14.06.2014 Haberler

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan ByTyFn
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

ByTyFn

Tayfun SÖYLEMEZ,
Kayıtlı Üye
Bilgi Girilmemiş
Katılım
2 Şub 2013
Mesajlar
8,051
Tepkime puanı
930
Puanları
0
Yaş
36
BDP-Alperen gerginliği: 1 polis yaralı


BDP-Alperen-gerginli%C4%9Fi.jpg






Bingöl’den, Diyarbakır’ın Lice İlçesi’ne gitmek isteyen Alperenler Ocakları üyeleri izin verilmeyince kente dönüp BDP binası önünde toplanınca ortalık karıştı. Çıkan olaylarda 1 polis memuru başına isabet eden taşla yaralandı.

Aralarında Alperen Ocakları Genel Başkanı Serkan Tüzün’ün de olduğu yaklaşık 100 kişilik grup, sık sık göstericilerin yol kestiği Diyarbakır’ın Lice İlçesi’ne gitmek için bugün öğlen saatlerinde Bingöl’den yola çıktı. Türk Bayrakları ile donattıkları araç konvoyu ile Lice’ye doğru yola çıkan Alperenler Ocakları üyelerinin önü Genç İlçesi’ne geçtikten sonra Jandarma ekipleri tarafından kesilerek daha ileriye gitmelerine izin verilmedi. Bunun üzerine Alperenler, Bingöl’e döndü.

Alperenler, Bingöl’e geldikten sonra Saat 16.30 sıralarında BDP’nin Dörtyol Mevkii Genç Caddesi üzerinde bulunan binası önünde protesto gösterisi yaptı. Burada binanın taşlandığı duyulunca çok sayıda partili de bina önüne gelerek PKK ve Abdullah Öcalan lehinde slogan atmaya başladı. Bu sırada bir el silah sesi duyuldu.

Olayların büyümesini engellemek için polis, Alperenler Ocakları üyelerini dağıtmak için müdahalede bulundu. Çıkan olaylar sırasında polis tazyikli su ve gaz bombası kullandı. İki grup arasında çatışma çıkmasına engel olmak isteyen polisler yoğun çaba harcarken, başına taş isabet eden bir polis hafif yaralandı.

Polis, Alperen Ocakları üyelerini bölgeden uzaklaştırırken, BDP’liler ise binalarına saldırıldığını belirterek bir süre protesto gösterisini sürdürdü. Polis gerginliğin hakim olduğu kentte yeni olay çıkmaması için yoğun güvenlik önlemi aldı.



http://www.theworldline.com/bdp-alperen-gerginligi-1-polis-yarali/
 
Obama’dan flaş açıklama

Obama1.jpg





ABD Başkanı Barack Obama, Amerikan askerlerini Irak’taki savaşa bir kez daha sokmayacağını söyledi.

Irak’a asker göndermeyeceklerini yineleyen Obama, diğer seçeneklerin ise masada olduğunu belirtti. Obama, Irak konusunda atacakları adımla ilgili karar sürecinin “günler” alabileceğini sözlerine ekledi.

ABD Başkanı Obama, Beyaz Saray bahçesinde yaptığı açıklamada, Irak Şam İslam Devleti’nin “bölgesel bir problem olduğunu ve uzun vadeli sorunlara neden olacağını” ifade etti.

Obama, Irak liderlerinin aralarındaki mezhepsel sorunların üstesinden gelmedikleri ve uzlaşmaya varmadıkları müddetçe ABD’nin herhangi bir askeri eyleminin sorunu çözmeyeceğini belirtti.

Obama, “Şunu açıkça belirtiyorum: Iraklıların, birlikte çalışmaya hazır olduklarına yönelik bize güvence verdiği siyasi bir planı olmadığı bir ortamda, ABD kendini bir askeri eylem içine sokmayacak” dedi.



http://www.theworldline.com/obamadan-flas-aciklama-2/
 
İsviçre’den Türkiye seyahati uyarısı

%C4%B0svi%C3%A7reden-T%C3%BCrkiye-seyahati-uyar%C4%B1s%C4%B1.jpg





İsviçre hükümetinden vatandaşlarına Türkiye uyarısı: “Türkiye’de terör saldırısına, kaçırılma tehdidine veya polisle halk çatışması sırasında oluşabilecek tehlikeli durumlara maruz kalabilirsiniz.

“İsviçre Dışişleri Bakanlığı her yıl turizm sezonu öncesi vatandaşlarının güvenliği için yaptığı seyahat uyarılarında bu yıl Türkiye’ye özel yer verdi. Bakanlık, yaptığı uyarıda, Türkiye’yi Mısır ve Tayland’la birlikte seyahati tehlikeli ülke statüsüne soktu.

