17.10.2013 Spor Haberleri

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan ByTyFn
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepkime puanı
930
Puanları
0
Yaş
36
Kuty sağa dön

21831398.jpg
[h=2]
Hollanda Milli Takımı’nda forvet oynayıp bir de asist yapan yıldız futbolcuyu, Yanal yine sağda kullanacak.
[/h]


HÜCUMDAKİ ETKİNLİĞİ ‘SANTRFOR OYNAR MI’ SORUSUNU GÜNDEME GETİRDİ



Sarı lacivertli teknik adam, F.Bahçe’de o rolü üstlenecek başka bir isim olmaması nedeniyle jokerinin yerini değiştirmeyi düşünmüyor. Hollandalı yıldız, orta sahanın sağında görev almaya devam edecek.


DIRK Kuyt ve Wesley Sneijder gibi tanıdık isimlerin Milli Takımımıza karşı mücadele ettiği Hollanda maçı tartışılmaya devam ediyor. Bu karşılaşmada, devre arası ünlü golcü Robin Van Persie’nin yerine oyuna giren ve sahada onun görevini devralan Dirk Kuyt’ın başarılı performansı yeni bir soruyu gündeme getirdi. Sneijder’ın golünün asistini yapan Kuyt, acaba F.Bahçe’de de forvet oynayabilir miydi?
Hollandalı, hücumdaki başarısına rağmen sarı lacivertli takımda bu bölgede düşünülmüyor. Kuyt’ın sağ kanatta çok başarılı olduğunu gören teknik direktör Ersun Yanal, takımda o rolü üstlenecek başka bir isim olmaması nedeniyle Hollandalı yıldızdan yine orta sahanın sağında yararlanacak.


FORMASINI TARAFTARLARA HEDİYE ETTİ



HEM saha içi hem de dışında Yanal’ın futbolcularına örnek gösterdiği isimlerin başında gelen Kuyt milli maçtaki davranışları ile bir kez daha beğeni topladı. 90 dakikanın ardından kale arkası tribününe doğru giden Hollandalı, milli formasını çıkararak Türk taraftarlara gönderdi.


Bunun dışında sezon başı kampına geldikten yarım saat sonraki antrenmana yorgunluğuna ve Yanal’ın iznine rağmen katılmayı seçen Kuyt, birçok karşılaşmada da sakatlığına rağmen takımını yalnız bırakmadı. Sarı lacivertli futbolcu ayrıca, ligde 6 kez gol pozisyonuna girip 5 gol atmayı başararak performansı ile de göz kamaştırdı.
 
Babanın son sözleri: You are always in my heart


20229877.jpg
[h=2]Tedavi gördüğü hastanede son olarak Hürriyet’e konuşan Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın babası Abdulkadir Orman dün vefat etti.[/h]



You are always in my heart (Daima kalbimde olacaksınız)


BEŞİKTAŞ
Kulübü Başkanı Fikret Orman’ın kanser tedavisi gören babası Abdulkadir Orman, dün yaşamını yitirdi. 14 Ekim’de son olarak hastanede ziyaret edip görüştüğüm baba Orman, hastalığına rağmen neşeli tavrından hiçbir şey kaybetmemişti. Acıbadem Hastanesi’ndeki odasında bizleri görünce yüzü gülen Abdulkadir Orman’a, ziyaretin sonunda, “Seni seviyorum Abdulkadir Abi” demiştim. Kendisi de güler yüzüyle bana ve odadakilere İngilizce, “You are always in my heart” (Daima kalbimde olacaksınız) karşılığını vermişti. Bu sözler üzerine hem ben hüzünlenmiştim, hem de odada bulunan Fikret Orman’ın annesi Nuran Hanım, kardeşleri Ümit ve Kısmet ile yeğenleri gözyaşlarına engel olamamıştı.


Demirören’den telefon



FİKRET Orman, vefat eden babasının Acıbadem Çamlıca Konakları Sitesi’ndeki evinde başsağlığı dileklerini iletmek için gelenleri ağırladı. Fikret Orman’ın annesi Nuran Hanım, kardeşleri Ümit ve Kısmet ile yeğenleri Suat Orman ve Hakan Özköse Çamlıca’da da hazır bulundu. Ayrıca, TFF Başkan Vekili Servet Yardımcı, Cengiz Zülfikaroğlu, Beşiktaş 2. Başkanı Ahmet Nur Çebi, Berkan Gocay, Metin Albayrak, Ahmet Kavalcı, Mete Vardar da taziye çadırındaydı.

