Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
[h=2]Özgür Suriye Ordusu'nu kuran isimlerden Albay Riyad El Esad, "El Kaide, PYD'den çok bizimle savaşıyor. Bir merminin bedeli 4 dolar. Silah tüccarları Suriye'de pazar kurdu. Bu savaş bitmez" dedi.[/h]
BAAS rejimine karşı Suriye ordusundan ayrılarak Özgür Suriye Ordusunu kuran askerlerden Albay Riyad El Esad uğradığı bombalı suikasttan sonra ilk kez STAR'a konuştu.Mart ayında bombalı suikast sonucu bacağını kaybeden ve hakkında sürekli 'öldürüldü' iddiaları ortaya atılan Esad Türkiye'deki tedavisinin ardından yeniden sağlığına kavuştu ancak sağ bacağını diz kapağı üzerinden kaybetti. Şimdi protez bacakla yaşamına devam eden Albay Riyad olası bir suikast girişimine karşı oldukça sıkı bir şekilde korunuyor. İşte Albay Riyad'ın çarpıcı açıklamaları:
ÖNCE PARA SONRA TALİMAT
Zafere yaklaşmıştık. Bunu gören uluslararası güçler dışarıdan müdahale ederek Esad'a ciddi yardım ettiler. Devrimin başarısızlığı için yoğun çaba sarf ettiler. Bir yandan siyasi arenada oynanan oyunlar ve bunun için yapılan yüklü ödemeler, öte yandan dışarıdan getirilen ve burada devşirilen karanlık gruplar oluşturuldu. Bu süreçte bu gruplara önce para geldi sonrasında ise talimatlar. Bu şekilde gruplar parçalandı. Çünkü parayı alan talimatı da almak zorunda. Bu şekilde devrimi satanlar oldu. Devrimin bu kadar uzamasının nedeni budur. El Kaide, PYD'den çok bizimle çatıştı. Devrimi çalanlardan birisi de El Kaide.
İÇİMİZDE KÖSTEBEKLER VAR
Bana yönelik bombalı suikastın sorumlularını araştırıyoruz. Arabanın altına bomba yerleştirilmişti. İçimizde rejime bilgi sızdıranlar var. Suriye'de bana suikast düzenlenmeden 9 saat önce Suriye Ulusal Konseyinde üst düzey bir zat benim bombalı suikastla öldürüldüğümü söylüyor. Bu çok önemli bir şey. Bunca mazlumun kanı akarken başka hesaplar yapanlar hiç bir zaman affedilmeyecekler. İran ve Hizbullah ise ilk günden beri Esed'in yanında. Savaşın koordinasyonu bizzat İranlı komutanlar tarafından yapılıyor. Bir çok bölgede kazandığımız yerleri İran geri aldı. Binlerce paralı keskin nişancı direnişe karşı savaşıyor. Suriye uluslararası güçlerin oyun alanına dönüştü.
BÜYÜK SİLAH TİCARETİ YAPILIYOR
Suriye'de silah ticareti yapanlar kaosu derinleştiriyor. Çatışma ortamını ve muhalif grupları birbirine kırdırmaya çalışıyor. Silah tüccarlarının tek derdi para kazanmak. Bazı devletler bazı gruplar üzerinden büyük bir silah ticareti yaptırıyor. Merminin tanesi 4 dolardan satılıyor. Hedef özgürlük değil tek amaç para. Ülke büyük bir kaosa sürükleniyor. Bu savaş bitmez. Ülkesinin özgürlüğü için canlarını mallarını feda eden on binlerce Suriyeli silah tüccarlarının kirli ticaretine kurban edildi.