Yayınlanan bildiride, adeta Türkiye’ye gitmeyin çağrısı yapılıyor. Bildiride, İsviçre vatandaşlarının Türkiye’de bulundukları süre içinde, kalabalık gruplardan uzak durmaları, terör ve kaçırılma riskine karşı uyanık olunmaları istendi. Bu durumların asla göz ardı edilmemesi gereği vurgulandı.

“Türkiye her ne kadar siyasi bakımdan istikrarlı gibi görünse de, terör ve halk gösterileri seyahat özgürlüğünü tehdit eder niteliktedir” denildi. İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde yaşanan halk ayaklanmalarında polisle karşı karşıya gelen halktan ölümler ve yaralanmalar olduğuna dikkat çekilen bildiride, bu gösterilerde turistlerin de zarar gördükleri özellikle vurgulandı. Turistik yörelerde de bombalı saldırılar olduğu iddia edilen bildiride, “seyahat şirketinizle işbirliği yapınız ve güvenlik tavsiyelerine uyunuz” denildi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu uyarısı

Dışişlerinin vurguladığı bir başka konu ise, doğa yürüyüşü için Türkiye’ye gidecek olanların dikkat etmeleri gereken konular oldu. Sınır bölgelerindeki -özellikle Yunanistan- mayınlı bölgelerde dikkatli olunması gerektiği bildirildi. Doğu ve Güneydoğu için ayrı bir başlık açılan bildiride, gidilmemesinin daha doğru olacağı şeklinde anlaşılabilecek ifadelere yer verildi.

Doğu ve Güneydoğu Bölgesi ile ilgili olarak şöyle denildi: “Her ne kadar, PKK ile barış süreci sürdürülmekteyse de, terör ve adam kaçırma olayları yoğun olmasa da devam etmektedir. Bu nedenle bu bölgeye yalnız veya küçük gruplar halinde kesinlikle gidilmemelidir. Mutlaka bölgeye gidilecekse, yerel otoritelerden sağlanacak güvenlik hizmeti devreye sokulmalı ve mutlaka kalabalık bir grupla gidilmelidir” denildi.

İsviçre Dışişleri Bakanlığı ayrıca vatandaşlarını, tarihi eserlerin hiçbir şekilde satın alınmaması ve uyuşturucu konusunda dikkatli olunması konusunda uyardı.

Turizmciler tepkili

Türkiye’ye çok sayıda turist götüren Kuoni ve Tui şirket yetkilileri, İsviçre Dışişleri’nin Türkiye uyarısının çok önemli olduğuna dikkat çektiler. Yetkililer, bu uyarının anlamının açık olduğunu, bu nedenle Türk turizminin bundan olumsuz yönde etkileneceğini söylemenin yanlış olmayacağını, Türkiye yerine bu yaz turizmden, İspanya, Yunanistan ve İtalya’nın yararlanacağını açıkladılar.

Sadece Türkiye’ye turist götüren şimdilik adlarının açıklanmasını istemeyen şirketler ise, İsviçre Dışişleri Bakanlığı’nın durumu abarttığını, turistik yörelerin hiçbir şekilde tehlikeli olmadığına dikkat çektiler. Yetkililer Türk Dışişleri Bakanlığı kanalıyla bildirinin değiştirilmesi için çabalarının sürdüğünü hatırlattılar.



http://www.theworldline.com/isvicreden-turkiye-seyahati-uyarisi/
 
İran’dan flaş açıklama

%C4%B0randan-fla%C5%9F-a%C3%A7%C4%B1klama.jpg







İran Dışişleri Bakanlığı, İran’ın IŞİD’e karşı savaşmak için Irak’a asker gönderdiğine dair ortaya konulan haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.


Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Irak Silahlı Kuvvetleri’nin güçlü bir şekilde teröristlerle savaşabildiğini kaydederek İran askerlerinin Irak’a girdiği iddialarının gerçek olmadığını belirtti.Yabancı bazı haber kaynakları, İran’ın, Irak güvenlik güçlerine destek olmak amacıyla bu ülkeye askeri birlik gönderdiğini iddia etmişti.


http://www.theworldline.com/irandan-flas-aciklama/
 
‘Türkiye basiretsiz politikalarının faturasını ödüyor’

Michael-L%C3%BCders.jpg






Alman Ortadoğu uzmanı Michael Lüders, Türkiye’nin bölgedeki basiretsiz politikalarının faturasını ödediği görüşünde.IŞİD tehlikesinin ise ABD’den önce Avrupa için bir tehdit olduğunu belirtiyor.

