahmut Efendi Hazretlerinin yanında bulunuyorum. Kendisi dinin insanlara anlatılmasını hep bize tavsiye etmiştir. Ancak bunun usülüne göre yapmamızı, yerine ve zamanına göre gerçekleştirmemiz gerektiğini söylemiştir.” dedi.
“Plajda, çıplak insanların arasında tebliğ yapmak usül yönünden yanlıştır. İnsanlara mutlaka bunu yapacaksan gider plajın kapısında, herkes giyinikken yaparsınız.
Herkes bunu yapamaz. Evvela kendisinin bilmesi lazım. Hocalık vasıflarına haiz olması gerekir. Bu kişi hoca değil, alim değil. Kendi işgüzarlığından kaynaklarmış olabilir. Her işi ehli yapması lazım. Yarım doktor candan yarım hoca dinden eder. “
Brüksel’de bir araya gelen AB liderleri, Rusya hükümeti ve Ukrayna’daki ayrılıkçılara çözüm için adım atılması için pazartesi gününe kadar süre verdi. Ancak Rusya’ya şimdilik yeni bir yaptırım kararı alınmadı. Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları yarıyıl zirvesi kapsamında Brüksel’de bir araya gelen liderler, Ukrayna krizi başta olmak üzere gündemdeki gelişmeleri ele aldılar.
Ukrayna krizi konusunda dört talepte bulunan AB liderleri, bunları barış planı konusunda uzlaşı, Rusya yanlısı ayrılıkçıların elindeki rehinelerin serbest bırakılması ve bir çift sınır önlemi olarak nitelendirdi.Eğer 30 Haziran yani pazartesi gününe kadar bu talepler yerine getirilmezse yeni yaptırımların gündeme geleceği belirtildi. Ancak Rusya’ya yönelik şimdilik yeni bir yaptırım kararı alınmadı.Zirvede, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile görüşen Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, cuma akşamı sona erecek olan geçici ateşkesi 72 saat uzatma teklifinde bulunduğunu söyledi.
Ortaklık anlaşması
Öte yandan, Brüksel önemli bir anlaşmaya da ev sahipliği yaptı. AB ile Ukrayna, yıllardır tartışmalı olan ve sıkı ekonomik ve siyasî işbirliği içeren Ortaklık Anlaşmasını imzaladı. Brüksel’deki zirvesinde düzenlenen ve Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko’nun da hazır bulunduğu törende Ukrayna ile ortaklık anlaşmasının ticaret bölümü imzalandı. Törende Moldova ve Gürcistan ile ise Ortaklık Anlaşmaları imzalandı.Törende bir konuşma yapan Poroşenko, tarihî bir adım atıldığını söyleyerek, bunun 7 yıllık bir çalışmanın sonucu olduğunu vurguladı. Poroşenko’nun burada sözünü ettiği şey, her iki tarafın ticari mallar için gümrükleri neredeyse tamamen kaldırması: “Sanıyorum, bağımsızlığın kazanılmasından bu yana ülkenin tarihindeki en önemli günlerden birini yaşıyoruz. Ülkenin modernleştirilmesi için bu imkânı kullanabileceğimizi düşünüyorum. Şimdi tek ihtiyacını duyduğumuz şey barış ve güvenlik. Ve AB’nin bizimle dayanışmasını şimdiye dek olduğu gibi devam ettirmesini ümit ediyoruz.”Kiev ile Ortaklık Anlaşması’nın siyasî bölümü ise 21 Mart’ta imzalanmıştı. Ortaklık Anlaşması aslında 2013 yılında Litvanya’daki AB Doğu Avrupa Ülkeleri Zirvesi’nde imzalanması planlanmıştı. Ancak o dönemki Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, Moskova’nın baskıları sonucunda anlaşmayı imzalamayı reddetmişti. Ve Ukrayna’nın siyasî rotasındaki bu değişiklik ülkede aylarca sürecek protesto dalgasına yol açmıştı. Şimdi imzalanan siyasî ve ticarî anlaşma, AB ile Doğu Avrupa ülkeleri arasındaki ortaklık ilişkilerini daha da derinleştirmeyi hedefliyor. Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko, AB devlet ve hükümet başkanlarına ricada bulunarak, ülkesinin gerekli şartları yerine getirdiğinde AB’nin Ukrayna’ya tam üyelik taahhüdünde bulunmasını da istedi.