KİMYASAL SİLAHLAR EKİPMAN GEREKTİRİR
El Kaide ile PYD'nin başından beri rejime çalıştığını belirten Albay Riyad, "İkisinin yaptığı tek şey direnişe karşı savaşmak ve rejimin işini kolaylaştıran işler yapmak. ÖSO'nun elinde kimyasal olduğu iddialar çok komik şeyler. Kimyasal barındırmak taşımak kontrol etmek için özel bir sistem ve ekipman gerektirir. Biz ABD'nin samimi olmadığını biliyoruz. Amerika, İsrail ve İran'ın menfaatleri rejimin kalmasını gerektiriyor. İran ve ABD Esad rejiminin devamı için anlaştı" dedi.
SURİYE'DEKİ GERÇEĞİ TEK ERDOĞAN GÖRDÜ
ABD'DEN hiç bir zaman umutlu olmadıklarını belirten Riyad El Esad, "Türkiye samimi bir şekilde mazlum Suriye halkına sahip çıktı. Başbakan Erdoğan bir tek Suriye halkının değil, Filistin, Somali halkının da ve daha nice mazlum halkın yanında olmuştur. Uluslararası camia Suriye'nin geleceğine karanlık perde açtı. Suriye halkını derin bir kaosa ittiler. Esad gitmezse kaos derinleşecek. Irak'tan daha kronik bir ateş çukurunda can çekişecek" dedi.
[h=2]Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kendisine yönelik kullandığı ifadeler nedeniyle, CHP Tunceli Milletvekili Genç'e açtığı davada, 20 bin lira tazminat kazandı.[/h]
Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in avukatı Ali Özkaya ile davalı Kamer Genç katıldı.
20 BİN TL ÖDEYECEK
Duruşmada söz alan Kamer Genç, hakaret kastının bulunmadığını,Bakan Şahin'in kendisine hakaret ettiğini öne sürerek, davanın reddedilmesini istedi. Genç,Bakan Şahin'e açtığı karşı davanın kabul edilmesi talebinde bulundu. Duruşmaya son veren Hakim Ahmet Arslan, Genç'in, Bakan Şahin'e 20 bin lira manevi tazminat ödemesinehükmetti. Arslan, Genç'in açtığı karşı davayı ise reddetti.
Dava dilekçesinde, Kamer Genç'in, TBMM Genel Kurulu'ndaki"Acaba Atatürk bu Cumhuriyeti kurmasaydı, siz şimdi hangi devletin vatandaşıydınız ve o makamda oturacak mıydınız? Eğer zaten otursaydınız hangi tarikat mensubu bir kitlenin, bilmem kaçıncı hanımı durumuna düşerdiniz?"sözlerine yer verilerek, 100 bin lira manevi tazminat talep edilmişti.
[h=2]CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, 2007'de seçildiği günden beri sekreterliğini yapan Y.M.'nin bu süre zarfında maaş hesabından küçük küçük meblağlarla kendisinden habersiz yaklaşık 174 bin TL aldığını iddia etti.[/h]
Hesaplarında eksik olduğunu farkeden CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek hesaplarında eksik olduğunu tespit edince sekreterinden şüphelendi, araştırma yaptı. Dibek detaylı bir araştırmanın ardından hesabında 174 bin liranın eksik olduğunu tespit etti.Habertürk'te yer alan habere göre; Dibek, önce sekreterinden parayı istedi. Sekretere, 'Emekli ol, tazminatını al, aracını sat, bu parayı öde. Olay ortaya dökülmeden konuyu kapatalım' teklifini götürdü. Sekreter kabul etmeyince milletvekili savcılığa suç duyurusunda bulundu.22 yıllık sekreter Y.M.'nin böyle bir şey yapacağına ihtimal vermeyen yöneticileri milletvekili istediği için sekreteri Meclis'ten eski kurumuna gönderdi. Savcının iddianamesi ortaya çıktıktan sonra açıklama yapacağını söyledi.
HABERSİZ İMKANSIZ
Sekreter Y.M. dava sürecinde kendisine zarar verebileceği gerekçesiyle açıklama yapmaktan kaçındı. Ancak Meclis yetkilileri, Y.M'nin, "İddialar kesinlikle doğru değil. Birçok milletvekili gibi benim baktığım milletvekili de hesabıyla ilgili yetkileri bana vermişti. Bütün işlemleri bilgisi dahilinde yaptım. Zaten haftalık döküm veriyordum. Ondan habersiz para çekmem mümkün değil" diyerek kendisini savunduğunu bildirdi.
SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
Meclis bürokrasisi ise bu davanın sonucu merakla bekliyor. Çünkü Meclis'te milletvekilleri büyük oranda bankaya dilekçe veren sekreterlerine maaş hesaplarını kullanma yetkisi veriyor. Borçları, alacakları, ödemeleri sekreterler takip ediyor. Bankalar da sekreterlerle çalışıyor. Davanın seyrine göre Meclis yönetimi de yeni önlemler almak durumunda kalacak.
AYDA 2 BİN 200 TL
Milletvekilinin çıkardığı hesaba göre sekreterin 174 bin lirayı hesaptan farkettirmeden çekebilmesi için her ay ortalama 2 bin 200 TL civarında para çekmesi gerekiyor. Sekreter, "İddialar doğru değil" diyerek kendini savundu. Meclis bürokrasisi ise maaşlarını sekreterlere teslim eden milletvekilleriyle ilgili önlem almak için yargı sürecinin sonucunu beklemeye başladı.
[h=2]The Washington Post gazetesi, Obama yönetimini sert bir dille eleştirdi.[/h]
ABD'nin saygın gazetelerinden The Washington Post, bugünkü başyazısında ABD'nin Mısır politikasını eleştirerek Obama yönetiminin, Mısır'da geçici hükümet "demokrasiyi kucaklıyormuş numarası" yapmayı bırakması gerektiği yorumunda bulundu.İnsan hakları ve özgürlükleri izleme kuruluşu Freedom House'ın raporunda "Mısır'da 3 Temmuz darbesinden bu yana demokrasi yolunda neredeyse hiçbir kayda değer ilerleme olmadı" şeklinde bir tespite yer verdiğine işaret eden gazete, son Mısır ziyareti sırasında "Bizim algımıza göre, yol haritası uygulanmakta" diyen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin konuyu böyle görmediğini belirtti.
Yazıda özetle şunlar kaydedildi:
"Kerry'nin algılayamadığı şey nedir? Mısır'ın demokrasiye doğru yol aldığı hükmünde bulunmak, son seçilmiş lideri ile binlerce destekçisinin şu anda çok bariz şekilde adil olmayan yargılamalara maruz kalan siyasi tutuklular haline geldikleri gerçeğini görmezlikten gelmektir. Muhalif medyanın kapatıldığı ve kalanların da rejimin yıllardır görülmedik düzeydesıkı kontrolü altında olduğu gerçeğine göz yummaktır. Ordunun anayasayı suiistimal ettiğini ve eski cumhurbaşkanlığı adayları Muhammed el Baradey ve Eymen Nur gibi önde gelen laik liberal politikacıların ülke dışına çıkarılmasını atlamaktadır.Adil olmak gerekirse, Kerry sadece, Eylül ayında yönetiminin bundan böyle Ortadoğu'da sadece dar bir 'ana çıkarlar' dizisini savunacağını ilan eden Başkan Barack Obama'nın kurduğu politikayı takip ediyor. Petrol akışı listede, ama demokrasinin savunulması ise değil."Obama yönetiminin, Mısır güvenlik güçlerinin sivil protestoculara yönelik katliamından sonra, kendini Mısır'a yönelik askeri yardımların bir kısmını askıya almak zorunda hissettiğini ve bunu isteksizce yaptığını savunan gazete, Kerry'nin de Mısır'daki geçici hükümetle tüm bağları tekrar düzeltebilmeyi amaçladıklarını açıkça ortaya koyduğunu belirtti.Kerry'nin konuşmasında "özür diler" gibi göründüğü görüşünün dile getirildiği yazıda, Kerry'nin "çok küçük bir mesele olan yardımlar konusunda" çok az zaman harcadıklarını söylediğine ve görüşmelerinde de Mursi davasını gündeme getirmediği bilgisinin verildiğine dikkat çekildi.Yazıda, "Mesaj yeteri kadar net: Obama yönetimi (MIsır Savunma Bakanı) General Sisi'nin inşa etmekte olduğu yeni otokrasiyi kabul edecek ve onunla iş yapacak. Eğer