Irak Şam İslam Devleti örgütü IŞİD, Irak’ın önemli kentlerini kontrolü altına almayı sürdürüyor. IŞİD’in hedefi başkent Bağdat’ı ele geçirmek. Irak ordu birliklerinin, Saddam Hüseyin’in de memleketi olan Tikrit’i koruduğu bildiriliyor.

Ortadoğu uzmanı Michael Lüders, Irak ordusunun, yardım almadan IŞİD’i bertaraf edemeyeceğini belirtti. Irak ordusunun bir milyonun üzerinde silahlı askerle güçlü ancak disiplin ve motivasyondan yoksun olduğunu belirten Lüders, ordunun dini ve etnik orantılı temsiliyete göre kurulduğunu belirterek, Sünni askerlerin Sünni isyancılara ateş açmak için bir nedenleri olmadığını vurguladı.

‘Türkiye için büyük paradoks’

Michael Lüders, Irak’ın sadece kağıt üstünde devlet olduğu ve çöküşün çoktan başladığı görüşünde. IŞİD’in de Bağdat yönetimi için ölümcül darbe olacağını belirten Lüders, ülkedeki bölünmenin artık engellenemeyeceğini söyledi. El Maliki yönetiminin bunalmış ve çaresiz olduğunu ifade eden Lüders, Amerikalıların ve Türklerin gelecek hafta ve aylarda bölgedeki gelişmeleri izleyeceklerini belirtti. Ancak kendi içinde ülkenin güneydoğusunda Kürtlere karşı mücadele eden Türkiye’nin, Irak’taki Kürtlere destek olmak için asker göndermesinin de büyük bir paradoks olacağını belirtti.

Lüders, ABD’nin de Kürtlere destek vereceklerini açıkladıklarını, Irak’a bir askerî misyon ihtimalinin değerlendirme aşamasında olduğunu belirtti. Askerî müdahalenin krizi çözmeyeceğini söyleyen Ortadoğu uzmanı Lüders, ilk kez radikal İslamcı bir örgütün, sınırlar aşırı ilerleyip bölgeleri kontrolü altına aldığına dikkat çekti.

‘Yanlış politikaların faturası ödeniyor’

Peki, ABD’nin yıllarca Irak’ta sürdürdüğü askerî misyon boşuna mıydı? Michael Lüders, Irak’taki felakette Amerikalıların da payı olduğu ve Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra yaptıkları yanlışların faturasını ödediklerini söyledi. Lüders, askerî operasyonların o ülkelerin demokrasi altyapısının ya da ülkenin güçlenmesini sağlamadığını kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.

Michael Lüders, IŞİD terörünün ABD’ye henüz ulaşmayacağına dikkat çekiyor. Lüders, IŞİD’in öncelikle Suriye ve Irak’ta yerini sağlamlaştırmaya çalışacağına ve terör saldırıları düzenlemeleri durumunda düşman olarak görülen Batı ve dolayısıyla Avrupa’nın tehdit altında olacağına dikkat çekti.

Avrupa ülkeleri pasaportuna sahip olan çok sayıda IŞİD üyesinin, Suriye’de eğitim aldıktan sonra yeniden Avrupa’ya döndüklerine dair kanıtlar bulunduğunu belirten Lüders, bunun uzun süredir Avrupa güvenlik yetkilileri için önemli bir sorun olduğunu vurguladı. Ortadoğu uzmanı, halihazırda Türkiye sınırında yaşananların, Avrupa için olduğu kadar Türkiye için de sorun olduğunu belirtti.

‘Türkiye destek verdiğiyle düşman oldu’

Türkiye’nin bölgedeki basiretsiz politikalarının faturasını ödediğini belirten Lüders, Suriye’de Beşar Esad’a karşı destek verilen IŞİD ile Irak’ta düşman olunduğuna dikkat çekti.

Michael Lüders, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin, Şiileri bertaraf edecekleri umuduyla bölgede teröre destek verdiklerini belirtiyor. Suudi Arabistan’ın Şii İran’ı düşmanı ve kendisini de Sünnilerin koruma kalkanı olarak gördüğünü söyleyen Lüders, Suudilerin IŞİD tehlikesinin kendilerini de sarabileceğini unutmaması gerektiğini belirtti.

Peki, Batı bu durumda ne yapmalı? Michael Lüders, kısa süreli bir çözüm olacağı için askerî müdahale yapılmasına karşı. Lüders, bölgedeki güçler olan Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin IŞİD’e destek vermeyi kesmeleri için etkili olunması gerektiğini vurguladı. Ortadoğu uzmanı, eninde sonunda IŞİD’in bertaraf edileceğini ancak etkilerinin aylar ve yıllar süreceğini ifade etti.



http://www.theworldline.com/turkiye-basiretsiz-politikalarinin-faturasini-oduyor/
 
Bahçeli: Erdoğan sonuçsuz toplantılarla oyalanmasın

Devlet-Bah%C3%A7eli.jpg






MHP lideri Devlet Bahçeli, Musul’da Türk Konsolosluğu’nun basılmasına ilişkin açıklama yaptı.

