Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Suriye’nin kimyasal silahlarının imha edilmesi için hazırlıklar sürüyor. Yaklaşık 560 ton zehirli gazın imha edilmesine Alman askerleri de yardım edecek. Alman Federal Meclisi’nde yapılan oylamada, Suriye’nin kimyasal silahlarının imha edilmesine Alman askerlerinin de destek vermesi oy çokluğu ile kabul edildi.
Silahsızlanma misyonu çerçevesinde, bir Alman fırkateyni 300 askerle birlikte Akdeniz’de kimyasal silahların imha edilmesine yardımcı olacak.Misyonun nisan ayının sonunda başlaması bekleniyor. Yaklaşık 560 ton zehirli gaz ABD’nin “Cape Ray” adlı özel bir gemisinde öncelikle zararsız hale getirilecek.Operasyona Almanya ile birlikte katılan diğer ülkeler de askeri destek verecek. Zararsız hale getirilen zehirli gaz atıkları daha sonra da çeşitli tesislerde imha edilecek.Meclisin kararının memnuniyetle karşılayan Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, bir silahsızlanma girişiminin gerçekleşmesine önemli katkıda bulunacaklarını ifade etti. Misyona bir Alman fırkateyninin yanı sıra iki ABD ve Belçika gemisi, ayrıca bir de Yunan denizaltısı katılacak.Alman Savunma Bakanlığı, misyona İtalya, İngiltere ve Türkiye’nin katılmasının gözden geçirildiğine dikkat çekti.Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, uluslararası baskıların sonucunda kimyasal silah fabrikalarının yıkılmasını ve zehirli gaz stoklarının da imha edilmesini kabul etmişti.
Mısır’da faaliyet gösteren Ensar Beyt el-Makdis örgütünün de ABD terör örgütleri listesine dahil edildiği bildirildi.
Ankara -ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İsrail çıkarlarını hedef alan ve Mısırlı yetkililer ile Kahire ve Sina yarımadasındaki turistlere yönelik saldırılar düzenleyen örgütün, “yabancı terör örgütü” kapsamına alındığı belirtildi. Açıklamada, Ensar Beyt el-Makdis’in El Kaide terör örgütüne sempati duyduğu ancak iki örgüt arasında resmi bağlantı bulunmadığı kaydedildi.ABD Dışişleri Bakanlığının aldığı karar, Ensar Beyt el-Makdis örgütünün ABD adli kurumlarının yetkisi altına giren bölgelerde olması muhtemel varlıklarının dondurulması ve ABD vatandaşlarının örgüte malzeme temin etmesinin yasaklanması anlamına geliyor.Mısır’da 2011 yılında kurulduktan sonra İsrail’in Eliat kenti ve Sina petrol boru hattına saldırılar düzenleyen örgüt, Mısırlı yetkililere suikast girişiminde bulundu. Örgüt ayrıca Sina’daki bir tur otobüsüne düzenlenen, 4 Koreli turistin hayatını kaybettiği saldırının da sorumluluğunu üstlenmişti.
TBMM’den Mısır’a ortak çağrı: ”İdam kararlarını uygulamayın”
Meclis’te grubu bulunan siyasi partiler, Kahire yönetimine geçtiğimiz haftalarda Müslüman Kardeşler üyeleri hakkında verilen idam kararlarını uygulamaması çağrısında bulundu.
TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler, Mısır yönetimine geçtiğimiz haftalarda Müslüman Kardeşler üyeleri hakkında verilen idam kararlarını uygulamaması çağrısında bulundu.Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ile Barış ve Demokrasi Partisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Mısır’da yaşanan gelişmeler “kaygı verici” olarak değerlendirildi ve TBMM’nin “kardeş” olarak nitelediği tüm Mısır halkının yanında olduğu vurgulandı.Siyasi gerekçelerle verilen idam cezalarının sadece Mısır halkının değil, bütün insanlığın vicdanını sızlatacağı uyarısında bulunulan ortak bildiride, olası infazların gerginlikleri artırabileceği ve intikam hissi yaratabileceği kaydedildi.Ortak bildiride, ”Mısır’da barış ve demokrasiye giden yolun, özgürlük ve insan haklarının büyümesinden geçtiği inancındayız. Dolayısıyla TBMM olarak amaç ve hedefimiz sadece kardeş Mısır halkı ile dayanışma halinde olduğumuzun altını çizmektir. Mısır’ın demokratik mücadelesine, umutlarına, hayallerine, istikbaline gölge düşürecek, insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınacak olan bu idam kararlarının uygulanmaması TBMM’de tecelli eden millet iradesinin ortak arzusudur” görüşüne yer verildi.529 idam kararı Mısır’da bir mahkeme, mart ayında aralarında üst düzey yöneticilerin de bulunduğu 529 Müslüman Kardeşler mensubu ya da destekçisi hakkında idam cezasına hükmetmişti.Başsavcılık ise bu kararın hemen ardından da 900′den fazla Müslüman Kardeşler üyesi hakkında iki ayrı ceza davası açmıştı.Mısır’da Muhammed Mursi yönetiminin devrilmesinden bu yana binlerce Müslüman Kardeşler destekçisi, aralarında şiddet olaylarına karışmanın da bulunduğu çeşitli suçlamalarla tutuklanmıştı.Ülkede verilen idam kararları BM, ABD ve AB’nin de aralarında bulunduğu ülke ve kurumlarca kınanmıştı.Türkiye’de ise hükümet kararlar konusunda sessiz kaldığı gerekçesiyle özellikle sosyal medyada yoğun eleştirilere hedef oluyor.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, Ukrayna’daki krizin ardından Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını, “Ocak ayında söyleseler inanmazdım. Beklenmedik bir gelişmeydi” sözleriyle değerlendirdi. Ankara’nın, Ukrayna’daki krize yaklaşımı karşısında, “Türkiye’nin tutumuna saygı duyuyoruz” diyen Karlov, öte yandan ülkesinin, “Türkiye, Karadeniz’deki bir Amerikan gemisi için Montrö anlaşmasını ihlal etti” tezini savundu.
Büyükelçi Karlov’a eleştiri emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş’tan geldi. Karakuş, “Türkiye imzalandığından bugüne Montrö’nün arkasındadır. Rusya Federasyonu huzurlu olabilir” dedi.Büyükelçi Karlov, bugün Atılım Üniversitesi’nde ilki düzenlenen “Diplomasi saati” etkinliğine konuk oldu. “Kırım, Kırım’da referandum ve Rusya’nın görüşleri” üzerine açıklamalarda bulunan Karlov, soruları da yanıtladı. Karlov, özetle şu mesajları verdi:
YANUKOVİÇ’İN YANLIŞLARI OLDU
“Ukrayna’da muhalefetin anlaşmaya göre talepleri karşılanmıştı ancak yetinmedi ve Yanukoviç’e karşı darbe yaptı. Rusya olarak şunu söyleyebiliriz, Yanukoviç görevi süresince çok yanlış yaptı ve Ukrayna’daki durumdan sorumludur. Ancak Ukrayna anayasasında seçilmiş devlet başkanını uzaklaştırmak sadece 3 sebeple mümkün. Birinci gerekçe kendisinin istifa yazısı, ikinci sebep devlet başkanının vefatı üçüncü ise yasal görevden uzaklaştırılma sebebinin başlatılması. Ukrayna’da üçüncü sebep kullanılmadı. Yanukoviç anayasaya aykırı bir şekilde iktidardan uzaklaştırıldı ve darbe gerçekleştirildi.
