Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
TBMM’de ele alınan torba kanun tasarısı ile üst düzeydeki kamu personeli açısından önemli bir düzenleme getirilildi.
Vali, Emniyet Müdürü, Müsteşar, Genel Müdür gibi üst düzey bürokratlar, görevden alındıktan sonra mahkeme kararı ile yeniden aynı göreve geri dönemeyecek.
Düzenleme bürokrasideki 8 bin 461 kişiyi kapsıyor. TBMM Plan Bütçe Komisyonunda görüşülen tasarının bu maddesinde önergeyle değişiklik yapıldı. Gazeteport’un ulaştığı yeni düzenlemeye göre, görevden alınan bürokrat hakkında mahkeme “Geri dönüş” kararı verirse, idare bunu 2 yıl içinde uygulayacak ve bürokratı eski görevine değil, derecesine uygun başka bir göreve atayacak. Mevcut yasalar uyarınca bu süre halen 60 gün olarak düzenleniyor ve mahkemeden karar alan bürokrat için eski görevine iade edilme zorunluluğu bulunuyor.
BAKAN YARDIMCILARI DA VAR
Tasarıdaki maddenin son haline göre, Valiler, Büyükelçiler, Emniyet müdürleri, Kaymakamlar, Bakan yardımcıları, Müsteşar ve Genel müdürler ile yardımcıları gibi üst düzey yöneticiler ile, daire başkanı ve üstü görevlerde bulunanlar, görevlerinden alındıkları taktirde haklarında verilecek “Geri dönüşe” ilişkin mahkeme kararları, derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle, 2 yıl içinde yerine getirilecek.
Kamu görevlileri hakkındaki atama, görevden alma, göreve son verme, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarını gereğini yerine getirmeyen kamu görevlisi hakkında da, ceza soruşturması yapılamayacak. Disiplin hükümleri ise saklı kalacak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TFF’nin Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri açılışında konuştu.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Milli takımların adeta bir göçebe hayatı vardı.
Dünyada bu işte büyük olmak büyük oynama bu tür anlayışlarla mümkün değil. Şu anda Riavfda milli takımın dört dörtlük tesisleri var. Yapılacak eklerle bu dört beşlik dört altılık olacak. Fatih Hoca ile bir sohbetimiz oldu. Halkalı’daki olimpiyat stadı ile ilgili bir talebi olmuştu. Bunlardan biri federasyonun yönetim binasının oraya taşınmasıydı.
BURADA TÜM EĞİTİMLER VERİLEBİLECEK
Diğeri kalelerin yer değiştirmesi. Bir diğeri ise açık tribünlerin hızla kapatılmasıydı. Bu anlayış beni adeta büyülemişti. Bunu nedeni tasarruf anlayışı ve böylesine dev bir tesis varken neden yeni harcamalar yapılmasıydı. Güçlü mekan güçlü insanları doğurur. Bizim bu güçlü mekanlara ihtiyacımız var. Burada tüm eğitimler verilebilecek.
KİMLER VAR AMA TÜRKİYE YOK
Bu dünya kupasını seyrederken üzülüyoruz. Bakıyoruz kimler var ama Türkiye yok. bizim olmayışımız bizi olumsuz istikamette etkiliyor.
5-6 milyon nüfuslu ülkeler orada var. 75-76 milyon nüfuslu Türkiye orada yok.
ÇOK ARZU EDERDİK AMA OLMADI
Türkiye olarak mili takımımızla bizler bu dünya kupasına katılmayı gerçekten çok arzu ederdik ama olmadı.
Şimdi önümüzde Avrupa Kupası var. İnşallah oraya katılır ve yerini taçlandırarak alır. Bizi hüzünlendiren aslında bu tür olumsuz sonuçlar yanında bir başka durum var. Tribünlerin dilini biz ne zaman ‘fair play’e uyduracağız. Hep bunu konuşuyoruz ama tribünlerin dili maalesef bu dile yakışmıyor.
BU MÜMKÜN OLMADI
Hanım kardeşlerimizi tribünlere almanın en önemli adımı ‘fair play’i yakalamaktı ama hanım kardeşlerimizle bu mümkün olmadı.