MHP lideri Devlet Bahçeli, Musul’da Türk Konsolosluğu’nun basılmasına ilişkin yaptığı açıklamada; ”Başbakan Erdoğan sonuçsuz toplantılarla oyalanacağına, Ankara’dan Türkmeneli’ne Türk devletinin umudunu götürmeli, canileri imha edecek kudreti hemen şimdi harekete geçirmelidir” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Merkez Yönetim Kurulu ve İl Başkanları toplantısı sonrası yazılı bir açıklama yaptı.Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu ve İl Başkanları toplantısı, iki ayrı oturum halinde dün gerçekleştirildi. Toplantılar kapsamında Türkiye’nin önemli iç ve dış meseleleri ele alınarak, Cumhurbaşkanı Seçim süreci ile ilgili ve Irak’taki tehlikeli olaylar görüşüldü.

Toplantı sonrası yazılı bir açıklama yapan MHP lideri Devlet Bahçeli, Irak’ta IŞİD’in gerçekleştirildiği saldırıları değerlendirerek şunları kaydetti; “Vahşi terör örgütü Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) isimli şebeke; Irak Türkmenlerini can evinden vurmak, hayat ve varlık haklarını imha etmek için harekete geçmiştir. Allah korkusundan ve insan sevgisinden mahrum barbarlar Türkmenlerin ismet-i haremine musallat olmuşlardır. Her gün patlayan bombalarla ve sistematik şiddet eylemleriyle toplu ve kitlesel kıyıma maruz kalan soydaşlarımız vahim bir karanlığın içine sürüklenmiştir. Türkmenler ölüm tuzağına sokulmuş ve vahşet çemberine alınmıştır. Mesele çok ciddi olup kayıtsızlığa, ipe un seren duyarsızlığa hiç kimsenin tahammülü kalmamıştır. Türkmenler feryat ve figan etmekte, gözyaşları ve kayıplar her geçen gün sele dönüşmektedir.

Musul ve Selahaddin kentleri başta olmak üzere, Türkmenlerin yaşadığı birçok yerleşim birimi IŞİD militanları tarafından işgal edilmiştir.

Kerkük ise boşluktan istifade eden, çoktandır uygun zaman kollayan Peşmergenin eline geçmiş, sonuçta Türkmen coğrafyası iki ateş arasında kalmıştır. Görüldüğü kadarıyla Irak merkezi ordusu dağılmış, askerlerden üniformayı çıkaran kaçmış, Bağdat’a giden yollar adeta açılmış ve boşaltılmıştır. Irak’ın işgali esnasında sergilenen acizlik ve korkaklıklar bir kez daha tekrarlanmıştır. Bu gelişmeler karşısında Şii-Sünni gerilimi had safhaya ulaşmıştır. Şurası çok önemlidir ki; IŞİD’in Türkmeneli’ne yüklenmesi, Türkmen kanı üzerinden hesap yapması hem Irak’ın toprak bütünlüğüne hem de Türkiye’nin milli çıkarlarına düşmanca bir tutumdur. Irak Türkmenleri tarihin en büyük dram, acı ve zulmüyle karşı karşıyadır. Maliki yönetimi henüz tatmin ve teskin edici bir mücadele azmini ispatlayamamış, IŞİD istilasını önleyecek atılganlığı, stratejiyi ve yürekliliği gösterememiştir. Şeytani projelerin hizmetkârı olan bu cinayet örgütünün küresel güçlerin stratejik ve jeopolitik amaçları doğrultusunda maşa olarak kullanıldığı açıktır. IŞİD’i himaye eden güçler, silahlandırıp Türkmenlerin üzerine salan ve kışkırtan unsurlar Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmeyi kafasına koymuş sömürgeci zihniyetten başkası değildir. Amaç Ortadoğu haritasını, sürekli kan kaybeden Irak’ı odak yaparak yeniden çizmek; dağılmış, birbirine girmiş, sınırları husumetle kalınlaştırılmış bir coğrafyanın temelini atmaktır.”