öyleyse, neden bunun hakkında dürüst olunmuyor? Kerry'nin, (Mısır'daki) rejimin boş demokrasi vaatlerini benimsemesi, sadece gülünç görünmesine neden oluyor" yorumu yapıldı.Mursi'nin yargılanmasıyla ilgili Amerikan medyasında yer alan haberlerde de genel anlamda daha çok Mursi'nin beyaz mahkum kıyafetini giymesi reddetmesi ve mahkemenin meşruluğunu sorgulayan çıkışlarda bulunması gibi ayrıntılar yer aldı.Christian Science Monitor, Mursi davasının Mısır ordusuyla İslamcılar arasında yeni bir "muharebe alanı" açtığına yönelik yorumda bulundu.Fox News'ın haberinde ise Mursi davasının başlamasıyla birlikte Mısır'daki ABD karşıtı duyarlılığın giderek daha da arttığı savunularak, Washington'ın hem Mursi taraftarları hem de Mursi karşıtları dahil olmak üzere Mısır siyasetindeki iki tarafı da kaybettiği yorumunda bulunuldu.Los Angeles Times da Mursi davasına "kaos ve yaygaraların" damga vurduğunu yazarken, Mısır'da ordu destekli hükümetin Mursi ve Müslüman Kardeşler'i "dize getirmek" için uzun bir mücadeleyle yüz yüze kalabileceği yorumunu yaptı.
[h=2]MANİSA'nın Turgutlu İlçesi başta olmak üzere Şanlıurfa, Bursa ve İstanbul'da eş zamanlı operasyon düzenlendi.[/h]
MANİSA'nın Turgutlu İlçesi başta olmak üzere Şanlıurfa, Bursa ve İstanbul'da eş zamanlıdüzenlenen operasyonda internet üzerinden sahte siteler kurarak dolandırıcılık yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınıp tutuklanan 5 kişinin yakalanma anı polis kameralarınca da saniye saniye kaydedildi.Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı doğrultusunda Manisa'nın Turgutlu İlçesi, Şanlıurfa, Bursa ve İstanbul'da geçen 31 Ekim'de belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenlendi. Erken saatlerde düzenlenen operasyonda internet üzerinden dolandırıcılık yaptıkları ileri sürülen toplam 9 kişi gözaltına alındı. İnternette cep telefonlarına para yüklemesi yapılan sahte bir site kurup, bu yolla kredi kartı bilgilerini ele geçirdikleri kişilerin kart bilgilerini alışverişte kullanıp, milyonlarca liralık dolandırıcılık yaptıkları belirtilen şüphelilerden 4'ü ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Adliyeye sevk edilen 5 kişi ise çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
OPERASYON KAMERADA
Bu arada şüphelilerin Turgutlu İlçesi'ndeki evlerinde yapılan operasyonun polis kamerası tarafından görüntülendiği ortaya çıktı. Manisa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, Özel Harekat Şube Müdürlüğü, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü ve Turgutlu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinden oluşan 150 polisin nefes kesen operasyonu görüntülere yansıdı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramada çok sayıda dijital malzemeler ve bir televizyon ele geçirildi.
- Bir çok şikayetlerin olduğu; aynı daireyi kız-erkek paylaşımı noktasında ciddi şikayetler var. Bu konuyu sizlerin takdirine bırakıyorum ve muhafazakar demokrat bir iktidar olarak da ne gibi düzenleme yapılabilir, bunun psikolojik; sosyolojik neticeleri nedir ne değildir bu çalışmaları yapıp bu şikayetleri değerlendireceğiz. Kişilerin müstakil evlerinde farklı bir kız farklı bir genç ile kalması ne denli uygun olabilir? Siz uygun buluyorsanız size hayırlı olsun' dedi.