Bu durumlarla ilgili olarak bizler kulüplerle görüşmeler yaptık yasal düzenlemeler yaptık ama ne yazık ki bu milletin değerlerine uygun bir yapı ne futbolda ne başka branşlarda sağlanamadı. Bu milletin değerleri bu değil. Spor barışın temelini teşkil eder. Barışın en önemli alt yapısını spor teşkil eder. Bu millet bu noktada örnek olduğunu dünyaya göstermesi lazım. Biz bu tesisleri yayarken bu düşünce ile yayıyoruz.
IŞİD militanları, Irak’ın pek çok kentinde camilere saldırdı.
Halife ilan ettikleri Bağdadi’nin görüntüsü de ilk kez yayınlandı. Irak Şam İslam Devleti’nin hedefinde bu kez camiler vardı. Ninova kentinde militanlar çok sayıda cami ve Şii ve Sünnilere ait ibadethanelere saldırdı.
IŞİD militanları Musul kentinde de en az beş camiye zarar verdi. Tel Afar’da en az dört camiye zarar veren teröristler, ibadethaneleri ya havaya uçurdu ya da araçlarla yıktılar.
Öte yandan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü tarafından halife ilan edilen Ebubekir el-Bağdadi’nin ilk kez görüntüsü yayınlandı.
IŞİD’e yakın bir internet sitesinde yayınlanan video görüntüsünde Bağdadi, Musul kentinde cuma hutbesi verilirken görüntülendi.
Bugüne kadar yüzünü gizleyen Bağdadi, siyah sarık ve cübbesiyle verdiği cuma hutbesinde, halife ilan edilmesiyle ilgili de “Bana ağır bir sorumluluk ve yüce bir görev verildi” ifadesini kullandı.
“Dinin temelinin, insanları hidayete erdiren Kur’an-ı Kerim ve zafere götüren kılıç” olduğunu söyleyen Bağdadi, “Allah bize düşmanlarıyla savaşmamızı ve dini ikame etmek için onun yolunda cihat etmemizi emretti” dedi.
Hilafetin ilanında acele edilmesinin, Müslümanların üzerine vacip olduğunu ve yüzyıllardır vakit kaybedildiğini savunan Bağdadi, “Ben tebaama kralların ya da liderlerin vadettiği refah ve bolluğu değil, Allah’ın mümin kullarına vadettiği şeyi vadediyorum” ifadesini kullandı.
İsrail ordusu, İsrail Hava Kuvvetlerinin Gazze’nin güneyindeki 3 noktayı hedef aldığını duyurdu.
İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, İsrail topraklarına Gazze’den yapılan füze saldırıları nedeniyle “İsrail Hava Kuvvetleri Gazze’nin güneyindeki 3 noktayı hedef alarak vurdu” denildi.
Açıklamada ayrıca dün geceden beri İsrail’e Hamas tarafından 14 roketin atıldığı iddia edilerek, atılan füzelerden 12′sinin İsrail sınırları içine düştüğü, birinin İsrail’in “Demir Kubbe” hava savunma sistemi tarafından etkisiz hale getirildiği, birinin ise Filistintopraklarına düştüğü bilgisine yer verildi.
İsrail ordusu son olarak dün gece Gazze’yi hedef almıştı.
Müslüman Kardeşler’in lideri Muhammed Badi, ömür boyu hapis cezasına mahkûm edildi.
10 üyenin ölüm cezası ise onaylandı.Mısır’da bir mahkeme, geçen yıl Muhammed Mursi’nin devrilmesi sonrası çıkanşiddet olaylarını teşvik ettiği gerekçesiyle Müslüman Kardeşler’in lideri MuhammedBadi’yi ömür boyu hapis cezasına mahkûm etti. Badi ilebirlikte 36 MüslümanKardeşler üyesi hakkında daha ömür boyu hapis cezası verildi.
Mahkeme 10 Müslüman Kardeşler üyesi için ise daha önce verilen ölüm cezasıkararını onayladı. Sanıklar, eski Devlet Başkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesindensonra düzenlenen Mursi yanlısı gösterilerde şiddet kullanmak ve sokakları kapatmakla suçlanıyordu.
