Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
[h=2]AB Genişleme ve Avrupa Komşuluk Politikası’ndan Sorumlu Komisyon Üyesi Stefan Füle, Avrupa Komisyonu’nun bugün yayınlanan Türkiye İlerleme Raporu vesilesiyle Hürriyet gazetesi için bir makale kaleme aldı:[/h]
‘TÜRKİYE ve AB, ortak çapalarını oluşturan AB standartlarıyla, birbirlerine doğal olarak bağlıdır. Komisyon’un bugün yayınlanan 2013 İlerleme Raporu’nda gösterildiği gibi, bu standartlar geçtiğimiz yıl boyunca Türkiye’de sürdürülen reform çabalarının da referans noktası olmuştur. Bu kapsamda, önemli yargı reformlarının kabulünün yanısıra göçmen ve sığınmacıların gereği gibi korunmaları açısından önemli bir adım olan yasal çerçeveyi oluşturmaya yönelik önemli gelişmeler de yer almaktadır. Aynı zamanda, ülkenin Güneydoğusu’nda terör ve şiddetin sona erdirilmesini hedefleyen ve Kürt sorununun çözümüne yolu açan tarihi bir süreç de başlatılmıştır.
* * *
BU başarılar, Türkiye’de 2000’lerin başlarında başlayan reform sürecinde atılmış yeni önemli adımlardır. Bu on yıl içindeki reformlar Türk toplumunu ve Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarını derinden dönüştürmüştür. Bunun sonuçlarından birisi, bu değişime katılmaya istekli, sesini duyurmak ve kendisini dinletmek isteyen ve geleneksel parti politikalarının ötesinde kendi isteklerini dile getiren canlı bir sivil toplumun ortaya çıkmasıdır. Bu yıl Mayıs ve Haziran aylarında ortaya çıkan protestolardan hatırlamamız gereken ana dersin bu olduğuna inanıyorum. Düşünceleri ve inançları ne olursa olsun Türkiye’deki tüm dostlarıma şu yürekli öneriyi yapıyorum: Bu gelişmeyi, hep birlikte – AB ortakları dahil – ülkenizde reformları ve demokratikleşmeyi daha da geliştirmek için bir fırsat olarak görelim!
* * *
AVRUPA Komisyonu’nun bugün kabul ettiği İlerleme Raporu, her yıl olduğu gibi bu yıl da hak edene hakkını vermektedir. Her zamanki gibi, daha fazla ilerleme gereken alanların da altını çizmektedir. Mayıs ve haziranda tanık olunduğu üzere, polis gösteriler karşısında sıklıkla aşırı güce başvurmaktadır. Türkiye’deki yasal çerçevenin kilit hükümlerinin yargının getirdiği geniş yorumlarla birleşmesi ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğü de dahil olmak üzere temel özgürlüklere saygıyı hâlâ engellemektedir. Türk medyasının büyük sanayi grupları hâkimiyetindeki mülkiyet yapısı ve kimi zaman üst düzey politikacılardan gelen göz korkutucu açıklamalar medyada oto sansüre ve gazeteciler üzerinde baskıya yol açmıştır. Kadınların emek piyasasına daha fazla katılımı da dahil olmak üzere cinsiyet eşitliğini teşvik etmek için daha fazla çaba gerekmektedir.
* * *
GEREK sağlanmış olan, gerek ihtiyaç duyulan gelişmeler, AB katılım sürecinin partiler-arası siyasi destek alabilen ve alması gereken bir proje olarak kararlı bir şekilde sürdürülmesi gereksinimini vurgulamaktadır. Aynı zamanda, AB ve Türkiye’nin Avrupa standartları doğrultusunda daha ileri reformların teşvik edilmesi üzerinde yoğunlaşmalarının öneminin altını çizmektedir. Bu şüphesiz temel haklar konusunda geliştirilmiş bir diyalogu içerir.