“AKP HÜKÜMETİ IŞİD ÖRGÜTÜNE HADDİNİ BİLDİRMELİ”

Bahçeli, Türk Konsoloslığu’nun basılmasına ilişkin şunları kaydetti; “Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu basılmış ve aralarında diplomatlarımızın, çocukların, kadınların bulunduğu 49 kişi teröristlerce rehin alınmıştır. İŞİD, Başkonsolosluğumuza düzenlediği eylemiyle de Türkiye topraklarına alenen saldırmış ve kirletmiştir. PKK’nın yüz değiştirmiş hali olan bu kanlı örgütün, Türkiye’nin damarına bastığı, sinir uçlarıyla oynadığı, sabrını sınadığı ortadadır. Bu olan bitenlerin cevapsız bırakılması, teröristlerin elinde bulunan kardeşlerimizin kaderine terk edilmesi düşünülemeyecektir. AKP hükümeti, hiçbir bahaneye sığınmadan, Musul Başkonsolosluğumuzu cebren ve şiddetle ele geçiren IŞİD örgütüne haddini bildirmeli ve Türk vatandaşlarını çok acil kurtarmalıdır. Devlet olmaktan kaynaklan haklarımız her düzeyde ve her şekilde kullanılmalı, teröristlerin gayri meşru ve gayri ahlaki muameleleri en ağır ölçüde cezalandırılmalıdır. Tutsak alınan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kılına zarar gelmemesi amacıyla lazım gelen girişim ve tedbirler somut olarak hayata geçirilmelidir.”

“BU ÜLKE ÇOK KANLI BİR BÖLÜNMENİN SINIRINDADIR”

Irak’ın bölünmek üzere olduğunu kaydeden Bahçeli; “Irak sürekli tırmanan ve çok feci sonuçlar doğuracak etnik ve mezhep temelli parçalanmanın, bölgesel ve küresel çapta çok ağır badirelere yol açacak bir savaşın eşiğindedir. Bu ülke çok kanlı bir bölünmenin sınırındadır. IŞİD saldırısı Irak’ın pamuk ipliğine bağlı devlet ve toplum yapısını çok cepheli vurmuştur. Bu ülkenin üçe bölünme senaryo ve hazırlığı alenen gün yüzüne çıkmıştır. Uluslararası toplum azılı katillerden oluşan IŞİD’in alçakça sürdürdüğü, hayasızca, küstahça ilerlettiği saldırılarına duyarsız ve vicdansız durmamalıdır. Birleşmiş Milletler Teşkilatı aktif ve samimi bir şekilde elini taşın altına koymalı ve işgale müdahil olmalıdır” diye konuştu.

“TÜRK MİLLETİ BEDEL ÖDETECEK GÜÇTE VE KARARLILIKTADIR”

MHP lideri, hükümeti Musul ve Kerkük’ün geleceği konusunda duyarlı olmaya çağırarak; “Türkiye Cumhuriyeti için Ankara’nın kaderiyle Musul, Kerkük ve tüm Türkmeneli’nin kaderi bir ve aynıdır. Başbakan ve hükümeti Gazze’de gösterdiği hassasiyetin hiç değilse yarısını, hiç değilse bir bölümünü Türkmen kardeşlerimize ve Türkmeneli’ne tarihi ve kültürel bağlar gereğince ortaya koymalıdır. Türk milletinin IŞİD işgalini kıracak, IŞİD oyununu bozacak, teröristleri kovacak ve Irak’ın bütünlüğüne katkı verecek cesareti, heyecanı, inancı, kabiliyeti ve imkanı fazlasıyla mevcuttur. Hükümet, IŞİD komplosunu önleyemezse, bildik teslimiyetçiliğini bu konuda da tekrarlarsa felaket kapımızdadır. Hükümet hemen askeri müdahale seçeneği öncelikli olmak üzere, tüm tedbirleri hızla, sırasıyla ve etap etap planlamalı, arkasından da çekinmeden, korkmadan icra etmelidir. Türk milleti hükümetini yalnız ve desteksiz bırakmayacaktır. Çünkü ülkemizin ve aziz milletimizin bekası çok yüksek bir tehdidin gölgesindedir. Türkiye; milli güvenliğini, millet varlığını, bağımsızlığını doğrudan doğruya etkileyecek Türkmeneli’ndeki sıcak ve olumsuz gelişmelere üst perdeden ve misliyle karşılık vermelidir. Türkmenler IŞİD oldubittisine kurban verilmemeli, özellikle vatandaşlarımız pazarlık konusu yapılmamalıdır. Hükümet Türkmen katliamını seyretmemeli, milletimizin hak ve hukukunu teminat altına almalıdır. Unutulmasın ki, bugün Musul’a göz koyanlar, yarın Türk vatanının herhangi bir noktasında hak iddia edecek, dahası işgale teşebbüs edebilecektir. Irak’ın kuzeyinde gerçekleşen hadiseler milli vakar ve ruhla ele alınmalıdır. Türkmenler ölüyorsa, Türkmeneli’nin şeref, namus ve iffeti hedef alınıyorsa; buna kalkışanlar, buna yeltenenler, buna ortak olanlar kesinlikle cezasız bırakılmamalıdır. Musul, Kerkük, Süleymaniye ve diğer Türkmen yurtlarına silah çekip Türkmen topraklarını çiğneyenlere Türk milleti bedel ödetecek güçte ve kararlılıktadır. Başbakan ve hükümetinin önünde tarihi bir sorumluluk, tarihi bir görev durmaktadır. Başbakan Erdoğan sonuçsuz toplantılarla oyalanacağına, Ankara’dan Türkmeneli’ne Türk devletinin umudunu götürmeli, canileri imha edecek kudreti hemen şimdi harekete geçirmelidir” ifadelerini kullandı.