36 Müslüman Kardeşler üst düzey yöneticisi ve destekçisiyle birlikte yargılanan Badi,daha önceki iki davada ölüm cezası almıştı.
Mısır’da geçen yıl dev protesto gösterileri sonrası Devlet Başkanı MuhammedMursi’ye yönetimden el çektirilmiş ve ordu yönetime el koymuştu. MüslümanKardeşler örgütü de ‘terör örgütü’ ilan edilmiş ve yasaklanmıştı.
Terör örgütü Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) öncülüğündeki silahlı gruplar, ele geçirdikleri bölgelerde Irak ile Suriye arasındaki sınırı fiilen ortadan kaldırdı.
Irak ile Suriye arasında hali hazırda 4 sınır kapısı bulunuyor. Velid Kapısı Irak ordusu, Peşhabur ve Yağrubiye kapıları ise peşmergenin kontrolünde. Kaim Sınır Kapısı ise IŞİD’in elinde. Örgüt bu kapının Suriye tarafındaki Ebu Kemal Kapısı’nı da kontrolünde bulunduruyor. Fırat ve Dicle nehirleri çevresinde etkinliğini artıran örgüt, Kaim Sınır Kapısı’yla Suriye ile Irak arasında direkt bağlantı yolu sağlamış oldu. Örgüt, Suriye’deki Rakka kentinden, Irak’ın Ramadi kentine kadar olan büyük alanı kontrolüne almış durumda.
Suriye’de Mumbuc, petrol bölgesi Rakka ve Irak sınırına yakın Deyr ez-zor kentleri örgütün kontrolünde. Irak’ta ise Sünni Arap bölgesinin önemli bir kısmı IŞİD’in eline geçti. Anbar eyaletinin Felluce ve Ramadi kentleriyle ülkenin en büyük ikinci kenti Musul, Beyci Rafinerisi’nin bulunduğu Tikrit ve Telafer ile Selahaddin ve Diyala’nın bazı bölgeleri IŞİD’in hakimiyet alanına giriyor.
DİREKT GEÇİŞ KORİDORU
IŞİD örgütü, Irak ve Suriye’de ele geçirdiği bölgelerle iki ülke toprakları arasında direkt geçiş imkanına sahip oldu. Örgütün etkinlik alanını büyütmede bu koridoru açmasının önemli bir etkisi oldu. IŞİD, Musul’u alırken Suriye’den getirdiği silah ve mühimmattan faydalandı. Irak ordusunun çekilmesinden sonra ele geçirdiği ağır silah ve füzelerin bir kısmını ise Suriye’ye taşıyarak Türkiye sınırındaki Cerablus kasabasında YPG birliklerine karşı kullandı.
Selahaddin Üniversitesi siyaset Bilimi Bölümü’nden Prof. Dr. Kamuran Mentik yaptığı açıklamada, “Irak- Suriye sınırı pratik olarak ortadan kalkmış durumda. IŞİD’in büyük toprak parçalarını kontrolüne almasıyla Ortadoğu’daki sınırlar kalkıyor. Bu da bölgede daha büyük güçlerin savaşına neden olabilir. Umarım bu gerçekleşmez” dedi.
Türkiye ve İran’in bölgesel güçler, Rusya ve ABD’nin ise dünya güçleri olarak sorumlu bir pozisyon alması gerektiğini kaydeden Mentik, “Siyasi çözüm, değişen haritalara göre hareket edilmesidir. Tarihi olanın değil, mevcut haritalar göz önünde bulundurularak başlatılacak siyasi çözüm arayışları sonuç verecektir” diye konuştu.
IŞİD, PASAPORT BASTI
Öte yandan, hilafet ilan ederek “İslam Devleti” kurduğunu duyuran IŞİD’in pasaport bastığı bildirildi. Erbil merkezli Basnews ajansı, IŞİD’in bölgede devletleşmeye doğru bir adım daha atıp pasaport bastığını ileri sürdü.