Öte yandan Beşiktaş kongre üyeleri İsmail Cevahir, Şükrü Yazıcıoğlu, Şeref Yalçın ile çok sayıda kongre üyesi de Orman ailesine başsağlığı dilemeye geldi. Federasyon üyesi Yemen Ekşioğlu ise, cenaze nedeniyle taziye çadırında davet verdi. TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Fikret Orman’ı telefonla arayarak baş sağlığı diledi.
 
Galatasaray'da Burak seferberliği

dasi_karisti_sana_mi_soracagim13811987780_h1082926.webp



Galatasaray milli takımlardan dönen futbolcularla, yaklaşık 10 günlük aradan sonra Kardemir Karabükspor ile Spor Toto Süper Lig'in 8. haftasında cumartesi günü oynayacağı maçın hazırlıklarını tam kadro sürdürme imkanı buldu.

Sarı kırmızılı
takımınteknik direktör Roberto Mancini, maçın taktik provalarına başlarken,futbolcuların moral ve motivasyonlarını üst noktaya çekmek için de girişimlere başlıyor.

Özellikle Hollanda yenilgisiyle Dünya Kupası'na katılma şansının kaybedilmesi nedeniyle A milli
takımımızdan üzgün dönen futbolcuları üzerinde duran İtalyan teknik adam, Burak Yılmaz ile de özel olarak olarak görüşecek.Mancini'nin karşılaşmadaki performansı ve kaçırdığı pozisyonlar nedeniyle eleştirilere hedefolan Burak'a moral vererek maça motive etmeye çalışacağı öğrenildi.Takımının Spor toto Süper Lig'de artık puan kaybına tahammülü olmadığını değinen İtalyan teknik adamın futbolcularına da genel anlamda beklentilerini anlatarak, uyarılarda bulunacağı belirtildi.Bu arada Galatasaray'ın transfer listesinde olduğu belirtilen Aleksander Kolarov için sarı kırımzılı kulübün kısa sürede harekete geçeceği iddia edildi. Sarı kırmızılıların Kolarov için 5 milyon sterlin isteyen Manchester City kulübüyle pazarlıklara başlayacağınıa değinildi.
 
Demirören'i yerin dibine soktu

haluk_ulusoy_cok_agir_konustu13819381780_h1085367.webp


A Milli Futbol Takımı'nın 2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri D Grubu maçlarında yaşadığı hayal kırıklığı ülkeyi adeta yasa boğarken, Türk futbol tarihinin milli takım düzeyinde en büyük başarılarının altında imzası bulunan Haluk Ulusoy, rezaletin ardından sessizliğini bozdu.

1954'deki dünya kupası vizesinden sonraki 5 önemli şampiyonada imzası bulunan Haluk Ulusoy, başarısızlığın faturasını Yıldırım Demirören federasyonuna keserken TFF yönetimini görevi bırakmaya davet ederek, ''Hakikaten yeter. Bıktırdılar insanı. İnsanların içindeki milli takım olgusunu geberttiler, kararttılar. Çare sadece teknik direktör değildir. Bunu bu insanların, bu ülkenin bilmesi gerek.'' diyen Ulusoy, ''Yıldırım Demirören federasyonu acilen genel kurul kararı alarak güven tazelemelidir.'' dedi.
Milli Takım'dan TFF yönetiminin şike sürecindeki tutumuna; Trabzonspor taraftarlarının isyanından, Yıldırım Demirören'in Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'a verdiği cevaba birçok konuda sert ve önemli açıklamalarda bulunan Ulusoy, Demirören'in sessizliğinin, cesaretsizliğinin nedeninin geliş biçiminden kaynaklı olduğunu belirterek, ''Türk futboluna hiçkimse bunlar kadar kötülük daha yapmadı yeter artık gidin. Önümüzdeki yılları kaybettirmesinler. Gelecek yılları kaybettirmesinler. Allahlarını seviyorlarsa ülkelerini seviyorlarsa futbolu seviyorlarsa bıraksınlar artık o koltukları gitsinler. Gitsinler bir genel kurula madem öyle bir güven tazelensinler, tazeleyebilirlerse bakalım. Şu saatten sonra genel kurulun karşısına çıkıp güven tazelemek mecburiyetindeler.'' dedi.
İşte federasyon başkanlığı döneminde özellikle milli takımın tarihi başarılarıyla dikkat çeken TFF eski başkanı Haluk Ulusoy'un yaptığı o özel açıklamalar;

''YILDIRIM DEMİRÖREN BU KADAR ALÇALABİLİYORSA...''