“ERDOĞAN, SİYASİ SORUMLULUĞUN İCABINI EKSİKSİZ YERİNE GETİRMELİDİR”

MHP lideri Bahçeli, partisinin konunun parti, ideoloji ve siyaset üstü olduğuna inandığını dile getirerek açıklamasını şöyle sonlandırdı; “Türkiye’nin etrafındaki terör kuşağı büyür ve yasa dışı silahlı örgütler zemin ve zaman kazanırsa Türkiye ülkesi ve milletiyle ateşe atılacaktır. Başbakan Erdoğan, yakın dost ve kardeşi Irak eski Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık el Haşimi gibi, Musul’un düşmesini IŞİD zaferi olarak görmüyorsa taşıdığı milli, ahlaki ve siyasi sorumluluğun icabını eksiksiz yerine getirmelidir. Aksi takdirde Türk milleti Başbakan ve hükümetini asla affetmeyecektir.”



http://www.theworldline.com/bahceli-erdogan-sonucsuz-toplantilarla-oyalanmasin/
 
Erdoğan: Başkonsolosumuzla görüştüm

Erdo%C4%9Fan8.jpg





Başbakan Erdoğan, IŞİD tarafından Musul’da rehin alınan Türk vatandaşlarıyla ilgili konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize’de toplu açılış töreninde konuştu.

Başbakan Erdoğan konuşmasında Musul’da IŞİD tarafından rehin tutulan Türk vatandaşlarına değindi.

”Önceliğimiz vatandaşlarımızın can güvenliği” diyen Başbakan, sabırla diplomatik yollarla işi yürütmeye çalıştıklarını söyledi.

Başbakan’ın hedefinde muhalefet partilerinin liderleri de vardı.

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:

“Irak’taki güvenlik sorunları nedeniyle başkonsolosluğumuzu IŞİD unsurları işgal etti, personelimizi alarak şehrin bir başka bölgesine götürdü. Başkonsolosluğumuzda 49 personelimiz ve bazı aile
fertleri bulunuyordu, orada TIR taşımacılığı yapan şoförlerimiz, fabrikalardan çalışan vatandaşlarımız var.

‘BAŞKONSOLOSUMUZLA GÖRÜŞMEM OLDU’

Bütün bunları yakın takipteyiz, başta şahsım, Dışişleri, Milli İstihbarat, silahlı kuvvetlerimiz takip ediyoruz, bire bir her an. Şahsen kendim olmak üzere başkonsolosumuzla görüşmem oldu. Bu personelimizin ve aile fertlerinin geri dönmeleri için girişimlerimiz devam ediyor.

‘ONLAR KURU SIKI ATIYOR’

Onları sağ salim evlerine ulaştırmak için ne gerekirse yapıyoruz. İnşallah hayırlı bir neticeyi buradan alacağız. Türkiye büyük bir ülkedir. Bu büyük ülkeye yakışır şekilde davranacak, soğukkanlı şekilde gerekli adımları atacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Şu anda birinci önceliğimiz Musul’daki vatandaşlarımızın can güvenliğidir. Bu yüzden muhalefet partileri gibi davranamayız. Çünkü onların sırtında yük küfesi yok. Onlar rahatlar. Onlar kuru sıkı atıyor. Diyoruz ki geç olsun ama hayırlı olsun. Sabırla, diplomatik yollarla yürüteceğiz.

‘CHP RANT DEVŞİRMEYE ÇALIŞIYOR’

CHP rant devşirmeye çalışıyor, küçük hesapların peşindeler. Biz zaten senin Ortadoğu’daki siyasetimizi kabul edeceğini bekleyemeyiz ki, böyle bir şey yok ki. Sen Beşşar Esed ile el elesin, biz ise karşı karşıyayız, aramızdaki fark bu. Sen katillerle el tutuyorsun, biz ise katillerle karşı karşıya duruyoruz farkımız bu. Biz mazlumların yanındayız, mağdurların yanındayız.