Bu nedenle Komisyon, AB Üyesi Devletlere Türkiye’nin, her aday ülkenin katılım sürecindeki ana fasıllardan ikisini oluşturan yargı ve temel haklar (Fasıl 23) ve adalet, özgürlük ve güvenlik (Fasıl 24) üzerinde görüşmelere hızla başlanması için yerine getirmesi gereken koşullar üzerinde nihayet bir anlaşma sağlamaları çağrısında bulunmaktadır. Dahası, yurttaşlarımızın beklentilerini yerine getirdiğimizden emin olalım. Bu da somut olarak, Avrupa’ya seyahat eden Türk vatandaşlarına vize serbestisi getirmeye yönelik süreci bir an önce başlatmamıza paralel olarak Türkiye’nin geri kabul anlaşmasını imzalaması anlamına gelmektedir. Böylesi bir adım, AB Üye Devletleri tarafından bir yılı aşkın bir süre öncesinde alınmış olan kararın en nihayetinde uygulamaya konulmasını sağlayacak ve her iki tarafa getireceği elle tutulur yararlar ile ilişkilerimize yeni bir ivme kazandıracaktır.
* * *
İKİ hafta önce Başbakan Erdoğan bir dizi önemli konu üzerinde ilerleme vaat eden bir demokratikleşme paketi açıkladı. Başbakan açıklamasında “aday ülke olduğumuz ve katılım müzakerelerini başlattığımız Avrupa Birliği müktesebatı bizim referansımızdır” dedi. Bu yaklaşımı memnuniyetle karşılıyor ve Türkiye’nin bu yolda daha da ilerlemesine yardımcı olmayı yürekten istiyorum. AB – katılım süreci yoluyla –Türkiye’ye bu çabasında yardımcı olacak araçları sağlayabilir. Bunun başarılı olabilmesi her iki tarafın da taahhütlerine yoğunlaşmalarını gerektirmektedir. Bu şimdi her zaman olduğundan çok daha açıktır.’
[h=2]Kaçak oto ticareti yapıldığı ihbarı alan polis, işadamı rolünde 300 bin liralık Porsche’ye müşteri oldu. Aracın İnterpol tarafından arandığı belirlenince 6 milyon Euro’luk vurgun ortaya çıkarıldı. Polis piyasadaki 124 lüks aracın peşinde.[/h]
BİR ihbar mektubunu dikkate alan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Cihan Kısa, lüks oto satışı yapan “İlhan Otomotiv” hakkında 2011’de gizlilik kararı olan bir soruşturma başlattı. Şirketin Almanya’dan ithal ettiği pahalı lüks otoları distribütör firmadan daha ucuza sattığı tespit edildi. Delil toplamak isteyen polis, savcının talimatıyla firmaya giderek 300 bin lira değerindeki bir Porsche’yi 280 bin liraya almak için anlaştı. Polis, aracın parasını ödemek için firma yetkilisinden, hesap numarası istedi. Ancak yetkili İlhan Perçin, aracın yüzde 75’lik kısmına fatura keseceğini kalan miktarın ise elden peşin olarak ödenmesini istedi. Bunu düşünmek için süre isteyen ajan polisler, firmadan 5 ayrı lüks otomobilin de fiyatını ve araç bilgilerini alarak savcılığa iletti.
Savcılık, Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne yazı yazarak şirketin ithal ettiği araçların listesini istedi. Gebze ve Yeşilköy Otomotiv İhtisas Gümrük Müdürlüğü’nden gelen kayıtlara göre 2008 ile 2011 tarihlerinde firmanın 181 araç ithal ettiği beyanname değerinin 6 milyon 79 bin 413 Euro olduğu bildirildi. Savcılık, araçların ithal edildiği Alman makamlarından da bilgi istedi. Alman makamları, belgelere göre “sıfır olarak ithal edilen” 181 araçtan 92 tanesinin Almanya’da ikinci el olarak kayıtlı olduğunu, servis bakımlarının yapıldığını, İnterpol Dairesi Başkanlığı Çalıntı Araç Projesi’nde yapılan sorgulamada 3 tanesinin çalıntı olarak arandığını bildirdi.