''Bu işi buraya getirenler utansın. Ama onlarda da utanacak yüz, astar kalmamış. Bütün tribünler yeter diye bağırıyor, Fenerlisi, Galatasaraylısı, Trabzonsporlusu, Beşiktaşlısı... Buna rağmen yeter denen insan hâlâ o koltukta oturabiliyorsa yüzsüzlüğe vuruyorsa ne diyelim. Milli maç bir mozaiktir. Futbolun Türkiye'nin bir mozayiğidir. Milli maçlar, Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı Trabzonsporlusu, aklına gelebilecek Türkiye'nin her yerinden insanların bir araya geldiği maçtır. Dün gördük farklı farklı takım formaları giymiş insanlar bir aradaydılar. Bunlar artık bir ağızdan yeter artık defol git diyorsa sen de hiçbir şey olmamış gibi sesini de çıkartmıyorsan buna rağmen hiçbir cevap vermeden oturabiliyorsan hocanın da attığı imzayı hatıra diye duvarına asabiliyorsan bir kulüp başkanının görevine son verdiği insana o benim elemanım değil kader arkadaşım diyebilecek kadar da alçalabiliyorsan sana artık diyecek bir şey bulamıyorum.''


''HOCANIN BAŞKANI İYİ DEĞİLSE BALIK BAŞTAN KOKAR''


"Hep diyorlar ki hoca hoca.. Ya kardeşim bir hoca teknik direktör bir takımı tek başına tavan yaptıramaz. Bunun başkanı var yönetimi var. Eğer o hocanın başkanı iyi değilse balık baştan kokar hesabı istediğin kadar iyi olsun hocan... Şuraya bakın 54'den sonra Türkiye 5 tane turnavaya katılmış 1996 Avrupa Şampiyonası, 2000 Avrupa Şampiyonası, 2002 Dünya Şampiyonası, 2003 Konfederasyon Kupası ve 2008 Avrupa Şampiyonası...

Türkiye 54'ün ardından 5 kupaya katılmış. Beşinde de ben varım. 96'da da ben varım, başkan değildim ama milli takımlar kurulundaki 5 kişiden biriydim ve ümit milli takım sorumlusuydum. O ümit milli takımında oynayan Tugaylar, Alpaylar hepsi geldiler 2002 dünya kupasına kadar o başarıları elde ettiler. 92'den itibaren. Şimdi 5 tane şampiyona var 5'inde de ben varım birinde başkan değildim yönetimdeydim yani izlerim var orada. Onun haricindeki 4 tanesinde takımı şampiyonaya ben götürmüşüm."

"NEDEN BENDEN BAŞKA BAŞKAN GÖTÜREMİYOR..."


"Hocayla iş bitmiyor, onu anlatmaya çalışıyorum. Hoca hoca hoca... Kimi getirirsen getir. Madem hoca o zaman ver hocaya bir takımı tek başına götürsün başkan, yönetim önemli değilse. Ama öyle değil tabiki. Yani başkan ve yönetimin de yapabileceği tamamlaması gereken şeyler var, görevleri var. Motive edebileceği onlara yardımcı olabileceği yerler var. Bu organizasyonları bilen birileri olması lazım başkan veya yönetiminde.