AZİZ YILDIRIM KONUSU
- Kulüplerle ilgili bir açıklama yapmam doğru değildir. Fenerbahçe kulübü kararını bu yönde vermiştir, biz hayırlı olsun diyoruz. Zaten 1- 1,5 yıl içinde bu vaatlerin gerçekliği belli olur.
AB MÜZAKEREELERİ
- (AB'ye üyelik müzakere sürecinin hızlanmasını) Bekliyoruz. Hatta, açılıp kapanmayan fasıllarla ilgili girişimlerimiz var. Temenni ederiz ki açılıp da kapanmayan bu fasıllar da kapanma sürecine girer.
KABİNE REVİZYONU
- Erdoğan, kabinede revizyon yapılıp yapılmayacağı ile ilgili soruyu da, "Şu an böyle bir düşünce söz konusu değil. Eğer olması gerektiği takdirde bakan arkadaşlarımız da verilen göreve gitmek durumundadır. O zaman o arkadaşlarımızın yerine değişiklik yapmak gerekir" diye yanıtladı.
Kaynak: Haber7
Türk Hava Yolları (THY) 60 milyon TL harcama yaparak servis malzeme ve ekipmanlarını tümüyle değiştirdi.
Yeni konsept için tabaklar, bardaklar, tepsiler gibi 16 milyon parçalık ekipman seti değiştirildi. Bunun için 120 TIR malzeme getirildi. Hamsili pilav, iskender, semaverde çay gibi yeniliklerin olduğu konseptte mum ışığında servis de yapılacak.Turkısh DO&CO'nun THY business, comfort ve ekonomi sınıfları için hazırladığı yeni ürünleri tanıttı. Kuru fasulye, hamsi tava, pide, iskender, döner, levrek sarma, dil balığından şiş, tavuk sote, hamsili pilavın yer aldığı yemekler yolcularla buluşacak. Ayrıca Türk mutfağının yanındaUzakdoğu ve Avrupa mutfaklarından da yemekler yer alacak. Türk kültürünü yansıtan, modernve sade bir tasarımla sunulan yeni konsept bugünden itibaren New York, Guangzhou, Jakarta, Capetown, Buenos Aires, Sao Paolo, Hong Kong, Washington DC, Seul, Johannesburg, Osaka, Kuala Lumpur, Los Angeles, Tokyo, Şikago, Pekin, Şangay, Saygon, Singapur, Toronto, Houston seferlerinde sunum yapılmaya başlandı.
KONSEPTİN SÜRPRİZİ HAMSİLİ PİLAV
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, yemekler içinde bir sürprizleri olduğunu belirterek, direk hamsili pilavın yanına gitti. Konuklarına "Artık bunu yiyeceğiz" diyen Topcu, yolculara sürpriz yaptıklarını ifade etti.Avrupa'nın en iyi havayolu şirketi, en iyi ikram veren şirketi gibi birçok alanda önemli başarılarelde ettiklerini ifade eden Topçu, "Bu başarıyı yakalarken THY büyürken başarıyı yakaladı. Ortalama yüzde 20 büyüyen son yılda yüzde 25 büyümeyi hedefleyen, yolcu sayısını 10 milyondan 40 milyona gelmeyi hedefliyor. Bu yıl 40 milyonu geçeceğiz. Bu büyümenin neticesinde kaliteyi hiçbir şekilde aksatmadan yoluna devam ediyor. THY'nin artık bir başka havayolunu taklit etme dönemi bitti. Artık biz kendi konseptimizi oluşturuyoruz ve bu müşterimemnuniyetini yukarı çekme açısından kendi argemizde, mutfağımızda geliştirdiğimiz yemekleri yolcularımıza sunuyoruz. Daha iyisini yapana kadar en iyisi bu. Bugün itibariyle 60 milyon lira civarında bir değişiklik maliyetiyle yeni konsept sunumlarımız başlayacak." dedi.