GÜMRÜKÇÜLERE DE SORUŞTURMA
İki yıl süren soruşturma sonunda iki ay önce operasyon için düğmeye basıldı. İthalatçı firma sahibi İlhan Perçin tutuklandı. Savcı Cihan Kısa, Perçin ve şirket ortağı eşi Umay Perçin hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 111 kez olmak üzere toplam 222 yıldan 777 yıla kadar hapis cezası talep etti. Savcılık, Gümrük Müşavirleri Hakkı G. ile Yılmaz T.’nin “resmi evrakta sahtecilik” ve “gümrük kaçakçılığı” suçundan cezalandırılmalarını istedi. 13 Ekim tarihli iddianeme, Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
‘Kocamın doğum günü hediyesiydi’
SAVCILIĞIN, kayıtlarda yer alan 124 otomobili hakkındaki soruşturmayı sürdürdüğü, halen piyasada olan bu otomobillerin yasadışı olduğu tesbit edildiği taktirde “müsadere” altına alınacağı öğrenildi. Ankara 13’üncü Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararıyla 74 lüks otomobile el konuldu. Ankara’da yaşayan Hülya U. (36) isimli Porsche sahibi kadının da otomobiline el konuldu. Hülya U., otomobili kocası Hüseyin U.’nun iki yıl önce kendisine doğum günü hediyesi olarak verdiğini, kaçak olduğunu bilmediğini beyan etti.
[h=2]Afganistan'da bayrama kan bulaştı. Afganistan'ın Logar vilayetindeki bir camide Vali Arsala Cemal suikastçıların hedefi oldu.[/h]
Logar vilayeti valisi Cemal, camide konuşma yaptığı sırada daha önceden mikrofonun içine yerleştirilen bombanın korkunç bir şekilde patlamasıyla hayatını kaybetti. Patlamada yaklaşık 20 kişi yaralandı.
UZAKTAN KUMANDA İLE PATLATILMIŞ
Vali'nin Sözcüsü Din Muhammed Derviş, ''Bomba mikrofona yerleştirilmiş. Uzaktan kumanda ile patlatıldı. Cemal şehit edildi'' diye konuştu.Devlet Başkanı Hamit Karzai'ye yakınlığıyla bilinen ve 2009'daki seçim kampanyasında da büyük rol oynayan Cemal, Host valisiyken Taliban'ın düzenlediği intihar saldırılarının hedefindeydi.Afganistan'ın idari kalkınmasını destekleyen Bağımsız Yerel Yönetim Müdürlüğü, Cemal'in Aynak bakır madenindeki çalışmaları için öldürüldüğünü savundu. Aynak madeninin işletmesi, 2007'de 3 milyar dolarlık bir anlaşma ile Çinli bir şirkete verildi.Ülkedeki en büyük yabancı yatırım projesi olan Aynak, sık sık Taliban'ın saldırılarına maruz kalıyor. Çinli yatırımcılar bu yıl başlaması öngörülen projenin güvenlik sorunları nedeniyle anlaşmanın yeniden gözden geçirilmesini istiyor.
BİR ÇOK SUİKAST ATLATMIŞ
47 yaşındaki Vali, daha önce birçok kez suikast girişimi atlatmıştı. 2009 seçimlerinde Karzai'nin başarılı kampanyasının direktörü olan Vali Cemal, aynı yıl mayıs ve temmuz ayında düzenlenen intihar saldırılarından sağ olarak kurtulmuştu.Ağustos 2007'de ise konvoyunu hedef alan bomba yüklü bir aracın infilak etmesiyle düzenlenen saldırıyı da atlatmıştı. Saldırıyı üstlenen olmazken, daha önce Cemal'a karşı suikast girişiminde bulunan Taliban'dan şüphe ediliyor. Zira Taliban, Karzai'ye yakın isimleri bayram boyunca hedef alacağını açıklamıştı.Karzai de Cemal'in ölümünün ardından yaptığı açıklamada, Taliban'ın İslam'a saygı duymadığını söyledi. Halbuki Karzai bayram nedeniyle yaptığı konuşmada Taliban ve liderlerini Afganistan için beraber çalışmaya çağırmıştı.
[h=2]Genelkurmay'ın organizasyonuyla, Gabar Dağı'nda nöbetteyken annesini karşısında gören asker büyük şaşkınlık yaşadı. Anne ve babalarını karşılarında gören askerler gözyaşlarını tutamadı, sevinç ve özlemle annelerine sarıldı.[/h]
Yıllarca şiddetli çatışmalarla gündeme gelen Şırnak'ın Gabar Dağı, bu kez, asker ve vatandaşların kucaklaşarak bayramlaşmasına sahne oldu. Gabar Dağı eteğindeki Akçay mezrasında asker ve vatandaşlar sabah camide birlikte bayram namazı kılarak, bayramlaştı.Şehitlik ve mezarlık ziyaretinin ardından vatandaşlar, Akçay 6. Motorize Piyade Tugay Komutanlığına davet edildi. Burada, askerlerden oluşan takım ile Akçay mezrasında yaşayan gençler arasında futbol maçı yapıldı. 2-2 berabere biten maç sonrası baklava ikram edildi. Kışlada düzenlenen bayramlaşmada Tugay Komutan Vekili Piyade Kıdemli Albay Selçuk Şeran, askerlerin bayramını kutladı.