TALEPLERİ GÖRMEZDEN GELDİ
Ukrayna’daki olayların ardından Kırım dahil olmak üzere ülkenin doğu ve güney bölgelerinde Ukrayna’nın federasyon olması talepleri başladı. Talepler görmezlikten gelindi. Bu bölgelerde baskıları arttırmaya başladılar. Yeni koşullar kapsamında Kırım makamları halkına ‘Siz Ukrayna’da mı kalmak istiyorsunuz yoksa ayrılıp Rusya’ya mı katılmak istiyorsunuz’ sorusunu yönelttiler. Kırım tatarlarının yüzde 38’i referanduma katılmış değerlendirmemelerimize göre. Türk basınında yüzde bir gibi bir rakam yansıtıldı. Kendi haklarını korumak için halk doğuda mücadeleye devam ediyor. Rusya federasyonu olarak, Ukrayna’yı parçalamak istemiyoruz. Kiev’deki makamlar bu talepleri duysunlar. Kiev kendi halkının tapelerini duyarsa eminim ki Ukrayna şuanda olan sınırları içinde kalmaya devam edecektir.
SAYGI DUYUYORUZ
Ukrayna krizindeki pozisyonu itibarıyla Türkiye, NATO ve AB ülkelerine benzeyen ortak bir tutum benimsedi. Türkiye’nin bu tutumuna da diğer tutumlarına olduğu gibi saygı duyuyoruz. Konulardaki farklılıklarımız, başta ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesine olumsuz katkı yaratmıyor.
MONTRÖ İHLAL EDİLDİ
Karadeniz’de bulunan bir Amerikan askeri gemisi söz konusu. Montrö sözleşmesine göre Karadeniz kıyısı ülkesi olmayan askeri gemiler sadece belli süre zarfında Karadeniz’de kalabilirler. Bu kural bu defa ihlal edildi.
ENDİŞE DUYUYORUZ
ABD’nin Balkanlar’daki NATO üstlerine takviye yapması konusunda tepkimiz olumsuzdur. Biliyoruz ki NATO’nun bazı birliklerinde güç artırımı söz konusu oldu. Hava kuvvetlerinde Polonya’ya bazı uçaklar gönderildi. Kuşku ve endişe duyuyoruz. Çünkü sınırlarımıza yakın. Ulusal menfaatlerimizin zedelenmesine yol açmayacağız ve yapılabilecekleri düşüneceğiz. Rusya NATO arasında uzlaşmazlıklar varsa masada görüşelim NATO tam tersi olarak dün diyalogları dondurdu. Artık diplomatlarımız Brüksel’de NATO’nun merkezine giremiyor.
RUSYA HUZURLU OLSUN
Konferansa katılan isimler arasında emekli Korgeneral Karakuş da yer aldı. Büyükelçi Karlov’un Montrö açıklamasını dinleyen Karakuş daha sonra söz alarak şu eleştiride bulundu:
“Montrö’nün ihlal edildiğine katılmıyorum. Karadeniz’le kıyıdaş olmayan ülkeler 15 bin tona ve 9 gemiye kadar 21 gün önceden bildirmek halinde kalabilir. ABD gemisi arızasını beyan etmiştir. O şekilde kalmıştır. Türkiye, Montrö imzalandığından bugüne kadar Montrö’nün arkasındadır. Rusya Federasyonu huzurlu olabilir.”
Rusya medyası, 32 gündür kayıp Malezya Havayolları’na ait yolcu uçağının kaçırıldığı ve rehinelerin Pakistan’da yerin altında tutulduğunu ileri sürdü.
Rusya medyası, 32 gündür kayıp Malezya Havayolları’na ait yolcu uçağının kaçırıldığı ve rehinelerin Pakistan’da yerin altında tutulduğunu ileri sürdü.Rusya’nın Sesi radyosunun haberine göre, Rusya istihbarat servisinden otorite sahibi bir kaynak, “Moskovskiy Komsomolets” gazetesine demecinde, Malezya Havayolları’na ait Boeing 777 tipi yolcu uçağının ‘’Hiç’’ lakaplı bir adam tarafından kaçırıldığını iddia etti. Diğer bazı ülkelerin istihbaratlarının da aynı görüşte olduğunu belirtti.