Rusya tepki gösterdi
Anlaşmaya Rusya’nın tepkisi gecikmedi. Rus İnterfaks haber ajansının haberine göre Rusya Dışişleri Bakan Vekili Grigori Karassin, “Ukrayna ve Moldova ile imzalanan anlaşmaların sonuçlarının şüphesiz ciddi olacağını” söyledi. Buna karşılık AB Konseyi Başkanı Hermann Van Rompuy ise imzalanan anlaşmalarda ve AB’nin tavrında Rusya’ya herhangi bir biçimde zarar verecek hiçbir şey olmadığını söyledi. Van Rompuy, yanlış anlamaların ve şüphelerin giderilmesi için de elden gelenin yapılacağını belirtti.Finlandiya Başbakanı Alexander Stubb, AB ile Rusya arasındaki ilişkilerin geleceği konusunda şunları söyledi: “(Rusya’ya) baskıların devam ettirilmesi önemlidir. Ancak aynı zamanda doğru bir dengenin bulunması da önemli. İki devlet başkanı, Putin ile Poroşenko arasında diyalog olması kanımca iyiye işarettir. Ateşkes de iyi bir haber; ancak kötü olan iki ülke arasındaki sınırın hâlâ güvenilir olmamasıdır. Ateşkes sırasında 20′den fazla kişinin öldüğünü biliyoruz. İşte bu noktada mümkün olan en iyi çözümü bulmak zorundayız.”
Anlaşmanın avantajları
AB, ortaklık anlaşmasıyla komşularına tam üyelik sunmadan onları sıkı bir biçimde kendine bağlamayı öngörüyor. AB, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan gibi Doğu Avrupa ülkelerindeki işletmelerin dünyanın en büyük ve en zengin iç piyasalarından biri olan AB piyasasına ticaret sınırlamaları olmadan girmelerine olanak sağlamış olacak. Buna karşılık AB, kendi ekonomik normlarının bu ülkelerde geçerli olmasını istiyor ve bu ülkelerin firmalarına iş siparişlerinde söz söyleme hakkı veriyor. AB ayrıca demokrasi standartlarına uyulmasını, yolsuzluklarla mücadele edilmesini ve ekonomik reformlara gidilmesini talep ediyor.Siyasî yorumcular, ortaklık anlaşmasının Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’a birçok açıdan avantaj sağlayacağını belirtiyorlar. Bu ülkelerde demokrasinin güçlendirilmiş olacağına ve refahın artacağına işaret eden AB yetkilileri, örneğin Ukraynalı firmaların bundan böyle gümrük ödemelerinden muaf tutulacakları için yaklaşık 500 milyon Euro tasarruf edeceklerini belirtiyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ile Erbil’de bir araya gelen Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, kontrolünü ele geçirdikleri Kerkük ve diğer bölgeler için “Artık geri dönüş yok” dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile Erbil’de bir araya geldi.Barzani, Kürtlerin kontrolüne geçen petrol zengini Kerkük ve IŞİD militanlarına karşı korudukları diğer bölgelerde elde ettikleri ‘özerklikten artık geri dönüşün olmadığını’ söyledi.William Hague ile düzenlediği ortak basın toplantısında Barzani, “Federal hükümetin tartışmalı bölgelerdesi sorunları çözmesi için 10 yıldır sabrediyoruz… Sorun artık çözülmüştür” dedi.AFP haber ajansının aktardığına göre Barzani, “Bu bölgelerde Irak birlikleri vardı ve bir güvenlik boşluğu oluşmuştu. Kürt peşmerge birlikleri bu boşluğu doldurdu” diye devam etti.William Hague de Erbil’de BBC muhabiri Jim Muir’in yönelttiği “Irak Başbakanı Nuri Maliki’nin görevini bırakması yönündeki çağrıları dikkate alacağına dair bir izlenime kapıldı mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:“Dün Bağdat’tayken, ülkede Şiiler, Sünniler ve Kürtler arasında güçlü bir ortaklık sağlayacak, herkesi kapsayacak yeni bir hükümete ihtiyaç duyulduğunu anladım. Ziyaret ettiğim çoğu Şii, Sünni ve Kürt liderin de bu anlayışta olduğunu gördüm. Başbakan’ın kim olacağına ne biz ne de başka bir ülke karar verebilir. Fakat tabi ki, tüm ülke çapında herkesin açıkça payları olan ve temsil edilecekleri bir hükümet görmek isteriz.”Hague dün de Bağdat’ta Başbakan Nuri Maliki’yle görüşmüş, Irak’ın ‘varoluşsal bir tehditle’ karşı karşıya olduğunu söylemişti.İngiliz Bakan, siyasi liderlere ‘mezhepsel farkları bir yana bırakmaları gerektiğini’ söyledi.