‘BU MİLLET SENİN YÜZÜNE TÜKÜRÜR’

Utanmadan, sıkılmadan şu Kılıçdaroğlu denilen adam ‘bayrağı’ diyor, ‘Erdoğan indirdi’ diyor. Bu millet senin yüzüne tükürür, tükürür. Sen bunu Erdoğan’a nasıl söylersin? Sen bir defa Hakkari’ye Türk bayrağıyla giren adam değilsin, sen Hakkari’ye PKK’nın gölgesinde giren adamsın. Biz Türk bayrağı ile teşkilatımızla her yerde varız. Sen önce aynaya bak. Kime neyi söylediğini bil.

’100′E YAKIN VATANDAŞIMIZ ŞU ANDA BUNLARIN ELİNDE’

Bahçeli çıkıyor ne diyor, ‘hemen asker müdahale etmeli, hemen orada gereken silahlı girişim neyse bunu da yapmalı.’ Bahçeli senin dünyadan haberin yok galiba, burada 100′e yakın vatandaşım şu anda bunların elinde. Onların başına bir şey geldiğinde bunu neyle izah edeceksin Biz şimdi tereyağından kıl çeker gibi acaba bunu başarabilir miyiz, bunun gayreti içerisindeyiz. Diyoruz ki; ‘geç olsun, ama inşallah hayırlı olsun.’ Onun için sabırla diplomatik yollarla bu işi yürütmenin gayreti içindeyiz. Biz sabırlıyız.

‘ATEŞLE OYNAMAYA BAŞLADILAR’

Türkiye’deki tüm kardeşlerimden bir ricam var. Lütfen, bu muhalefetin tahriklerine karşı son derece dikkatli olun. Zira artık ateşle oynamaya başladılar. Artık, en kutsal değerlerimizi dahi siyasi istismar, siyasi fırsatçılık malzemesi yapmaya başladılar. En kutsal değerlerimizi kullanarak, nefreti, öfkeyi, kutuplaştırmayı körüklemeye başladılar.

‘ÇÖZÜM SÜRECİ, TAVİZ VERME SÜRECİ OLMAMIŞTIR’

Çözüm Süreci, birilerinin iddia ettiği gibi bir boyun eğme, taviz verme süreci asla değildir, olmamıştır. Bunu böyle zannedenler varsa büyük yanılgı içindedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti hiç kimse karşısında boyun eğmez, hiç kimseye taviz vermez.

Biz, birliği, dirliği, kardeşliği daha da yüceltmenin peşindeyiz. Bu ülkeyi huzur ve emniyete kavuşturmak için ne yapmak gerekiyorsa sadece onu yaptık ve onu yapıyoruz. Ne yapıyorsak 77 milyon için, ülkemiz için yapıyoruz, bunu istismar etmeye, bunu şımarıkça fırsatcılığa çevirmeye çalışanlar da karşılarında bizi bulurlar. Onun için sağduyulu olacağız, ama vakur olacağız, büyük bir devlet, millete yakışan neyse onu yapacağız.”



http://www.theworldline.com/erdogan-baskonsolosumuzla-gorustum/
 
İşler’den 28′lik Bakan’a sert yanıt

Sebastian-Kurz.jpg






Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Türkiye Kamerun Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı’na katıldı.

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz’un Başbakan Erdoğan’ın Avusturya’ya gerçekleştireceği ziyarete ilişkin açıklamalarıyla ilgili, “Öncelikle nezaketsiz bir açıklama olduğunu, diplomatik kurullara çok uymadığını düşünüyorum. Başbakanımız nerede ne konuşacağına kendisi karar verir ve kimsenin onun ne konuşacağına karar verme yetkisi ve haddi bulunmamaktadır” dedi.

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Türkiye Kamerun Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı’na katıldı. İşler, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazeteci, Başbakan Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde Avusturya’ya yapacağı ziyareti hatırlatarak, “Bu ziyaret öncesinde Avusturya Dışişleri Bakanından açıklama geldi. Entegrasyonun önemli olduğunu söyledi. Burada Almanya’daki gibi bir konuşma olursa da Avusturya’da yaşayan Türklerin zararına olacağı yönünde bir açıklaması oldu. Bu açıklamayı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki sorusu üzerine İşler, “Bildiğiniz gibi bizim Avrupa’da yaşan milyonlarca insanımız var. Dolayısıyla zaman zaman orada yaşadıkları yerlerde ziyaret ediyoruz. Sayın Başbakanımız da geçmiş yıllarda biliyorsunuz çeşitli defalar ziyaretlerde bulundu. Oradaki Türk toplumuyla bir araya geldi. Kapalı toplantı salonlarında toplantılar yapıldı. Kalabalık insan topluluklarına hitap etme fırsatı buldu. En son bildiğiniz gibi Almanya’da bir ziyaret gerçekleştirdi. O zaman da Almanya’ya yapacağı ziyaret öncesinde de yine Alman bazı siyasetçiler tarafından da ziyaretle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Şimdi dün baktık Avusturya Dışişleri Bakanının da bir açıklaması olmuş. Eğer bu açıklamalar basına yansıdığı şekliyle doğruysa ki şu ana kadar bir yalanlama gelmemiştir. Öncelikle nezaketsiz bir açıklama olduğunu düşünüyorum. Diplomatik kurullara çok uymadığını düşünüyorum” dedi.