UÇAKTA MUM IŞIĞINDA İKRAM
Uçakta yemek sunumu mum ışığında yapılacak. Bunun için yolcuların business sınıfta seyahat etmeniz yeterli. Mum ışığında yemek yedikten sonra yolcular semaver de taze demlenmiş çay yudumlanabilecek.THY Genel Müdürü Temel Kotil, iki ikramın bir uçak yaptığını dile getirdi. Uçak finans giderlerininyüzde 9 olduğunu kaydeden Kotil, "Bizim öğrendiğimiz havadaki 5 yıldızlı ikram servisi yerde 7'ye tekabül ediyor. Biz havada bir verip 2 alıyoruz. Allah nasip etti bu yıl yüzde 25 büyüyoruz. Transit yolcumuz da yüzde 40 büyüyor. Bir milyon olan transitimiz bu yıl 12.7-13 milyonla kapatılacak. Bunda ikramın büyük rolü var." ifadesini kullandı.Turkish Do&Co Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Doğudan, 60'tan fazla havayolu bulunduğunu,dünyada kimin ne yaptığını bildiklerini ifade etti. Bunu pazar olarak gördüklerini aktaran Doğudan, "Toplam bin 500 saat uçtuk. Her detayı bütün dünyada denetledik. Bunun arkasında kısa hat, uzun hat, business, ekonomi için her yolcuya odaklı sürprizli konsept üzerinde çalıştık. Konseptimiz, tamamen bütün tabaklar, bardaklar tepsiler her şey değişti. Bugüne kadar eski olan ekipmanımızmodern bir şeydi. Bunu da unutmayalım dünya şampiyonuyuz. Yolcu memnuniyetine bakarsanız her sınıfta birinciyiz. Bu bizim için bir motivasyon oldu." diyekonuştu.Konsept için 16 milyon parçalık bir ekipman setleri olduğunu söyleyen Doğudan, "Buraya 120 TIR malzeme geldi. Biz burada günlük 150 bin yemek yapıyoruz. 150 bin taze yemek demek, Avrupa'nın en büyük taze yemek mutfağına sahibiz. Ürünlerimizin yüzde 85'i Türkiye'den geliyor. Bunun ciddi bir boyutu da var. Senede 200 bin ton portakal sıkılıyor." şeklinde konuştu.
[h=2]Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nde 8.5 aylık hamile kadın tartıştığı kayın biraderinin attığı yumruk nedeniyle düşüp başını çarptı. Talihsiz kadın kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.[/h]
Baygın halde hastaneye götürülen Taş'ın bebeği sezaryenle alınırken, genç kadın yapılan tüm müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. Olay, Bismil'in Yağmur Köyü'nde dün meydana geldi. İki çocuk annesi 8.5 aylık hamile Zeynep Taş, eşi Nurettin Taş'ın evde olmadığı sırada kayın biraderi Mehmet Taş, iddiaya göre kendisine yemek hazırlamasını istedi. Zeynep Taş, "Ben hasta ve hamileyim, sana yemek hazırlayamam" dedi.
Bunun üzerine çıkan tartışma sırasında Mehmet Taş, yengesine yumruklarla vurmaya başladı. Aldığı yumruk darbeleri sırasında iddiaya göre başını duvara çarpan Zeynep Tay bayıldı. Yakınları tarafından Bismil Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Zeynep Taş'ın hemen tedavi altına alındı. Doktorlar, Taş'ın karnındaki bebeği sezaryenle aldı.
Kız bebek, Diyarbakır Kadın ve Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. Zeynep Taş ise doktorların tüm çabasına karşın öldü. Zeynep Taş, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından Yağmur Köyü'nde toprağa verildi. Yengesinin ölümüne neden olmakla suçlanan Mehmet Taş, gözaltına alındı ve jandarmada sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi.