ASKERLERE BAYRAM SÜRPRİZİ
Genelkurmay Başkanlığının organize ettiği etkinlik kapsamında, 6. Motorize Piyade Tugay Komutanlığında vatani görevlerini yapan 5 askerin ailesi kışlaya davet edilerek, sürpriz şekilde çocuklarıyla buluşturuldu. Er Cihan Şahin, Onbaşı Ömür Özeken, Er Murat Biyan ve Er Mustafa Kutluca, İstanbul, Kırklareli, Siirt ve Şanlıurfa'dan getirilen aileleriyle bir araya geldi. Çocuklarına sarılarak hasret gideren aileler, kendilerine en büyük bayram hediyesinin bu şekilde verildiğini ve adeta çifte bayram yaşadıklarını dile getirdi. Askerler de kendilerini bayramda aileleriyle buluşturan komutanlarına teşekkür etti.
BİN 500 METREDE KUCAKLAŞMA
Bu arada bin 500 metre yükseklikteki Halis Tepesi mevzisinde nöbet tutan 5 aylık asker Piyade Onbaşı Ünal Yakar'a, Osmaniye'den getirilen ailesi zırhlı araçla bölgeye götürülerek sürpriz yapıldı. Nöbet kulübesinde anne ve babasını karşısında gören Piyade Er Yakar, sevinçten gözyaşlarına hakim olamadı. Oğlunu yaklaşık 3 aydır görmeyen anne Songül Yakar'ın ''Kuzucuğum, yavrum'' diye seslenmesi duygulu anların yaşanmasına neden oldu. Anne Songül ve baba Mehmet Yakar, çok mutlu olduklarını belirterek, vesile olanlara teşekkür etti. Yakar ailesi, çocuklarının askerlik yaptığı mevziyi gezerek, silah arkadaşlarının da bayramını kutladı.
VATANDAŞLARLA BAYRAMLAŞMA
Etkinlikler kapsamında Akçay mezrası ve çevre köylerden kışlaya gelen vatandaşlarla askerler yemekte buluştu. Tugay Komutan Vekili Albay Şeran, gelen vatandaşlarla bir süre sohbet ederek, bayramlarını kutladı. Öte yandan bazı rütbeli askerlerin aileleri mezradaki evleri ziyaret ederek, bayramlaştı. Albay Şeran, yaptığı açıklamada, aileri çocuklarıyla buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek, ''Bizim için çok duygulu ve güzel oldu. Sembolik de olsa çok güzel bir uygulama'' dedi.
[h=2]Suriye'deki trajedinin geldiği son nokta...Ülkedeki din adamları, hükümetin engellemesinden dolayı yiyecek bulamayan yoksullara eşek, köpek ve kedi eti yeme fetvası verdi.[/h]
El-Cezire'nin haberine göre Doğu Guta ve çevresinde bulunan Suriyeliler, Esed güçlerinin bombardımanları dolayısıyla yiyecek bulmakta büyük zorluk çekiyor. Bazı Suriye alimleri, açlık yüzünden ölümlerin arttığı Suriye'deki halka, bulabildiği takdirde eşek, köpek ve kedi etini yiyebilme fetvası verdi.İnternet üzerinden yapılan açıklamada gıda kıtlığı sebebiyle belirtilen hayvanların etlerinin yenilebileceği belirtildi. Felaket olarak nitelendirilen açlık sonucu bazı kişilerin ölülerin etini dahi yiyebilme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği bildirildi.Yapılan açıklamada Şam'ın doğusunda ve batısında olmak üzere 600 bine yakın insanın gıda malzemelerine ulaşamadığı belirtildi. Geçtiğimi haftalarda Suriye'de açlık sebebiyle hayatını kaybeden çocukların görüntüleri yayınlanmıştı.
Şam kırsalında bulunan Kabun, Asali, Yermuk gibi yerlere günden güne atılan bombalar sebebiyle birçok yerde elektrikler kesilmiş durumda.