“BAŞBAKANIMIZ NEREDE NE KONUŞACAĞINA KENDİSİ KARAR VERİR”

“Sayın Başbakanımız dünyanın tanıdığı bir devlet adamıdır. 12 yıllık Başbakanlığı söz konusudur” diyen İşler, “Nerede, ne konuşacağına kendisi karar verir ve kimsenin onun ne konuşacağına karar verme yetkisi ve haddi bulunmamaktadır. Bunun bilinmesinde fayda görüyorum. Sayın Başbakanımız gittiği her yerde verilmesi gereken en doğru mesajı her zaman vermiştir. Bunun son örneğini de Almanya’ya gittiğinde vermiş olduğu mesajlardan görüyoruz. Bizler yurtdışında yaşayan kardeşlerimizin, Türklerin bulundukları ülkelerdeki biz onlara artık Avrupalı Türkler diyoruz. Hayata her alanda ciddi katılım sağlamaları için elimizden gelen desteği veriyoruz” şeklinde konuştu.

Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın 2010 yılında kurulduğunu hatırlatan İşler, “Zaten Yurtdışı Türkler Başkanlığı da orada sahipsiz olan bu Avrupalı Türklerin ve başka coğrafyadaki Türklerin ve soydaş akraba topluluklarının bir yerde abisi konumunda. Onlara yol gösterici konusunda vazife icra ediyor. Biz Yurtdışı Türkler Başkanlığı olarak da oradaki vatandaşlarımızın bulundukları topluma siyasi katılımları ekonomi hayata katılımları, sosyal hayata katılımları, kültürel alana katılımları konuları konusunda gerekli desteği veriyoruz. Orada yaşayan insanların bulundukları ülkedeki dillerini akıcı bir şekilde konuşmaları ama aynı zamanda Türkçe’yi unutmamaları gerektiği konusunu da ifade ediyoruz. Başbakanımızın Avusturya’da yapacağı konuşmalar da muhtemelen bu çerçevede olacaktır. İnşallah ziyaret gerçekleşirse de sayın Başbakanımızın orada bulunan Türk vatandaşlarımıza ne tür mesajlar vereceğini herkes görecektir” ifadelerini kullandı.



http://www.theworldline.com/islerden-28lik-bakana-sert-yanit/
 
Zirve sonrası 4 Bakan’dan Musul açıklaması

Davuto%C4%9Flu.jpg






Davutoğlu: 24 saat çalışacak bir kriz merkezi kuruyoruz. Irak’ta toplu bir tahliye düşüncesinde değiliz.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Musul Konsolosluğu’na yapılan baskına ilişkin, “24 saat çalışacak bakanlıklar arası kriz merkezi kuruyoruz” dedi.

Bakanlar Dışişleri Bakanlığı’ndaki toplantıdan sonra açıklama yaptı.

Davutoğlu, Musul başkonslosluğu baskınına ilişkin soruları yanıtladı…

Irak’taki araçlarımızı yakından takip edeceğiz.

Konsolos rehin şoförlerimizle her gün görüşüyor.

Her gün saat 13 ve 18′de bilgilendirme yapılacak.

Kriz masasının bilgilerine itibar edilmeli.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Musul başkonslosluğu baskınına ilişkin soruları yanıtladı…

Türkiye, Almanya’dan sonra en büyük ihracatı Irak’a yapıyor.

İlişkilerimiz devam edecektir. Musul’da faaliyet gösteren 4 firmamız var.

Enerji Bakanı Taner Yıldız, Musul başkonslosluğu baskınına ilişkin soruları yanıtlıyor…

İlişkilerimiz devam edecek. Irak ile enerji alanında önemli anlaşmalarımız bulunmaktadır.

Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan, Musul başkonslosluğu baskınına ilişkin soruları yanıtlıyor…

Irak’a yönelik yaklaşık 2 bin 500 kamyon ve TIR girişi var.

Irak’a tüm araçların giriş-çıkış kayıtları mevcut.



http://www.theworldline.com/zirve-sonrasi-4-bakandan-musul-aciklamasi/
 
Geri
Üst