Kaynak: DHA
[h=2]Odatv davasında tanık olarak dinlenmesine karar verilen CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, İstanbul 16'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin sorularına yazılı olarak yanıt verdi.[/h]
Deniz Baykal, Odatv davasının tutuksuz sanığı İklim Kaleli'nin telefon görüşmelerinde aktardığı taciz iddialarına yönelik olarak, "İklim Ayfer Kaleli,Soner Yalçın ve Barış Pehlivan'ın telefonlarının dinlendiğini bildiği için bu iftiraları atmıştır"dedi. Baykal, İklim Ayfer Kaleli'nin basında kendi aleyhinde verdiği beyanatların tarihine de dikkat çekerek, "O tarihler milletvekili aday listesinin oluşturulduğu döneme denk gelmektedir."
Baykal cevaplarını şu sözlerle noktaladı; "Birileri ısrarla Türk siyasi hayatından çekilmem için iğrenç komplolar tertiplemektedir. Taciz iddiası ve iftirası onlardan biridir."
İşte Baykal'ın o yanıtları:
- Gazeteci Hüseyin Soner Yalçın ile Meclis'te bir kaç defa görüşmemiz oldu. Bu görüşmeler esnasında Halk TV'yi satın almak veya kiralamak istedikleri dile getirilmiştir. Halk TV şirket hissedarlarının bir kısmıyla dostluk ilişkilerim olması nedeniyle bu konuda yardımcı olmam istenmiştir.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu olayla ilgisi ve bir aracılığı olmamıştır.
'Halk TV'nin şahsıma ait olmaması nedeni ile devretmeyi kabul ettiniz mi?' sorusu ve bu konuya ilişkin devamındaki sorular anlamsızdır.
- Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduktan sonra CHP içerisinde liderlik çekişmesine girilmemiştir.Bu nedenle iki numaralı soruya ilişkin bir yorum yapmam mümkün değildir.
- Üçüncü soruya ilişkin de ne soruda geçen konuşmalar ne de darbe ile neyin kastedildiğine ilişkin bir bilgim olmadığından bu konuya ilişkin bir yorumumun bulunması da söz konusu olamaz.
- İklim Ayfer Kaleli Oda TV'de çalıştığını söyleyerek ısrarla, dört defa sekreteryamı arayarak randevu talep etmiştir. Bu ısrarlı talepleri sonucu 25.01.2011 tarihinde kendisi ile 20-25 dakikalık görüşmem olmuştur. Görüşmede, CHP Genel Başkanlığından ayrıldığım için çok üzüntü duyduğunu, evimin önünde çadır kuran CHP'li gençleri ziyarete gittiğini, lider olarak çok sevdiğini ve sonrasında daha yakın görüşmek istediğini belirtmiştir. Görüşme bitmiş ve kendisi ayrılmıştır. Halk TV'nin devrine ilişkin bir konu gündeme gelmemiştir.
- Ahmet Mümtaz İdil ile Sanık İklim Ayfer Kaleli'nin yaptığı telefon görüşmesindeki, ‘.... iyi geçti ama, habercilik bir şey yok. Ziyaret ettim.', ‘Seçime kadar bir şey söylemeyecek, konuşmayacak, CHP'ye zarar verecek hiçbir şey yapmayacak. Görüşü bu, bunu bile yazmamı istemiyor.', ‘yarım saat muhabbet ettik, sohbet ettik, yani haberlik hiçbir şey yok' kısmına ilişkin ifadeler doğrudur. Ancak ‘yarın tekrar görüşeceğiz. başka bir yerde olacak o yarın. Beni de götürüyor yanında' kısmı tamamen gerçek dışıdır. Böyle bir beyanım bulunmamaktadır.
- Aynı konuşmada geçen, ‘sonra tohum attım. kısa süre sonra ekecem, biçicem, şimdilik bir şey yok' ifadelerinin anlamı çeşitli yorumlara açıktır.
- İklim Ayfer Kaleli'nin Mümtaz İdil ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde hiçbir taciz olayının olmadığı, haberlik bir şey olmadığı, gayet olağan bir görüşme olduğu çok açık olarak anlaşılmaktadır.