Sistani: Salı gününe kadar başbakanı belirleyin
BBC’nin sorularını yanıtlayan Hague ayrıca, IŞİD’e karşı bölge ülkelerinin ve hükümetlerinin tavsiyelerine ihtiyaç duyduklarını söyledi.Hükümet kurma çalışmaları devam ederken Iraklı Şiilerin en etkin dini lideri Büyük Ayetullah Ali Sistani de gelecek hafta Salı gününe kadar, yeni başbakan, meclis sözcüsü ve meclis başkanı üzerinde uzlaşıya varılması çağrısında bulundu.Diğer yandan Irak Başbakanı Nuri Maliki’nin sözcüsü Züheyr el Naher, BBC’ye yaptığı açıklamada, Maliki’nin Irak’ta yeni bir sayfa açmak istediğini, fakat devlete karşı silahlanmış gruplarla görüşmeyeceğini ifade etti.Naher, Maliki’nin güçlü bir desteğe sahip olduğunu ve istifayı düşünmediklerini belirtti.
BBCTürkçe
Hedefindeki Sünni bölgelerin çoğunu ele geçiren IŞİD savunmaya geçti. Ordu, IŞİD’in oluşturduğu bu sınır hattını havadan bombalıyor. Tikrit, en yoğun çatışmaların yaşandığı şehir.
Irak Ordusu Tikrit ve Beyci’deki hava saldırılarını yoğunlaştırdı. Perşembe günü Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) elinde bulunan Tikrit’e asker takviyesi yapan ordu güçleri kenti havadan da bombalamaya devam ediyor.Reuters haber ajansına göre, Irak ordusuna bağlı askerler Tikrit Üniversitesi’nin bulunduğu bölgeye iniş yaptı. Helikopterlerden en az biri silahlı gruplar tarafından düşürüldü. Irak resmi televizyonuna göre, Irak ordusu Tikrit’i iki günde IŞİD’den temizleyeceğini açıkladı ve Tikrit’teki sivilleri evlerinden çıkmamaları konusunda uyardı.Tikrit Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyesi Ahmed Cubbur üniversiteye tarım ve spor yüksekokullarında üç Irak helikopterinin inişinin ardından çatışmaların yaşandığını söyledi.Ancak Al Jazeera’nin ulaştığı yerel kaynaklara göre bölgede herhangi bir silahlı grup bulunmuyordu ve askerler ayrım gözetmeden ateş ettiler.Al Jazeera’ye konuşan bir Tikritli “Buraya varil bombası attılar, evdeydik ve arka arkaya iki patlama meydana geldi. Burada kimse yok, bölgede hiçbir silahlı grup yok” diye konuştu. Başkent Bağdat’ın 160 kilometre kuzeyindeki Tikrit, ülkenin eski lideri Saddam Hüseyin’in doğup büyüdüğü kent. İsyancıların kentte etkin olmaya çalıştıkları biliniyor. ‘Beyci rafinerisi ordunun elinde’ Irak ordusu Irak ordu sözcüsü Kasım Ata Irak ordusunun Beyci petrol rafinerisini ele geçirdiğini söylemiş ve söz konusu gelişmeyle ilgili video yayınlamıştı.Ata, rafinerideki tüm IŞİD güçlerinin öldürüldüğünü, ve kontrolün Irak ordusunda olduğunu söylemişti.Beyci rafinerisi daha önce IŞİD’in eline geçmiş ve bölgedeki çatışmaların artması üzerine binlerce rafineri çalışanı tahliye edilmiş ve ham petrolün rafine edilme işlemi durdurulmuştu.Beyci’de rafinerinin dışında kalan bölge ise hâlâ IŞİD’in elinde.‘Diyala’nın neredeyse tamamı Irak ordusunda’ Sumaria Televizyonu’nun haberine göre, Irak Ulaştırma Bakanı Hadi Amiri, Saadiye hariç Diyala eyaletinin tamamının Irak ordusunun kontrolünde olduğunu söyledi. Aynı televizyona göre, Saadiye’nin güneyinde ise Irak ordusu ile IŞİD güçleri arasında çatışmalar devam ediyor.