Ama bu herif bir kulübü idare edememiş gelecek bu ülkenin milli takımını idare edecek başarıya taşıyacak. Böyle bir dünya yok. İşte örneği. Fatih Terim vardı İsviçre maçlarında dünya kupasına götüremedi. Şimdi yine Fatih Terim var üç maç dört maç yine kupaya götüremedi. Demek ki bir tek hocayla olmuyor. Hocayı hocaları yermek istemiyorum elbette onların bu işlerde büyük katkısı var. Ama bir tek hocayla bu iş bitmiyor. Hoca değiştirelim olsun. Olmaz.
Sen Beşiktaş kulübündeyken dünyanın en büyük teknik adamlarından birini getirdin, 8.5 milyon euro'da para verdin olmadı, olmaz. O kafayla olmaz. O kadar hocalar getirdin götürdün olmadı olmaz. Neden benim haricimdeki başkanlar turnavalara gidemiyor. Nasıl oluyor. Benim haricimde hiçbir başkanla bir turnavaya katılınamıyor. 96'da Şenes başkan harici orada da milli takımlardayım. En iyi hocalar geliyor gidiyor olmuyor neden. Çünkü sorun hocalarda değil sorun baştakilerde. Federasyon başkanlarında. İşi bilmemelerinde."

''BU FEDERASYON KARAR FALAN VEREMEZ''


"Bir türlü karar veremiyorsun. Bırak karar vermeyi bu şike konusunda ağzını açıp öyle veya böyle bir şey deyip kamuoyunu aydınlatamıyorsun, bilgelendiremiyorsun. UEFA'sı herkes karar vermiş. Kamuoyuna bir cevap vermen lazım. Ya çıkarsın herkes yoluna lig oynanmış bitmiş TFF kurulları da karar vermiştir o UEFA'nın kararıdır. Bizim verdiğimiz karar bizi bağlar yapılacak bir şey yoktur der kapatır gidersin ya da çıkarsın tamam madem UEFA Tahkim'i CAS'ı böyle bir karar verdi biz davayı tekrar açıp görüşeceğiz yeniden incelemeye başlayacağız bunun neticesinde herkes karara saygı duyacak dersin. Bu da bir karardır. Veya da çıkıp ben böyle karar verdim ama UEFA'da öyle karar verdi. O zaman ben o sezonu tescil etmiyorum o sezonun şampiyonu yoktur. Kupayı da Fenerbahçe'den alıyorum kupayı da kimseye vermiyorum. Veya UEFA'nın CAS'ın kararını gerekçe göstererek kupanın Fenerbahçe'den alınıp Trabzonspor'a verilmesine dersin, bu da bir karardır.

Verebileceğin üç dört karardan birini verip bu ülkeyi aydınlatman lazım. Trabzonsporlusunu da aydınlatman lazım Fenerbahçelisini de Beşiktaşlısını da. Peki neden bu konuda ağzını açıp bir karar veremiyor. Çünkü veremez kendisi oraya atanmış. Çünkü o kararı verebilecek gücü kuvveti yok. Yani zamana oynuyorlar. Bence bu işin kararı nisan ayının sonuna yerel seçimlerin sonrasına kalır, tahminim.
Aziz Yıldırım'ın davasının tekrar geri gitmesi bile enteresan. Dediğim gibi bu işin TFF ayağında yargıtay ayağında karar öyle kısa zamanda verileceğini sanmıyorum. Nisan'ı Mayıs'ı bulur. Bu federasyon başkanı tek başına yönetimi dahil herhangi bir karar veremez. Bir kere orada oturup oturmama kararında kendinde değil. Sen sen değilsin ki? Benliğin sende değil.
Bazı gerçekler konuşulamıyor yazılamıyor. Herkes çıkıyor oynuyor. Yalan yanlış konuşuyor. Neden aman oraya değmeyeyim aman buraya dokunmayayım. Aman bana bir şey derler. Bu nereye kadar böyle. Herkes birbirini aldatıyor. Programlara çıkanlar bile birbirini aldatıyor. Yorumcular birbirini aldatıyor, konuk olanlar birbirini aldatıyor. Böyle bir dünya olur mu? Bir dünya kurmuşlar adı yalan dünya herkes oynuyor."

"TERİM'İN BU FEDERASYONA SÖYLEDİKLERİ UNUTULDU"


"Geçen sene Galatasaray'ın Mersin İdman Yurdu maçı sonrasını insanlar ne çabuk unuttu. Mersin maçı sonrası Fatih Terim'in bu federasyon başkanı ve yönetimiyle ilgili konuşmalarına bir dönüp kaseti oynatıp baksanıza. Allah aşkına bantı bir geri sarıp baksana. Bu güvenilmez federesyonla ömrüm boyunca uğraşacağım mücadale edeceğim diyen kim. Fatih Terim. Kime diyor. Bugünkü Yıldırım Demirören'e. Güvenmiyorum diyerek ne diyor. Siz düzgün insanlar değilsiniz. Hoca diyor bunları. Aynı adam bu kez kader birliği yaptığı arkadaşı oluyor. Abi nasıl oluyor bu iş.