4 MİLYON SURİYELİ AÇ
Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü'nün yayınladığı raporda Suriye'de devam eden iç savaş nedeniyle milyonlarca insanın açlıkla mücadele ettiğine dikkat çekildi. Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü Başkanı Bärbel Dieckmann, "Elimizdeki verilere göre yaklaşık 4 milyon Suriyeli gıda yardımına muhtaç durumda" diye konuştu.
Ülkede her 4 haneden birinin her ayın ortalama 7 günü aç kaldığını söyleyen Dieckmann, çocukların açlıktan öldüğüne dair ilk raporların ellerine ulaştığını da sözlerine ekledi.
[h=2]Muğla'nın Bodrum ilçesinde bir baba, Kurban Bayramı ziyaretine gelmeyen çocuklarını pompalı tüfek ile vurdu. Çocuklarından biri yaşamını yitirirken, diğeri ise ağır yaralandı.[/h]
Olay, saat 16.00 sıralarında Turgutreis beldesinde meydana geldi. Bir yıldır eşi Sergül İşli ve çocukları Nazmi ve Ebru'dan ayrı yaşayan T.İ. (47), iddiaya göre Kurban Bayramı'nda çocuklarının el öpmeye gelmemesine sinirlendi. Bunun üzerine eşinin yaşadığı eve giden T.İ. pompalı tüfekle dehşet saçtı.Sinirli baba ilk önce kapının arkasında duran kız çocuğunu kalçasından vurarak yaraladı. Kapının açılması ile 17 yaşındaki oğlu Nazmi'yi ise sürükleyerek yolun karşısında bulunan tarlaya götürdü. Bir müddet oğlu ile boğuşan baba daha sonra pompalı tüfeğini çekerek oğluna iki el ateş ederek göğsünden ve karnından vurdu. Nazmi İşli olay yerinde hayatını kaybetti, kızı Ebru İşli ise hastaneye kaldırılarak ameliyata alındı.
KAYIPLARA KARIŞTI
Oğlunu yaka paça dışarı çıkarırken sağa sola ateş açan Turan İşli tüfeğinden çıkan mermilerle aynı iş yerinde çalışan Naci Özgün'e isabet etmesi sonucundan elinden yaralandı. Bir kişiyi öldüren iki kişiyi de yaralayan T.İ. ise olay yerinde uzaklaşarak kayıplara karıştı.
ANNE SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ
Olay yerine gelen jandarma ekipleri T.İ.'yi yakalamak için geniş çaplı arama başlattı. Çocuğunun cansız bedenini gören anne Sergül İşli sinir krizleri geçirdi. Olay
yerine gelen savcılığın incelemelerinin ardından 17 yaşındaki İşli'nin cansız bedeni otopsi için adli tıp kurumuna gönderildi.
ÇOCUKLARA ŞİDDET UYGULUYORDU
Olayın ardından çalıştıkları iş yerinin sahibi Duygu Bilgin ailenin babadan şiddet gördüğünü belirterek, "Bir yıl önce Segül İşli eşine boşanma davası açtı. Çocuklara şiddet uyguluyordu. Çalışmaz, çocuklarını çalıştırır ve paralarını alırdı. Buna dayanamayan anneleri boşanma davası açarak ayrı yaşamaya başladı. Her zaman tehdit alıyordu kocasından, geçen hafta yine tehdit etmişti, jandarmaya şikayet etti, ama jandarma üstünde durmadı. Bunun adı yine devlet koruyamadı oldu" dedi.
Kaçırılan Türk pilotların son görüntüsü yayınlandı
[h=2]Lübnan'da kaçırılan THY pilotları Murat Akpınar ve Murat Ağca'nın yeni görüntüleri yayınlandı.[/h]
Pilotların görüntüleri Lübnan televizyonu LBC'de yayınlandı.
Akpınar ve Ağca Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 9 Ağustos'ta silahlı kişilerce kaçırılmıştı. Pilotlar en son 29 Ağustos'ta yine LBC televizyonunda görülmüştü.
Görüntülerde kaçırılan pilotlardan biri Murat Akpınar'ın İngilizce konuşması:
''Adım Murat Akpınar, 14.10.2013, bayrama sadece bir gün kaldı, evimde olmayı isterdim, ben iyiyim''
Murat Ağca yine İngilizce olarak şu konuşmayı yaptı:
''Adım Murat Ağca, bugün Ekim ayının on dördü. Bayramdan bir önceki gün. Ben güvendeyim. Ailemi, çocuklarımı ve ülkemi özledim''
Murat Ağca açıklamasının sonunda Kur'an'dan bir ayet okumak istiyorum dedi ve şu ayeti okudu:''Bazı şeyler hakkınızda hayırlı olduğu halde hoşunuza gitmeyebilir.''