Türk istihbarat birimlerinin son değerlendirme raporlarına göre, şu an IŞİD’in içinde 600-700 Türk olduğu tahmin ediliyor.
Suriye’ye geçerek IŞİD’e katılan 163 kişi için aileleri, polis ve güvenlik birimlerine giderek kayıp başvurusunda bulundu. Yapılan incelemelerde kayıp başvurusu yapılan kişilerin Suriye’ye geçiş yaptıkları ve IŞİD kamplarında eğitim gördükten sonra iç savaşa katıldıkları belirlendi. Suriye’de IŞİD saflarında savaşan 3 Türk çatışmalarda hayatını kaybetti. Çatışmalarda yaralanan 4 Türk ise kaldırıldıkları hastanelerde yaşamını yitirdi. Suriye’deki çatışmalarda yaralan 6 Türk vatandaşının, Türkiye’deki hastanelerde tedavi altına olduğu belirtildi.
SINIR KAPILARINA UYARI
IŞİD’in Türkiye sınırının sıfır noktasındaki Atmeh Bölgesi’nde iki silahlı eğitim kampı kurması Türkiye’ye yönelik saldırı riskini de beraberinde getirdi. Türkiye üzerinden IŞİD’e katılanların ilk durağı bu kamplar olurken, kampanlardaki sorumluların çoğunun da Türklerden oluştuğu kaydedildi. Sınırda oluşan IŞİD tehditi üzerine sınırdaki güvenlik birimleri uyarıldı. Uyarı yazısında, Türkiye sınırındaki kontrolsüz insan trafiğinin sınır güvenliğinde riskler oluşturduğuna dikkat çekilerek, gerekli ek önlemlerin alınmasını istendi.
ABD Başkanı Barack Obama, geçtiğimiz hafta 300 askeri personelin Irak’a gönderileceğini duyurmuş, hafta içinde 90 kişilik ilk ekip, Irak’a varmıştı
Halihazırda Irak’ta bulunan askeri personel de düşünüldüğünde, bu son sevkıyatla beraber Amerika toplam 180 kişilik askeri personelle Irak ordusuna destek oluyor.Pentagon, Irak ordusuyla iki ortak harekat merkezi kurulduğunu açıkladı. Öncelik, istihbarat toplamak. Daha sonra toplanan istihbarat bu merkezlerde operasyonel hale gelecek. ABD ordusu, günde 30-35 uçuşla IŞİD mevzileri ve hareketleriyle ilgili bilgi topluyor. http://www.theworldline.com/ozel-harekat-timi-irakta/
ABD’de Obama yönetimi, Suriye’deki ılımlı muhalifleri eğitmek ve teçhizatlandırmak için Kongre’den 500 milyon dolarlık bütçe talep etti.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Caitlin Hayden, yaptığı yazılı açıklamada, Obama yönetiminin, Kongre’den, Terörle Mücadele Ortaklık Fonu kapsamında, Suriye’deki ılımlı muhalif güçleri doğrudan eğitmek ve bu kuvvetleri askeri ekipmanla donatmak için 500 milyon dolarlık bütçe talep ettiğini belirtti.Hayden, açıklamasında “Bu kaynaklar Suriye halkının savunmasına, muhaliflerin kontrolünde bulunan bölgelerin istikrarına, temel hizmetlerin sağlanmasına, terör tehdidiyle mücadeleye ve müzakere edilmiş bir anlaşma için şartların oluşturulmasına yardımcı olacak” ifadesini kullandı.Batı’nın “ılımlı” olarak nitelediği Özgür Suriye Ordusu, Suriye ordusu karşısında Mayıs 2013’ten bu yana büyük kayıplar vererek stratejik öneme sahip Lübnan sınırındaki Kalemun bölgesinden çekilmek zorunda kalmıştı.Özgür Suriye Ordusu’ndan ayrılan birçok grubun yanı sıra El-Kaide bağlantılı Nusra Cephesi ve Irak ve Şam İslam Devleti IŞİD de Suriye ordusuna karşı savaşıyor.