Nasıl oluyor, talimatla oluyor. Başka türlü olma şansı yok. Talimat veriliyor Fatih Terim oraya getiriliyor. Bunları kimse konuşmuyor. Fatih Terim milli takıma gelecektiyse bu mayıs ayından belliydi 4 tane önemli maçımızın olduğu. Mayıs ayında ligler bitmiş. Galatasaray şampiyon olmuş. Milli takımın önünde de çok kritik 4 maçı var. Dönersin Terim'e milli takımın durumunu izah eder Terim'i oraya getirirsin. Senden başkası da bu işi kaldıramaz gel arkadaş milli takımın başına dersin. Terim de gider Galatasaray kulübüne başkanına yönetimine bu teklifi götürürsün. O da hocasına gitmek istiyorsan git derdi. O da ona göre yeni bir hoca ile transferini yapar yeni sezona hazırlanır yola çıkardı. Bu böyle olmalıydı. Yakışanı da buydu."

"BEN DAUM'U GETİREBİLİRDİM AMA GETİRMEDİM"


"Mayıs ayında sen Terim'e milli takımı teslim ederdin o da milli takımı hazırlık maçları çalışmalarla bu dört maça hazırlardı. Daha iyi hazırlanmış olurduk. Sen ligler başlıyor Fatih Terim'i alıyorsun ve Galatasaray'ın içine dinamit koyuyorsun sonrası malum hokkabazlık.

Böyle bir düzen olur mu ya. Ben Daum'u alıyordum Fenerbahçe kulübünün düzenini bozmamak için karıştırmamak için almadım. Vazgeçtim. Fenerbahçe'de hocaydı. Şenol gittiği zamandı galiba. Hoca arıyoruz arkadaşlar 'Daum'u getirelim' dedi. Ama Fenerbahçe de istim üzerinde giderse sıkıntı olacak. Ben o kulübü karıştırmamak için vazgeçtim. Zamanını tam hatırlamıyorum. Al al dediler ben de kardeşim Fenerbahçe kulübünü karıştırmaya ne hakkımız var dedim, vazgeçirdim arkadaşları.
Ligler başlamıştı. Böyle bir rezillik olur mu? Federasyonla Fenerbahçe'yi karşı karşıya getirmeye ne lüzum var. Almam bu bize ülke federasyonuna yakışmaz. O istim üzerindeki Galatasaray takımı ancak böyle tepetaklak olabilirdi. Yoksa bilerek mi yapıldı, insanın aklına herşey geliyor vallahi.
Federasyon ahlaklı olmalı etik davranmalı doğru dürüst ve örnek olmalı. Bu onlar için olmazsa olmazdır. Ama bakıyorsunuz bu konuda kusura bakmasınlar ama ahlaksızlığın başını çektiler. Hani bu etik dışı bir şekilde adamın teknik direktörünü getiriyorsun kalkıp bir de utanmadan çıkıp başkanının söylemiş olduğu bir lafa atıf yaparaktan o benim elemanım değil kadar arkadaşım demeye ne hakkın varya. Federasyon başkanı böyle bir ayıbı nasıl yapar. Federasyon başkanı olarak bir kulüp başkanı ile teknik diretörünün arasındaki meseleden sana ne."

"TFF ACİL OLARAK GENEL KURUL KARARI ALMALI"


"Bu ülke elemelerde hatırladığım kadarıyla hiç dördüncü olmadı. Bu kadar rezillik olur mu? Türk futbolunun içine etmişsiniz. Yeter artık yeter yahu. Gerçekten yeter. Türk futboluna yapabileceğiniz daha ne kötülük kaldı. Adam gidiyor TFF binasının direğine tüpü asıyor. Tüpü asmak ne demek Yıldırım'ı asmışlar oraya. Tüpçü olduğu için.