[h=2]İsrail, İran'ı nükleer faaliyetlerden dolayı yine tehdit etti.[/h]
İsrail Meclisi Knesset açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in gündeminde yine İran'ın nükleer faaliyetleri vardı.İran'ın bölgeyi, dünya barışını ve İsrail'i tehdit ettiğini iddia eden İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres,"İran, sözleriyle değil yaptıklarıyla değerlendirilmeli. İran Avrupa'nın kalbini hatta Amerika'nın doğu kıyılarına kadar nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip uzun menzilli füze üretimini durdurmalı" dedi.
NETANYAHU: TARİHİ HATA OLUR
İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu da yaptırımlar nedeniyle İran ekonomisinin çökmenin eşiğinde olduğunu ileri sürdü."İsrail İran'ın nükleer silah edinmesine izin vermeyecek" diyen Başbakan Netanyahu, uluslararası topluluğa da "Şimdi yaptırımlar amacına ulaşmadan İran üzerindeki baskıyı azaltmak tarihi bir hata olacaktır" uyarısında bulundu.
[h=2]Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren hattındaki 9 durak belirlendi. İşte o duraklar;[/h]
Toplam 9 durak olacak YHT hattında yolcular, Ankara'dan İstanbul'a giderken sırasıyla Polatlı, Eskişehir, Bozüyük, Bilecik, Pamukova, Sapanca, İzmit ve Gebze'den geçerek Pendik'e varacak. Bu yolculuk 3 saat sürecek.İki il arasındaki yolculuğu 3 saate düşürecek 533 kilometrelik YHT hattı, vatandaşların daha ucuz fiyata Ankara-İstanbul arasında seyahat yapmalarına imkan sağlayacak. Ankara-Eskişehir hattının ardından Ankara-İstanbul hattının hizmete girmesiyle yolcu taşımacılığında yüzde 10 olan demiryolu payının yüzde 78'e çıkması öngörülüyor.Ankara-İstanbul YHT hattı, son durak Pendik'teki banliyö hattıyla Marmaray'a entegre edilecek. Böylece Avrupa'dan Asya'ya kesintisiz ulaşım sağlanacak.
UÇAKLA REKABET EDECEK
Ankara-İstanbul arasında YHT ile seyahatin, uçaktan daha çok tercih edilmesi bekleniyor. Zaman açısından havayoluyla ulaşımın avantajlarını sunacak YHT'ler, biletlerinin otobüs biletlerinden biraz pahalı, uçak biletlerinden ise ucuz olmasıyla uçaktan bir adım öne geçecek.Ankara-İstanbul arasında uçakla yolculuk yapan bir vatandaşın kalkıştan ortalama 45 dakika önce Esenboğa Havalimanı'na varması gerekiyor. Havalimanına seyahat toplu taşımayla yaklaşık 45 dakika sürerken, uçakla Sabiha Gökçen'e yapılan yolculuk sonrası havaalanından çıkış 1 saate ulaşabiliyor. Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Kadıköy'e ulaşımın ortalama 1 saat sürdüğü düşünüldüğünde uçakla Ankara'dan başlayan yolculuk ortalama 3-3,5 saate ulaşıyor. Ancak özellikle İstanbul trafiği ve öngörülemeyen uçak rötarlarının eklenmesiyle bu süre bazı seferlerde 4 saate yükselebiliyor.Ankara'dan İstanbul'a YHT ile ulaşım süresine bakıldığında ise başkentteki hafif raylı sisteme entegre Ankara Garı'na ulaşım, yaklaşık 20 dakika alıyor. Ankara'dan İstanbul'daki son YHT istasyonu Pendik'e ulaşımın 3 saat, Pendik'ten Kadıköy'e varışın ise banliyö ile yaklaşık 40 dakika sürmesi halinde YHT ile ulaşım toplamda 4 saati alacak.Sonuç olarak Ankara-İstanbul arasındaki mesafeyi kat etmede iki ulaşım türü arasında rekabet yaşanması öngörülüyor.