Musul’da diplomat, personel ve ailelerinden oluşan 49 Türk vatandaşını kaçıran IŞİD örgütünün, rehin aldığı başkonsolosun üzerinde bulunan bir telefonu fark etmediği; ancak Başbakan Erdoğan’ın Rize’de söylediği ‘Ben bizzat konuştum’ sözlerinin ardından el koyduğu iddia edildi.
Haziran ayının başlarında Irak’ın Musul kentini ele geçiren ve bu kentteki Türkiye konsolosluğunu basarak 49 kişiyi kaçıran Irak Şam İslam Devleti örgütü militanlarının, rehin aldıkları başkonsolosun üzerinde bulunan telefonu, Başbakan Erdoğan ‘ın konuyla ilgili bir konuşmasında, “Ben bizzat telefonda görüştüm” demesinin ardından fark ederek el koyduğu iddia edildiAnkara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, rehin alınan vatandaşların can güvenliği gerekçesiyle, Musul krizine ilişkin haberlere 16 Haziran günü yayın yasağı getirmişti.Cumhuriyet gazetesinden Can Dündar’ın bugünkü köşe yazısında gündeme getirdiği iddiaya göre, 11 Haziran günü Musul’da, aralarında Türkiye’nin Başkonsolosu Öztürk Yılmaz’ın da bulunduğu 49 yurttaşı rehin alan IŞİD militanları, konsolosluk binasını bastıklarında Yılmaz’ın üstünü aramadılar ve konsolosun üzerinde bir telefon kaldı. Bu cihaz sayesinde Ankara’yla haberleşme ve bilgi alışverişi yapılabiliyordu. Ancak Başbakan Erdoğan olaydan iki gün sonra Rize’de yaptığı konuşmada, krizi ‘tereyağından kıl çeker gibi’ çözme gayretinde olduklarını söyledi ve “Şahsen başta kendim olmak üzere başkonsolosumuzla da görüştüm” dedi. IŞİD militanlarının, Başkonsolos Öztürk Yılmaz’ın üzerinde bir telefon olduğunu, Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından anladığı öne sürüldü.Bu iddiayı, ismini açıklamadığı bir diplomata dayandıran Can Dündar’ın yazısında konuyla ilgili bölüm şöyle:“(…) IŞİD, konsolosluğu bastıktan sonra başkonsolosun üzerini aramamış.
Ve onda bir cep telefonu kalmış.
Bu sayede Ankara ile haberleşip bilgi alışverişi yapıyorlarmış.
Ta ki Başbakan’ın Rize konuşmasına kadar…
O gün Erdoğan, eşsiz Türkçesi ile aynen şöyle dedi:
‘Şahsen başta kendim olmak üzere başkonsolosumuzla da görüştüm.’
IŞİD, başkonsolosun üzerindeki telefondan bu itirafla haberdar olmuş.
Konuştuğum diplomat, bunu duyduğunda saçını başını yolduğunu anlattı.
‘Şahsen başta kendim olmak üzere’ Başbakan’ı tebrik ediyorum.”