Ben olsaydım otobüs asacaklardı. O da Haluk Ulusoy anlamı taşırdı. Trabzonsporlular tüpü oraya asarak Yıldırım'ı asmış oldular. Yeter artık Türk futbolunun yakasından düşmelerinin zamanı geldi geçiyor. Bu işi yapabilecek insanlar gelsin. Kafasını altına alıp oturmayla hiç birşeye cevap vermemeyle hiçbir şey yapmamayla böyle oturarak futbol yönetilmez.
Türk futboluna hiç kimse bunlar kadar kötülük yapmadı, yeter artık gidin. Önümüzdeki yılları kaybettirmesinler. Gelecek yılları kaybettirmesinler. Allah'larını seviyorlarsa, ülkelerini seviyorlarsa, futbolu seviyorlarla bıraksınlar artık o koltukları gitsinler. Gitsinler bir genel kurula madem öyle gitsinler bir güven tazelensinler tazeleyebilirlerse bakalım. Şu saaten sonra genel kurulun karşısına çıkıp güven tazelemek mecburuyetindeler."

"DEMİRÖREN, İŞİ BİR TEK TERİM'E BIRAKTI"


"Yaşanan bu tablodan sorumlu ne futbolculardır ne Fatih Terim'dir. Fatih hocaya ne diyebilirsin. 4 maçlığına gelmiş üçünü almış.Hollanda maçını da bir tek hoca teknik direktör olamaz top yekün almanız lazım. Biz nasıl Hollanda'yı yendik Bursa'da orada berabere kaldık. Takımı bir tek hoca hazırlamaz. Böyle maça top yekün hocasıyla yöneticisiyle başkanıyla hazırlanılır.

Final maçına çıkıyorsun bir tek Fatih Terim'e bırakmışsın işi. Ben 2007'de niye bırakmadım Norveç maçını Fatih Terim'e. Giyindim çarıkları Norveç'e gittim. 2008 Avrupa Şampiyonası için final maçıydı. Hayati bir maçtı, çıktık orada. Bırakamazsın orada takımı bir tek hocaya. Hocaya yardımcı olacaksın yanında olacaksın. Hakikaten yeter. Bıktırdılar insanı. İnsanların içindeki milli takım denen olguyu geberttiler, kararttılar ya. Çare sadece teknik direktör değildir. Bunu bu insanların bu ülkenin bilmesi gerek."
 
Raketlerin son dansı


21833646.jpg
[h=2]

Kadınlar tenisinde sezon sonu turnuvası TEB BNP Paribas WTA Championships, İstanbul’u 22-27 Ekim’de son kez ziyaret edecek.Dünyanın en iyi 8 tenis oyuncunu bir araya getirecek organizasyon, geride kalan iki senede önemli başarılara imza atılırken sene başında 70 bin kişi turnuvayı yerinden takip etti.
[/h]

İSTANBUL bu sene 22-27 Ekim tarihlerinde TEB BNP Paribas WTA Championships’e 3. ve son kez ev sahipliği yapıyor. WTA’nın sezon sonu şampiyonası; dünyanın teklerde en iyi sekiz kadın tenisçisi ve 4 takımını bir araya getiriyor. Oyuncular toplam 6 milyon dolar değerindeki ödülden pay almak ve kadınlar tenis dünyasındaki en prestijli unvanlardan birini elde edebilmek için yarışıyor. Turnuvaya bu sene gelecek isimler teklerde; Serena Williams, Victoria Azarenka, Agnieszka Radwanska, Li Na, Petra Kvitova, Sara Errani, Jelena Jankovic ve sakatlığı yüzünden turnuvaya katılamayan Maria Sharpova yerine dahil olan Angelique Kerber olacak.

İLK YILINDA BİLE REKOR KIRDI

ÇİFTLERDE ise Sara Errani-Roberta Vinci, Peng Shuai-Hsieh Su Wei, Nadia Petrova-Katarina Srebotnik, Ekaterina Makarova-Elena Vesnina şampiyonluk için mücadele edecek. Turnuvanın İstanbul’daki ilk senesi olan 2011’de 6 günde toplam 70 bin seyirci, ekranları başında organizasyonu takip ederken turnuvayı toplamda 37 milyon kişi izledi. Ulaşılan bu rakamlarla TEB BNP Paribas WTA Championships İstanbul 2011, en geniş kitleye ulaşan finaller olarak WTA tarihindeki yerini aldı. 15 bin 500 kişilik Sinan Erdem tam kapasite olarak kullanılırken, 164 ülkede 400 saatin üzerinde canlı yayınla şampiyona tarihinin en kapsamlı yayını yapıldı.