- İklim Ayfer Kaleli, Ahmet Mümtaz İdil ile yaptığı telefon konuşmasında ‘yarım saat muhabbet ettik, yani haberlik bir şey yok, sonra tohum attım, kısa sürede ekeceğim, biçeceğim, şimdilik bir şey yok' dedikten sonra dinlendiğini bildiği Barış Pehlivan ve Hüseyin Soner Yalçın ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde kasten kendisine yönelik taciz edildiği iftirasında bulunmuştur.
- Bu ikinci senaryonun benim açımdan hiçbir geçerliliği yoktur. Böyle bir senaryoyu CHP yönetimine ve Oda TV yönetimine aktardığındanda haberim olmamıştır. Bana yaptığı ziyaret sonrasında defalarca telefonla arayarak ilişki geliştirme çabalarını sürdürmüştür. Buna karşılık ben hiç bir zaman kendisini telefonda aramadım, hiçbir görüşmem ve ya karşılaşmam olmadı, buluşma önerilerinin tümünüde geri çevirdim. İklim Ayfer Kaleli'nin asılsız iddia ve iftiralarına ilişkin tazminat davaları açılmış olup, Ankara 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/107 E. , 2012/189 K.sayılı ve 05.07.2012 ve 04.12.2012 tarihli kararında, Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/557 E. , 2013/145 K.sayılı ve 16.04.2013 tarihli kararında iddiaların iftira olduğu belirtilmiş ve İklim Ayfer Kaleli haksız ithamları nedeni ile tazminata mahkum olmuştur. İklim Ayfer Kaleli'nin basına taşıdığı iddia ve iftiraların gündeme geldiği tarih son derece önemlidir. Zira o tarihler milletvekilliği adaylarının listesinin oluşturulduğu döneme denk gelmektedir. Birileri ısrarla Türk siyasi hayatından çekilmem için ellerinden geleni yapmakta ve çok iğrenç komplolar tertiplemektedir. Taciz iddiası ve iftirası da onlardan biridir.
-Yalçın Küçük'ü Üniversite'den tanırım
Yalçın Küçük'ün soruda bahsedilen el yazısı notlarına ilişkin bir bilgim bulunmamaktadır. Bu nedenle herhangi bir değerlendirmemin olması da söz konusu değildir.
"Baykal'ı indirdik' ibaresi ile neyi kastedildiğini de bilmemekteyim."
[h=2]Giresun'un Bulancak ilçesinde denizde yer alan yaklaşık 100 metrekarelik kayanın bir bölümünde define bulunduğunu öne süren kişi, aldığı izin sonrası iş makinesi yardımıyla arama çalışması yapıyor[/h]
Hüseyin Pural, Sanayi Mahallesi'ndeki Sarayburnu Camisi karşısında deniz üzerinde bulunan ve halk arasında "yassıtaş" adıyla bilinen yaklaşık 100 metrekarelik kaya parçasında iş makinesi yardımıyla define arıyor.Pural, gazetecilere yaptığı açıklamada, definenin yer aldığını düşündüğü bölgeyi 50 yıldır aradığını söyledi.Defineyle ilgili bir Yunan vatandaşının kendisine bilgiverdiğini ifade eden Pural, "Yunan vatandaşının verdiği bilgiler doğrultusunda yaptığım araştırmalarla, definenin bulunduğu alanı bu kaya parçası olarak tahmin ettim. İçerisindekinin ne olduğunu bilmiyoruz, illa ki bir şeyler var ama içeriden bir türlü çıkaramıyoruz. Aramayı sürdürüyoruz" dedi.Pural'ın, gerçekleştirdiği çalışma için Giresun Müze Müdürlüğünden 1 aylık izin aldığı öğrenildi.Öte yandan iş makinesinin, suyun sığ olduğu bölümden geçirilerek kaya üzerine çıkarıldığı bildirildi.
Kaynak: AA