IŞİD örgütü Irak’ın başkenti Bağdat’a bir saat uzaklıktaki doğalgaz rezervlerine sahip Mansuriyat el-Cabal bölgesini ele geçirdi. Örgüt ülkenin kuzeyinde de Fırat üzerindeki Hadisa barajını kuşattı.
Irak’ta Musul ve Tikrit’i ele geçiren cihatçı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Bağdat’a doğru ilerlemeye devam ediyor. Örgüt militanları dün, Bağdat’a bir saat uzaklıkta bulunan doğal gaz rezervleri barındıran Mansuriyat el-Cabal bölgesini ele geçirdi. Bölgede yabancı şirketlerin faaliyetlerinin de bulunduğu belirtildi.IŞİD militanları kuzeyde ise ülkenin en büyük ikinci barajını ele geçirmek için ilerliyor. Amerikan gazetesi New York Times ve İngiliz gazetesiThe Times’a konuşan Iraklı güvenlik yetkilileri, IŞİD militanlarının Irak’ın ikinci en büyük barajı Hadisa’ya yaklaştığını söyledi. Militanların barajı ele geçirmesi durumunda bir felaket yaşanabileceği uyarısı yapılıyor. Yetkililere göre, militanlar Hadisa’nın hemen doğusundaki Burvana’ya girmeyi başardı. Militanların Fırat Nehri üzerinde bulunan Bağdat’a 190 kilometre uzaklıktaki baraja kuzey, kuzey doğu ve kuzeybatı yönlerinden de yaklaştığı aktarıldı.New York Times’a göre, militanların baraja ulaşması durumunda çalışanlar içeride kalacak ve emir verilmesi durumunda baraj kapaklarını açacaklar. Bu durumun ülkede büyük çaplı sel baskınlarına neden olacağını belirten yetkili, “Bu hem bize hem onlara zarar verecek” dedi.
Tikrit’e çıkarma
Irak Hava Kuvvetleri ise IŞİD’in elindeki Tikrit’e çıkarma yaptı. Reuters’ın haberine göre, hava kuvvetleri helikopterleri Tikrit kentindeki stadyuma iniş yaparak militanlarla çatışmaya başladı.IŞİD’i durdurmakta zorlanan Başbakan Nuri el-Maliki, hükümet kurma çalışmalarına 1 Temmuz’da başlayacak.
Barzani Kerkük’e gitti
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ise 12 Haziran’dan beri peşmergenin kontrolünde olan Kerkük’e gitti. Iraklı Kürtlerin tarihi başkentleri olarak gördükleri kentte konuşan Barzani, “Kerkük’ün savunması için peşmerge olmaya ve elime silah almaya hazırım. Kerkük için artık kötü günler geride kalmıştır” dedi. Barzani, Kerkük İl Meclisi Başkanı Hasan Turan ve Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşed Salihi’nin de olduğu siyasi parti temsilcileri ile görüştü.
AVRUPA ve ABD’deki taksicileri ayağa kaldıran akıllı telefondan lüks otomobil çağırma servisi Uber, İstanbul’da kullanılmaya başlandı.
Şirket ilk olarak permium segmentteki Mercedes modelleriyle İstanbul yollarına çıktı. Uber’in açılış ücreti 11.20 TL, kilometre başı ücreti 3.09 TL ve dakikalık bekleme ücretiyse 0.43 TL olarak belirlendi. Şu anda 10 araçla İstanbul’da hizmet veren şirket, kısa zamanda bu rakamı 100’e çıkartmayı hedefliyor. Uber’i kullanabilmek için kullanıcıların App Store veya Google Play’den şirketin uygulamasını indirmesi gerekiyor. Harita üzerinden araçların konumu takip edilerek, kullanıcıların bulunduğu noktaya araç çağrılabiliyor. Ödemeyse uygulamaya girilen kredi kartı üzerinden yapılabiliyor. Uber’in dünyada karşılaştığı en büyük sorunlardan biri taksicilerin eylemi oldu. ABD, Almanya, İngiltere ve İspanya olmak üzere birçok ülkedeki taksiciler haksız rekabet nedeniyle kontak kapatıyor.