Turnuvaya ilgi artıyor

2011’de etkileyici bir organizasyon yaşanırken rakamlar geçen sene bu alakanın daha da büyüdüğünü gösteriyor.

TEB BNP Paribas WTA Champion-ships’te geçen sezon ilgi ilk seneden daha büyüktü. 2011’de 6 günde salonda 70 bin seyirci, ekranları başında ise toplamda 37 milyon kişi turnuvayı takip etti. 2012’de ise 6 gün boyunca toplam 73.072, yarı final ve finalde ise ortalama 15.954 kişi ile rekor katılım sağlandı. Sinan Erdem’de ulaşılan en yüksek seyirci rakamı 2011’de 15.498 kişiyken 2012’de rakam 16.410’a çıktı. 2012’de WTA Championships tarihinin en kapsamlı yayın rekoru 44 milyon kişiye ulaşılarak kırılmış oldu. İzleyici sayıları 2011 yılına göre Avrupa’da %29 artış ile 31 milyona ulaştı.

Azarenka bu kez daha iddialı

İSTANBUL’da ilk sene finalde Petra Kvitova’ya kaybeden Victoria Azarenka, bu kez kupaya uzanmak istiyor. Belarus’lu 21 Ekim’deki kura çekiminde Serena Williams ile aynı gruba düşmeyecek. İki grupta mücadele edecek olan raketler ilk 2’şer sırayı alıp yarı finale yükselmeye çalışacak.

BİLETLER 30 LİRADAN BAŞLIYOR

sİnan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenecek turnuvanın bilet satışları devam ediyor.
İlk dört gün oynanacak grup maçlarının biletleri 30 ila 70 lira arasında satılırken, yarı finaller günü olan 5. gün ve finalin oynanacağı 6. gün biletler 100-150 lira arasında olacak. Final paketi olarak değerlendirilen yarı final ve finallerin bileti ise 80 ila 160 lira arasında.

Top yine ‘şahin’e emanet

Sezon sonu turnuvasında geçmiş iki sene de olduğu gibi yine şahin gözü kullanılacak.

TENİSTE topun kort içinde ya da dışında olduğunu belirlemeye yarayan bilgisayar kaynaklı kuşbakışı çekim teknolojisi Hawk Eye (Şahin Gözü), bu yıl da İstanbul TEB BNP Paribas WTA Şampiyonası’nda kullanılacak. İngiliz yazılımcı Dr. Paul Hawkins tarafından bulunan ve ilk kez 2001 yılında kullanılmaya başlanan bu teknoloji sadece topun düştüğü yeri değil aynı zamanda Serena Wiliams’ın servis süratini, Azarenka’nın 130 km hızla gelen servisi kaç km hızla karşıladığı, topların sıçrama yüksekliğini ve insan gözünün net algılayamadığı topların değişik açılardan görüntülerini de öğrenmemizi sağlıyor.
 
Altın Ayak Drogba!

_liginde_fbahce_kadar_golu_var13807992510_h1081385.webp


Geleneksel olarak düzenlenen Golden Foot "Altın Ayak" ödülü, Galatasaray'ın Fildişili yıldızı Didier Drogba'ya gitti.
Her yılsadece bir futbolcuyaverilen ve her oyuncunun yalnızca 1 kez aday olabildiği Golden Foot (Altın Ayak) ödülü bu sene Galatasaray'ın yıldızı Didier Drogba'ya verildi.Casillas, Eto'o, Klose,Iniesta, Ronaldo, Pirlo, Lampard, David Beckham ve Trezeguet gibiadaylararasında bulunan Drogba'nın ödülü almasında Türkiye'den gelen oylar etkili oldu.Sabahsaatlerinde Florya Metin Oktay Tesisleri'nde bireyselantrenmanını yapan Drogba,Mancini'den izin alarak Monaco'ya gitti. Akşam antrenmanınakatılmayan Drogba, Monaco Prensi Albert'in davetlisi olarak Monaco'da ödülünü alacak.
 
Geri
Üst