REHİNELER YERALTINDA İDDİASI
Radyonun haberinde, adının açıklanmasını istemeyen aynı kaynak, Boeing pilotlarını, iÇinde toplam 239 kişinin bulunduğu Malaysia Airlines (Malezya Havayoları) şirketine ait MH-370 sefer sayılı uçağı kaçırmaya zorlayan kişinin adının Hiç (lakap) olduğunu, suç ortakları hakkında henüz hiçbir şey bilinmediğini iddia etti. Söz konusu kaynak, “Boeing-777’de bulunan 20 Asyalı özel uzman daha mart ayında Pakistan’daki yeraltı sığınaklardan birine götürüldü. Uzman rehineler arasında bir Japon var. Uçak yolcuları hâli hazırda sağ salim ve Afganistan’ın Kandahar şehrinin güneydoğusunda dağlık bir bölgede bulunuyorlar. Bazı ülkelerin istihbaratları da aynı görüşte.’’ dedi.Uçağın kaçırıldığına yönelik iddialar daha önce de gündeme gelmiş ve uçağın İran’da olabileceği ileri sürülmüştü.8 Mart’ta Kuala Lumpur’dan Pekin’e giderken radardan kaybolan ve 32 gündür haber alınamayan Malezya Havayolları’na ait MH370 sefer sayılı uçağını arama çalışmaları sürüyor. Ancak tüm arama çalışmalarına rağmen uçağın enkazı yada kara kutusuna ait net bir bulgu bulunmuş değil. Son olarak Çin ve Avustralya, uçağın kara kutusuna ait olabileceği düşünülen sinyal aldıklarını açıklamış ancak bunların da teyide muhtaç olduğu belirtildi.Uçağa ait kara kutunun pilinin bir ay süreyle sinyal verebildiği ancak bu sürenin bittiği, dolayısıyla uçağın kara kutusunu bulma umutlarının çok az olduğu ifade ediliyor.Son olarak ise Avustralya devriye uçaklarının, Hint Okyanusu’nun güneyinde, Avustralya’nın batısındaki deniz yüzeyinde 75 bin kilometrekarelik alanda birçok cismi fark ettiği açıklandı.
Arama çalışmalarına katılan Avusturalya gemisinin, kaybolan uçağın enkazıyla ilgili denizin dibinden 2 sinyal aldığı bildirildi.
Kuala Lumpur-Pekin seferini yaparken 239 kişi ile 8 Mart Cumartesi ortadan kaybolan Malezya Havayollarına ait MH370 sefer sayılı uçağı Güney Hint Okyanusu’nda arama çalışmalarına katılan Avustralya’nın Okyanus Kalkanı isimli arama gemisi okyanus dibinden 2 sinyal daha aldığını duyurdu.Güney Hint Okyanusu’nda devam eden arama çalışmalarına liderlik yapan eski Avustralya Hava Kuvvetleri Komutanı Angus Houston, Avustralya gemisi Okyanus Kalkanının 8 Nisan Salı öğleden sonra ve akşam olmak üzere 2 sinyal daha aldığını, bu yüzden arama alanının sinyallerin alındığı bölgeye kaydırılarak, arama alanının 75 bin metrekarelik alana düşürülerek devam ettiğini belirtti.Kayıp Malezya uçağını doğru alanda aradıklarından emin olduğunu vurgulayan Angus Houston “Doğru alanda aradığımızı düşünüyorum fakat birileri gözleriyle enkazı görene kadar hiçbir şeyi onaylamak için hazır değilim’ dedi.Okyanus Kalkanı isimli arama gemisinin daha fazla sinyal alması durumunda sinyalin nereden geldiğini belirleyebileceğine vurgu yapan Houston, arama alanının daraltılmasından sonra birkaç gün içinde kayıp uçakla ilgili bir şey bulmayı umduklarını ifade etti.Alınan sinyallerin aram çalışmalarını sürdüren ekibi doğru alana yönelebilmeleri için yardımcı olduğunu da aktaran Houston, okyanus tabanına biriken çok kalın alüvyondan dolayı dipte yapılacak aramanın da çok zor olacağını açıkladı.Çin’den yapılan açıklamada arama çalışmalarına katılan uçakların muhtemel kara kutu sinyallerinin alındığı bölgede okyanus üzerinde yüzen bazı parçalar tespit ettiği duyuruldu. Ancak parçaların kayıp uçak ile ilgisinin olup olmadığı henüz bilinmiyor.