Kontrol altına aldığı Irak’ın Musul kentinde basılan pasaportun üstünde IŞİD’in bayrağındaki sembollerin yanı sıra üst tarafında “Halife İslam Devleti” ibaresi bulunuyor.
Alman gizli servisi BND’de çalışan bir kişi, ABD’ye bilgi verdiği iddiasıyla gözaltına alındı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in telefonlarının Amerikan istihbarat kuruluşu NSA tarafından dinlendiğinin geçtiğimiz yıl ortaya çıkmasının ardından bu kez de Alman gizli servisi BND’de çalışan bir kişi, ABD’ye bilgi verdiği iddiasıyla gözaltına alındı.
Alman yetkililer casusluk nedeniyle bir istihbarat görevlisinin gözaltına alındığını doğrulasa da ülke ismi vermekten kaçındı ancak Alman medyasında çıkan haberlerde 31 yaşındaki Alman istihbaratçının Amerikalı ajanlara belge sızdırdığı ifade edildi.
Bild gazetesinin haberine göre, BND çalışanı, 2012 yılından bu yana toplam 218 gizli belge kaçırdı. Casusun, Avusturya’da ABD istihbaratı ile üç kez görüştüğü, gizli bilgileri toplam 25 bin euroya sattığı iddia edildi. Bu belgelerin üçünün NSA Araştırma Komisyonu ile ilgili olduğu belirtiliyor.
Merkel, önceki akşam ABD Başkanı Barack Obama ile telefon görüşmesi yaparken, görüşmede bu meselenin konuşulup konuşulmadığı konusunda Berlin ve Washingtonaçıklama yapmayı reddetti. Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert ise hükümetin soruşturmanın ardından harekete geçeceğini, olayın ciddi olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı adaylarının mal varlıklarının açıklanmasıyla siyasilerin servetleri bir kez daha gündeme geldi.
Huffington Post’a göre dünyanın halen görevde olan en zengin siyasetçisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. Net olmamakla birlikte Putin’in 40 ila 70 milyar dolar arasında mal varlığı olduğu tahmin ediliyor. Putin’i 30 milyar dolar ile Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej izliyor. Üçüncü sırada ise Brunei Sultanı Hassanal Bolkiah var. Bolkiah’ın mal varlığının değeri 20 milyar dolar. Mal varlığı 18 milyar dolar olan Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdul Aziz el Saud’un ardından 15 milyar dolar ile Şeyh Halife Bin Zayid el Nahyan geliyor.
EN DÜŞÜK KİŞİ BAŞI GELİR K. KORE’DE
6′ncı sırada bir diğer Arap hükümranı Birleşik Arap Emirlikleri Başkan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum 4 milyar dolar ile yer alıyor. Ardından Liechtenstein Prensi Hans Adam ve Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un 5′er milyar dolarlık servetleriyle geliyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın kişisel servetinin 12 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in kişisel mal varlığının 12 milyon dolar olduğu hesaplanıyor. Liderlerin varlıkları ülkelerindeki kişi başı gelirle karşılaştırıldığında fakir ülkelerde liderlerin servetleri dudak uçuklatıyor. Örneğin Kuzey Kore’de kişi başı gelir bin 800 dolar, Tayland’da ise 4 bin 400 dolar seviyesinde. Batı ülkelerinde siyasiler ağırlıklı olarak zengin ailelerden çıkıyor. Arap ve Doğu ülkelerinde ise zenginlik yine aileden gelen bir özellik olarak dikkat çekiyor.
ERDOĞAN’IN NAKDİ 4 YILDA % 85 ARTMIŞ
Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan’ın 4.4 milyon TL, 200 bin dolar ve 1 otomobili var. Bunların toplam değeri yaklaşık 5 milyon TL. 2010′daki beyanına göre Erdoğan’ın nakdi yüzde 85 artmış. Diğer aday Ekmeleddin İhsanoğlu’nun yaklaşık 3.7 milyon dolar nakdi, 9 dairesi, 1 otomobili, Selahattin Demirtaş’ın ise 360 bin TL’lik gayrimenkulü ve 3 otomobili var.
